Politika, İnovasyon, Tasarım ve Gelişim Merkezi (PİTGEM) kamuoyunun dikkatini Türkiye’ye sığınan Irak Türkmenlerine çekmek istemiştir. Bu nedenle Ankara’nın ilçelerinde yaşayan sekiz farklı Türkmen aileyle görüşülmüştür. Yapılan görüşmelerde yapılandırılmış ve yarı yapılandırılmış mülakat yöntemleri kullanılmıştır. Görüşmecilerin önemli bir kısmı erkektir. Türkmenler, genellikle daha geleneksel bir topluluk olduğu için, Türkmen kadınların yabancılarla aynı mekânda bulunması tercih edilmemektedir. Bu nedenle PİTGEM tarafından yapılan röportajlarda sadece birkaç kadın katılımcıyla görüşülebilmiştir. Türkmenler, Irak’taki olayların neticesinde Türkiye’ye sığındığı için hemen hemen tamamı “uluslararası geçici koruma” statüsüne tabi bulunmaktadırlar.
PİTGEM, Irak’tan gelerek Türkiye’ye sığınmış ve Ankara’da yaşayan Türkmen aileler ile yaptığı özel röportajları, bir röportaj serisi şeklinde yayınlamaktadır. Bu bağlamda, ilk Türkmen aile yapılan röportaj, “Ankara’daki Türkmen Aileler İle Röportaj Serisi (Seri 1: Birinci Aile): Irak Türkmenlerinin Sorunları ve Gelecek Planları” başlığı ile 15 Mayıs 2023 tarihinde yayınlamıştır.[1] Röportaj serisinin bu ikinci bölümünde ise ikinci Türkmen aile ile evlerinde yapılan röportaja yer verilmektedir. Serinin ikinci röportajına konuk olan ikinci Türkmen aile ile 17/12/2022 tarihinde yapılan bu görüşme, Telafer/Musul’dan Türkiye’ye sığınmış bir Türkmen aile ile yapılmıştır. Aile, Ankara’da ikamet etmektedir ve Keçiören ilçesine bağlı Aktepe semtinde yaşamaktadır. Mülakat esnasında iki kişi sorulara cevap vermiştir. Katılımcıların birisi erkek, diğeri ise kadındır. Erkek katılımcı 42 yaşındadır. Telafer/Musul’da dünyaya gelmiştir. Kendisi üniversite mezunudur. Irak’ta bilgisayar programlama bölümünden mezun olmuştur. Türkiye’de ise özellikle Orta Doğu’dan gelen Araplar için tercümanlık yapmaktadır. Diğer katılımcı ise yine 42 yaşında bir kadındır. Söz konusu erkek katılımcının eşidir. Kadın katılımcı ev hanımıdır ve Telafer/Musul doğumludur. Erkek katılımcı tüm sorulara cevap vermiştir. Kadın katılımcı ise bazı sorulara cevap vermeyi tercih etmiştir. Ailenin ikisi erkek ikisi kız olmak üzere toplamda dört çocuğu bulunmaktadır. Çocukların eğitim hayatı sürmektedir. 9 yaşındaki bir kız çocuğu, ailenin evinin yakınlarındaki bir ilkokula devam etmektedir.13 yaşındaki bir başka kız çocuğu ise önümüzdeki sene lise sınavlarına hazırlanacaktır ve şu anda bir ortaokul talebesidir. 17yaşındaki bir erkek ise lise öğrencisidir. 19 yaşındaki en büyük çocuk ise erkektir ve Irak’ta üniversite hayatına devam etmektedir. Ailedeki bireylerin Türkçesi oldukça iyidir. Aile, Türkiye’ye yerleştikten sonra çocuk sahibi olmamıştır. Tüm çocuklar, aile Irak’ta yaşarken dünyaya gelmiştir. Ankara’daki bazı Türkmen ailelerine nispeten ailenin çekirdek aile hüviyetine sahip olduğu iddia edilebilir. Evde sadece anne, baba ve üç çocuk yaşamaktadır. Katılımcılar arasında yer alan hanımefendi, oldukça çekingen olduğu için sadece birkaç soruya cevap vermiştir. Ancak söz konusu ailede, diğer bazı Türkmen evlerinde gözlemlendiğini aksine, kadın ve erkek arasında kaç göç adeti bulunmamaktadır. Ailedeki bireyler fotoğraflarının çekilmesine müsaade etmemişlerdir. Tüm aile, uluslararası koruma statüsüne tabidir.
Röportajın Özeti:
“Daha sonra IŞİD gelince, savaş başlayınca, karışıklıklar artınca bir karar aldım ve Türkiye’ye geldim.”
“İlk resmi kaydımı Ankara’da yaptırdım. Biz düzenli yollarla geldik. Kaçak bir şekilde gelmedik buraya.”
“O dönem Saddam’dan kaçıp Türkiye’ye gelen pek kişi yoktu. Yani varsa da çok azdır. Türkmenlerin belki de binde biri diyebiliriz en fazla.”
“Saddam Türkmenlere ve Kürtlere baskı uyguladı. Mesela Saddam döneminde Türkçe isim kullanmak yasaktı.”
“Yarısı da gittikleri yerde kaldılar. Türkiye’ye gelen Telaferli Türkmenler, Telafer’deki toplam Türkmen nüfusunun belki de %25-30’una denk düşmektedir. Ben de onlardan biriyim işte.”
“Kızım hastanede yatarken yapılan işlemlerden veya hastanede geçirdiği günler için herhangi bir para almadılar. Aslında ilk başta para istediler. Ama daha sonra hastaneye herhangi bir ödeme yapamayacağımızı ve elimizden bir şey gelmediğini söyledik.”
“Dil sorunu yaşadık. Biz Türk’üz elbette. Ama buraya gelince Türkçe konusunda sorun yaşadık. Dil, bizim kullandığımız Türkmence’den daha farklı.”
“Sigortalı çalıştığım yıl 2016 idi. Şimdi ise çalışma iznim yok ve sigortasız çalışmak zorundayım.”
“Benim tek isteğim vatandaşlık. Ben zaten vatandaşlık istediğimizi birçok yere yazdım. Cumhurbaşkanlığı’na da yazdım. Cumhurbaşkanlığı’na mail attım.”
“Ama istisnai vatandaşlıktan faydalanan hiç kimseyi tanımam. Yani hiçbir Irak Türkmeni’ni tanımam.”
“Türkiye’de kalmak istiyorum. Irak’a dönmek gibi bir niyetim yok.”
“İlk geldiğimiz zaman, yani 8-9 sene evvel, bizimle simgesi bozkurt olan bir dernek ilgilendi.”
“Burada yirmi sene kalsan da Türkmen’e vatandaşlık yok.”
Röportajın Tam Metni:
Ankara’daki Türkmen Ailelerİle Röportaj Serisi (Seri 2: İkinci Aile): Irak Türkmenlerinin Türkiye’den Beklentileri
Politika, İnovasyon, Tasarım ve Gelişim Merkezi (PİTGEM) ile bu özel görüşmeyi kabul ettiğiniz için size çok teşekkür ederiz. Biraz kendinizden bahseder misiniz? Irak’ta ne yapıyordunuz? Hangi bölge de yaşadınız? Türkiye’ye ne zaman geldiniz?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Ben orada, yani Irak’ta, üniversiteyi bitirdikten sonra şey idim. Memur idim yani. Daha doğrusu öğretmen idim. Bilgisayar öğretmeni olarak çalışıyordum. 2014’ kadar bilgisayar öğretmeni olarak çalışmaya devam ettim. Daha sonra IŞİD gelince, savaş başlayınca, karışıklıklar artınca bir karar aldım ve Türkiye’ye geldim. 2014’ün sonunda, o senenin on birinci ayında Türkiye’ye geçtim. Suriye üzerinden, Telabyad değil de Kilis üzerinden Türkiye’ye giriş yaptım. Kilis’ten ilk giriş yaptığımız zaman kayıt altına alınmadık. Zaten Kilis’te durmadım ve doğrudan Ankara’ya geldim. İlk resmi kaydımı Ankara’da yaptırdım. Biz düzenli yollarla geldik. Kaçak bir şekilde gelmedik buraya.
“Saddam döneminde Türkçe isim kullanmak yasaktı. Saddam daha çok Şii Türkmenlere sistematik baskı yapıyordu”
Irak’taki hayatınız Saddam Döneminde nasıldı? Hatırlıyor musunuz? Saddam Dönemi’nde Türkmenler ile rejim arasındaki ilişki nasıldı?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Tabi Saddam zamanında daha iyi şartlarda yaşıyorduk. Daha güvenliydi. Zaten o zamanda kaçıp Türkiye’ye gelmek gibi bir ihtiyaç içerisinde olmamıştık. O dönem Saddam’dan kaçıp Türkiye’ye gelen pek kişi yoktu. Yani varsa da çok azdır. Türkmenlerin belki de binde biri diyebiliriz en fazla. Irak’ın güneyinden kaçanlar olmuştu tabi. Şiilerden bahsediyorum burada. Türkmenlerden ise kaçan çok azdır.Telafer’deki Sünni Türkmenler arasında Saddam’dan kaçan neredeyse kimse yoktu. Sayamazdınız bile yani. Saddam daha çok Şii Türkmenlere yönelik sistematik baskı yapıyordu.
Irak’ta yaşayan Türkmenlerin Saddam iktidardayken Türkiye’ye yerleşmek gibi bir niyetleri hiç oldu mu?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Vallahi öyle bir şey olmadı. Saddam daha çok Şiilere zulmetti Irak’ta. Türkmenlere ve Kürtlere, Şiilere yaptığı gibi, en azından benim bildiğim kadarıyla, zulmetmedi. Ama Türkmenlere ve Kürtlere karşı ayrımcılık yaptı. Irak’ta Türkmenlerin ayrı bir devlet talebi yoktu. Daha doğrusu ben bu talep ile siyasi faaliyet yürüten herhangi bir Türkmen tanımıyorum. Saddam Türkmenlere ve Kürtlere baskı uyguladı. Mesela Saddam döneminde Türkçe isim kullanmak yasaktı. Ama çok zulüm Şiilere yapıldı. Sünni Türkmenler Saddam ile daha iyi anlaşıyorlardı. Çok bir sıkıntı yaşamadıklarını diyebilirim.
Saddam Rejiminin yıkılmasından sonra sizin için neler değişti?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek):Saddam Rejimi değiştikten sonra Irak’ta yaşam herkes için zorlaştı.
“IŞİD geldikten sonra Telafer’deki Türkmenlerin hepsi şehri terk etti. Daha sonra ise ancak yarısı geri döndü”
Irak’tan Türkiye’ye gelip yerleşme kararınızın arkasında yatan sebepleri açıklar mısınız? IŞİD’in zulmüne de maruz kaldınız mı?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): IŞİD geldikten sonra Telafer’de ne kadar Türkmen varsa hepsi kenti terk etti. Yani nüfusun neredeyse yüzde yüzü kentten çıktı. Bu insanların önemli bir kısmı Irak’ın içerisinde farklı yerlere dağıldı. Başka kentlere gittiler. Daha sonra ise yarısı Telafer’e geri döndü. Yarısı da gittikleri yerde kaldılar. Türkiye’ye gelen Telaferli Türkmenler, Telafer’deki toplam Türkmen nüfusunun belki de %25-30’una denk düşmektedir. Ben de onlardan biriyim işte. Türkiye’ye Telafer’den gelen Türkmenler genelde Sünni’dir.
“Eğitim ve sağlık hizmeti konusunda Türkiye’de devlet kısmen yardımcı oldu. Ancak, kapsayıcı bir devlet desteği görmedik. Hayırseverler de destek oldu”
Türkiye, bu süreçte size destek verdi mi? Türkiye size destek verdiyse eğer söz konusu desteğin niteliğine dair bilgi vermenizin bir mahsuru var mıdır?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Evet. Biz gelir gelmez tüm çocukları okullara kabul ettiler. Okulda malzeme yardımda bulundular. Okulda çocuklara kitap verildi. Ama mesela kılık-kıyafet yardımında bulunulmadı. Hayırsever bazı vatandaşlar vardı. Onlar kendi aralarında mesela Türkmenlere yardım edebilmek için ellerinden geleni yaptılar. Aynı zamanda çocukların sağlık ihtiyacının karşılanması için de bize yardım edildi. Biz sağlık ocaklarından yani daha doğrusu aile hekimlerinden hizmet alabiliyoruz. Ayrıca hastanelere gittiğimiz zaman herhangi bir sağlık hizmeti için bizden ücret talep edilmiyor. Ben mesela hiç ağır hasta olup hastanede kalmadım. Ama kızım ağır hasta oldu ve hastanede yatmak zorunda kaldı. Altı gün hastanede yattı. Kolu kırıldı. Kızım hastanede yatarken yapılan işlemlerden veya hastanede geçirdiği günler için herhangi bir para almadılar. Aslında ilk başta para istediler. Ama daha sonra hastaneye herhangi bir ödeme yapamayacağımızı ve elimizden bir şey gelmediğini söyledik. Bir şey demediler.
Muayene parası da alınmadı mı?
Türkmen-2 (42 yaş, kadın): Aslında muayene parası alınıyor. Yani en azından büyük hastanelerde muayene parası alındığını söyleyebilirim. Aynı zamanda eczaneye gidip ilaç almak istediğimiz zaman da ücret ödüyoruz elbette. Muayene şeyden çıkıyor işte sigortadan karşılanıyor.
Aile Bakanlığı’nın size yönelik herhangi bir girişimi ya da yardımı oldu mu?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek):Türkiye’ye geldikten sonra Aile Bakanlığı’nın bize ya da kadınlara yönelik herhangi bir desteğinin olmadığını da belirtmek isterim.
“Biz Türküz. Bizim Türkmen’ce buradaki Türkçe’den biraz farklı ama zamanla alıştık ”
Türkiye’ye ilk geldiğinizde hangi zorluklarla karşılaştınız? Dil bariyerinden kaynaklı sorunlar yaşadınız mı?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): İlk geldiğimiz de buradaki insanları anlamaya çalışırken biraz zorluk yaşadık. Dil sorunu yaşadık. Biz Türk’üz elbette. Ama buraya gelince Türkçe konusunda sorun yaşadık. Dil, bizim kullandığımız Türkmence’den daha farklı. Zaman içerisinde alıştım ama. Şimdi Türkçe’yi çok daha iyi kullanıyorum. Urfa’da konuşulan Türkçe’ye benzer bizim Türkmence normalde.
Burada hangi işlerde çalıştınız? Çalışmış olduğunuz işlerde kayıtlı bir şekilde mi çalıştınız? Çalışma izniniz var mıydı? Sigortanız yapıldı mı?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek):Ben bir ara sigortalı işte çalıştım. Sosyal hizmetlerde çalıştım. Sosyal hizmetler merkezinde çalıştım. Aile Bakanlığı’na bağlı olarak çalıştım. Şirket yazımı yazıncaya kadar sigortalı değildim. Yani altı ay sigortasız çalıştım. Sonra tekrar sigortalı çalışmaya başladım. Sigortalı çalıştığım yıl 2016 idi. Şimdi ise çalışma iznim yok ve sigortasız çalışmak zorundayım.
Türkmen-1 (42 yaş, kadın): Ben hiç çalışmadım. Hep evdeydim.
“Iraklı Türkmenler olarak Türkiye’de Suriyelilerden hiçbir farkımız yok. Hatta Suriyelilerin avantajları var. İstisnai vatandaşlık bile alabiliyorlar. Ama bize asla verilmiyor”
Türkiye’de şu an vatandaşlık mı edindiniz? İkamet izni ile mi kalıyorsunuz?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Bizim kaydımız var burada. Yabancı olarak kaydımızı yaptırdık. Ama Türkiye’de henüz bir vatandaşlık edinemedik. Burada yaşayan yabancılar olarak mesela Suriyeliler ile bizim aramızda devletin nezdinde hiçbir fark yok.Suriyeliler arasında vatandaşlık için istisnailer var (PİTGEM Notu: Katılımcı, istisnai vatandaşlık başvurusunda bulunan Suriyelilerden bahsetmektedir).Suriyelileri istisnai vatandaşlıktan faydalandırıyorlar. Mesela bizim çevremizden 2014’ten sonra gelip istisnai vatandaşlıktan faydalanan kimseyi duymadım ben. Vatandaş olan Irak Türkmenleri var. Ama uzun yoldan oluyorlar. Mesela gelmiş buraya. Bir şekilde sigortalı işe girebilmiş ve 5 yıllık (uzun süreli) ikamet izni almış. O şekilde tanıdıklarımız vatandaş olabildiler. Ama istisnai vatandaşlıktan faydalanan hiç kimseyi tanımam. Yani hiçbir Irak Türkmeni’ni tanımam.
“Irak’a dönme niyetimiz yok. Tek isteğimiz Türkiye’den vatandaşlık almak ve burada kalmak”
Türkiye dışında gitmek istediğiniz bir ülke var mı?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Türkiye dışında gitmek istediğim bir ülke yok. Ben Türkiye’de kalmak istiyorum.
Irak’a dönmek gibi bir isteğiniz var mı?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Türkiye’de kalmak istiyorum. Irak’a dönmek gibi bir niyetim yok.
Şimdi yetkililerden bir talebiniz var mıdır?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Benim tek isteğim vatandaşlık. Ben zaten vatandaşlık istediğimizi birçok yere yazdım. Cumhurbaşkanlığı’na da yazdım. Cumhurbaşkanlığı’na mail attım.
Peki size cevap geldi mi Cumhurbaşkanlığı’ndan?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek):Geldi. Talebimizin İçişleri Bakanlığı’na iletildiği yazılmış. İçişleri Bakanlığı’ndan bir cevap geldi. 5 yılı doldurmadığınız müddetçe vatandaşlık hakkınız yok denmiş. Ama biz buraya geleli dokuz sene olmuş. Ondan sonra ben bir daha yazmadım zaten. Burada yirmi sene kalsan da Türkmen’e vatandaşlık yok.
“Türkiye’de kamu kurumlarından bize Türkmen olduğumuz için değil yabancı olduğumuz için yardımlar yapıldı. Oturduğumuz apartmanda ise yabancı muamelesi gördüğümüz için sorunlar yaşadık”
Türkiye de bulunan Irak Türkmenlerine ilişkin bir sivil toplum kuruluşu bulunuyor mu? Eğer bulunuyorsa be gibi faaliyetleri var?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Valla Türkiye’de özel olarak Türkmenlerle ilgilenen bir dernek duymadım ben.
Belediyeden ya da başka bir kamu kurumundan yardım geldi mi?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek): Türkmen olduğumuz için gelmedi. Ama yabancı olduğumuz için bize yardım ettiler. Bize yardım eden çok dernek oldu. İlk geldiğimiz zaman, yani 8-9 sene evvel, bizimle simgesi bozkurt olan bir dernek ilgilendi. Ama hangisi ilgilendi bilmiyorum. Çünkü simgesi bozkurt olan iki dernek varmış. Ülkü Ocağı ya da Türk Ocağı olsa gerek.
Türkmen-2 (42 yaş, kadın): İlk geldiğimiz vakit bize belediye ve diğer vakıflar yardım etti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı bize iki kere yardım etti.
Türk halkından ve devletten gerekli desteği gördüğünüzü düşünüyor musunuz? Size yönelik bir ön yargıyla karşılaştınız mı?
Türkmen-2 (42 yaş, kadın): Bizim Ankara’da ilk taşındığımız evde komşular bize iyi davranmıyordu. Bizi Türkmen olarak değil de yabancı olarak gördüler. Orada birçok sorun yaşadık. Biz bu apartmana geleli daha bir yıl oldu. Çok gelen gidenimiz olmuyor. Ama bu apartmanda Allah’a şükür bir sorun yaşamadık komşularımızdan yana.
Son olarak Türk kamuoyundan ne beklediğinizi bize söyler misiniz?
Türkmen-1 (42 yaş, erkek):Bizim kimseden bir beklentimiz yok. Keşke Türk vatandaşı olabilsek. Başka bir dileğimiz yoktur.
Bu özel sohbet için teşekkür ederiz. Bundan sonraki hayatınızda sağlık, huzur, başarı ve kolaylıklar diliyoruz.
Türkmen-1 (42 yaş, erkek):Siz sağ olun. Sesimiz oldunuz. Bize moral oldunuz. Allah razı olsun.
Türkmen-2 (42 yaş, kadın):İyi ki geldiniz. Bize destek oldunuz. Yine bekleriz. Sağ olun.
NOT: Ankara’da yaşayan Türkmen aileler ile röportajlarımız, röportaj serisinin üçüncü bölümünde bir başka Türkmen aile ile devam edecektir.
DİPNOTLAR:
[1]https://pitgem.org/2023/05/ankaradaki-turkmen-aileler-ile-roportaj-serisi-seri-1-birinci-aile-irak-turkmenlerinin-sorunlari-ve-gelecek-planlari/