Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Tarih:

Kripto Para ve Kripto Para Borsaları: Nedir, Nasıl Çalışır ve Yasal Durumları

Diğer Başlıklar

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

Özet

Kripto para son zamanlardaki yüksek getirisi ile çok konuşulan konular arasında. Kâr oranlarındaki özellikle son bir yılda görülen artış da birçok yatırımcının kısa yoldan zengin olma hayali ile kripto paraya yatırım yapmasına yol açtı. Fakat çoğu yatırımcı kripto para ve bunun nasıl çalıştığı konusunda çok az bilgiye sahip olduğundan, internette ‘fenomen’ diye adlandırılan, aslında sınırlı bilgileri nedeniyle yatırım tavsiyesi veremeyecek kişilerin sosyal medya paylaşımlarını ölçüt alıp kripto para almaya ve borsalara üye olmaya başladı. Kripto para ve kripto para borsaları güvenilir mi? Bu borsalardaki dolandırıcılıklar öngörülebilir ve önlenebilir mi? Devletin bu gibi borsalar ile ilgili yaptığı bir düzenleme ve kurduğu bir yatırımcıyı koruma mekanizması bulunmakta mıdır? Kripto para borsalarında dolandırıcılık olursa kaçırılan kripto paraların izi sürülebilir mi?

İşte, bu ve bunun gibi birçok soruya yazımızda cevap bulmaya çalışacağız. Önce, kripto para hakkındaki bilgi eksikliklerini olabildiğince gidermek için kripto paranın aslında ne olduğunu ve nasıl çalıştığını anlatalım. Daha sonra kripto paranın ne şekilde fiyatlandırıldığına ve borsaların çalışma esaslarına değineceğiz.

Kripto Para Ve Blok Zincir Nedir?

2008 yılında Satoshi Nakamoto rumuzlu biri veya bir grup tarafından kripto para birimi bitcoin hakkında bir makale yayınlandı. Makale, ‘herhangi iki tarafın güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan birbirleriyle doğrudan işlem yapmasına izin verme’ yöntemlerini ayrıntılı olarak açıkladı. Böyle yöntemleri kullanan teknolojiler, hem ‘çift harcama’ (yani paranın iki defa kullanılması) sorununu çözdü hem de ilk kez ‘dijital kıtlığı’ mümkün kıldı. Makale yayımlanana kadar gerçekleştirilmesi mümkün olmayan, makalenin yayımlanmasından sonra devrim niteliğinde bir değişime yol açan ‘dijital kıtlık’ olumsuz bir çağrışım yapsa da yerine göre telif hakları gibi birçok sorunun çözülmesinde kullanılabilecek bir yöntem olarak ortaya çıktı. Böylece işlem gören toplam bitcoin miktarı sabitlendi. Bu durumu bir örnekle açıklayalım. Örneğin, yazarı olduğunuz e-kitabı satın alıp indiren, bunu dilediği kişiye herhangi bir telif hakkı ödemeden kopyalayıp gönderebilir. “Dijital çokluk” denilen bu durumda  telif hakkı ve gelir kaybı gibi birçok sorun ortaya çıkar. Tam tersi dijital kıtlıkta ise ürün sayısı sınırlıdır. E-kitap örneği üzerinden düşündüğümüzde, bu durumu e-kitabın sadece sınırlı sayıda üretilmesine benzetmek mümkündür. Dolayısıyla, arkadaşınıza e-kitabı vermek isterseniz, sizdeki kopyasını vermek zorunda kalacağınızdan, dolaşımdaki toplam e-kitap adedi değişmez. Böylece, gelir kaybı ve telif haklı gibi sorunlar bertaraf edilmiş olur.

Satoshi Nakamoto’nun yayınladığı makaledeki ‘dijital kıtlık’ kavramı, para yaratma olayına da son verdi. Dolaşımda olabilecek azami bitcoin miktarı sınırlı olduğundan, bu sistemde krediler üzerinden para yaratılamaz. Bu durumu da şöyle izah etmek kabildir. Mevcut ekonomik sistemde merkez bankalarının para basma yetkisi olduğunu biliyoruz. Ayrıca, sadece merkez bankaları değil özel bankalar bile para üretebilir. Bunu kısa bir örnek ile açıklayayım. Sizin 1000 TL nakit paranızın cebinizde olduğunu varsayalım. Bunu bir bankaya yatırdığınızda, banka belirli bir oranı zorunlu karşılık olarak merkez bankasına yatırır ve kalan para ile kredi verebilir. %10 zorunlu karşılık olduğunu varsayalım. Bu durumda banka 100 TL’yi merkez bankasına yatırdıktan sonra kalan 900 TL’yi başkasına kredi verir. Daha sonra bu krediyi alan kişi de parayı bankaya yatırırsa, banka %10 karşılığı yine merkez bankasına yatırır ve kalan 810 TL ile bir başkasına kredi verir. Sonsuz kere tekrarlanabilecek bu işlemle, zorunlu karşılık oranına bağlı olarak bankalar binlerce lira daha sisteme sokmuş olur. Diğer bir anlatımla, bu sistemde ‘ne kadar kredi, o kadar para’dır. Ancak herkes parasını bankadan nakit olarak çekmek isterse, bankalar buna çok dayanamayıp kısa sürede batar. Merkez bankaları da dolaşımdaki parayı azaltmak için kredi faizlerini bu yöntemle kullanır. Merkez bankaları faizleri artırdığında, yüksek kredi maliyetinden dolayı insanlar kredi çekememeye başlar ve bu da dolaşımdaki para arzını azaltır. Bitcoinde ise, bitcoin miktarı sabit olduğu için, kredi ve faizler vasıtasıyla para yaratma söz konusu değildir.

Makalenin yayımından sonra, Nakamoto, bitcoin yazılım istemcisini 9 Ocak 2009’da yayınladı. İstemci, isteyen herkesin bitcoin üretebileceği, istemciyi kendi bilgisayarlarında kurabileceği, kullanıcıların istedikleri uygulamaları geliştirebilecekleri açık kaynaklı bir sisteme sahipti.

Peki Bitcoin’i bu kadar özel yapan şey neydi? Bunun cevabı, Satoshi Nakamoto’nun makalesinde sunduğu dijital dünyada birçok sorunu çözebilecek kadar devrim niteliğinde bir o kadar da basitçe uygulanabilecek blok zincir teknolojisindeydi.

Peki nedir blok zincir? Blok zinciri, bir bilgisayar sisteminde depolanan bilgi topluluğu olarak tanımlanabilecek veri tabanına benzetebiliriz. Ancak blok zincirde bilgi, belirli depolama kapasitesine sahip ve doldurulduğunda önceden doldurulmuş başka bir bloğa zincirlenecek bloklarda toplanır. Diğer bir anlatımla, veri tabanı verileri tablolar halinde yapılandırırken, blok zincir, adından da anlaşılacağı gibi, verileri birbirine zincirlenmiş parçalar ve (bloklar) halinde yapılandırır. Böylece, tüm blok zincirler veri tabanlarına sahip olur, fakat tüm veri tabanları blok zincir değildir. Ayrıca, bu sistem merkezi olmayan bir yapıda uygulandığında, doğası gereği geri döndürülemez bir veri zaman çizelgesi oluşturur. Bir blok oluşturulduğunda artık değiştirilemeyecek şekilde bu zaman çizelgesinin bir parçası olur. Zincirdeki her bloğa, zincire eklendiğinde kesin ve tam bir zaman damgası verilir. Kısaca özetleyecek olursak, blok zincir tablo şeklinde oluşturulan klasik veri tabanlarının aksine, birbiri ardına bloklar halinde eklenmiş, eklendiği zamanın damgası ile mühürlenmiş bir veri tabanıdır. Haliyle bir verinin ne zaman blok zincire eklendiğini yıllar geçse bile görebiliriz.

Kripto para ve blok zinciri açıkladıktan sonra, şimdi de kripto para sisteminin nasıl işlediğini inceleyelim.

Kripto Para Nasıl Çalışır?

Piyasadaki bitcoin miktarı sınırlı, dolayısıyla arz sabit olduğundan, talep arttıkça bitcoin fiyatındaki artışın kaçınılmaz olduğu ve blok zincirlerle kurulmuş bu sistemin nasıl çalıştığını anlatmak için günümüzden basit bir örnek vereyim.

Farz edelim ki Ankara’da toplam 18.700.000 dönüm, kiminin 5 dönümüne kiminin 3 dönümüne sahip olduğu bir arazi olsun. 1 dönüm arazi satın almak istediğimde, 5 dönüm arazisi olan X şahsına gidiyorum. X bana 1 dönümünü satıyor ve o arazi X’in T.C. kimlik numarasından çıkıp benim T.C. kimlik numarama işleniyor. İşlem sonucunda Ankara’daki arazi yine 18.700.000 dönüm. Ama artık X şahsının 4 dönümü, benim ise 1 dönüm arazim olmuş oluyor. Bu satışı onaylayan da tapu dairesi, başka bir deyişle devlet. Devlet, diyelim ki 1.000 dönüm olan arazi sayısını yeni bir imar planı ile 18.900.000 dönüme çıkardı. O zaman satışlar, 18.900.000 dönüm üzerinden oluyor. Arazilerin ilk satış hakkı tabi ki devlette.  Burada devlet aynı arazinin başka bir kişiye ikinci kez satılıp satılmadığını da kontrol eder. Yani bir kişinin aynı araziyi iki defa farklı kişilere satmasına mâni olur. Devletin araziyi sattığı kişi artık o arazinin sahibi olmuştur ve deftere hangi tarihte satışın gerçekleştiği işlenmiştir.

Şimdi bu örnekte, blokzincir nereye oturuyor onu özetleyelim.

Ankara ⁃› Bitcoin blokzinciri

1 Dönüm arazi ⁃› 1 bitcoin

Kimlik Numarası ⁃› Bitcoin adresi

Devlet ⁃› Madenci

Kripto para da arka plandaki kriptografi hesaplamaları ve hash algoritmalarıyla, aşağı yukarı bu şekilde çalışır. Bitcoin işlemlerini doğrulamak için madenciler yüksek işlem gücü gerektiren hash hesaplamaları yaparak yeni bloklar oluşturur ve yeni bitcoinlerle ödüllendirilir. Fakat normal dolaşımdaki TL, dolar, avro gibi paraların aksine bitcoinde elde edilebilecek azami sayı sınırlandırılmıştır. Böylece, bitcoinde de aynı tapu satışında olduğu gibi, iki kere satış da olmaz. Bitcoinin tek farkı ise doğrulamayı devlet gibi merkezi bir otorite yerine dağınık yapıdaki madencilerin yapmasıdır. Herkesin madenci olabildiği bu sistemde, bilgisayarınızı gerekli yazılım ile çalıştırdığınızda bu işlemlerin doğruluğunu siz de bilgisayarınızın arka planda yapacağı hesaplamalar ile yapabilirsiniz.

Bitcoinin en büyük avantajı tam da merkezi bir otoriteye bağlı olmamasından kaynaklanır, merkezi otorite bulunmadığı için, rüşvet vs. gibi bir yasadışı bir işlem ile evrakta sahtecilik gibi olaylar meydana gelemez.  Tabi dünyadaki bütün madencilerden %50 +1 çoğunluğu bulup hepsini tek tek bir işleme ikna edebilirseniz, o zaman blok zincirde artık istediğinizi yapabilirsiniz. Ama böyle bir durum blok zincirin dağınık yapısı nedeniyle neredeyse imkansızdır.

Para olarak nasıl kullanıldığına gelecek olursak;

Günümüzde X kişisi Y kişisine 1.000 TL gönderecek olursa, bunu üçüncü bir tarafın gözetimi altında gerçekleştirmesi gerekir. Genellikle burada bankalar kullanılır, PTT ile gönderilen paralarda üçüncü taraf PTT’dir. Burada X’in 1.000 TL’si olup olmadığını banka kontrol eder. X parayı gönderdiğinde, parayı onun hesabından silerek Y’nin hanesine kaydeder. Banka istediği taktirde 1.000 TL’yi sıfır olarak kayıt altına alabileceği gibi 1.500 TL olarak da kaydedebilir. Dolayısıyla, burada esas olan üçüncü tarafa duyulan güvendir. Ayrıca, her işlemi kaydeden ve kimin kime ne kadar ödediğini bilen üçüncü taraflar, kişisel verileri de almış olur.

Bitcoinde ise durum farklıdır. Bitcoinde oluşturulan adresler tamamen anonimdir. Başka bir ifadeyle, hiçbir kişisel verinizi vermeden bir bitcoin adresi oluşturabilirsiniz. Oluşturacağınız adres aşağıdaki gibi olacaktır.

Örnek Bitcoin adresi: 3QTUxAKmHqLAkvAjSvPxYoi5yUVRPQm2Cx

Bir hesaptan başka bir hesaba bitcoin göndermek istediğinizde, o adreste yeterli bitcoin olup olmadığı, gidecek adrese bitcoin eklenmesi gibi işlemleri bankalar yerine madenciler yapar. Fakat madenciler kime ait işlemi onayladıklarını bilemez. Hangi adresten hangi adrese saat kaçta ne kadar bitcoin gittiği, ilgili adreslerde ne kadar bitcoin kaldığı gibi bilgiler belirlenebilse de kişisel veriler tamamen anonimdir.

Yukarıda örnek bitcoin işlem listesinde gördüğümüz gibi, 3QTUxAKmHqLAkvAjSvPxYoi5yUVRPQm2Cx adresinden yapılmış ödemeler, zamanları, doğrulama ücreti olarak ne kadar ödendiği ve kripto paranın hangi adrese gönderildiği kolayca görülmekteyken, bu adresin kime ait olduğu veya gönderdiği adresin kimliği tamamen anonimdir. Örneğin, yukarıdaki işlemlerden en sonuncusunda; “3QTUxAKmHqLAkvAjSvPxYoi5yUVRPQm2Cx” adresine sahip kullanıcı, 2021-04-25 tarihinde saat 02:43’de “3Mt2cnUizA7ufY4ZWmWQx4oVZPw1667RTz” adresine 1.212,39 dolar değerinde 0.02405925 bitcoin göndermiş ve bu işlem için 3,22 dolar değerindeki 0.00006396 bitcoin işlemi doğrulayan madenciye ödemiştir.

Kullanıcıları için bitcoinin getirdiği bir diğer kolaylık ise bankaların kapalı olduğu zamanlarda bile ödeme yapma imkânı sunmasıdır. Ayrıca, bir bitcoin işlemi yapmak için bankaya gitme gereği olmadığı gibi hesap açtırmanın kimlik bilgilerinin verilmesi veya yurt dışında oturma izninizin bulunması gibi şartları da yoktur. Her dileyen birkaç saniye içerisinde istediği kadar bitcoin hesabını cep telefonuna ve bilgisayara indirilebilen programlar veya bu hizmeti sağlayan internet siteleri aracılığı gibi birçok metot ile açabilir.

Kripto Paralar Nasıl Fiyatlandırılır ve Kripto Para Borsaları Nasıl Çalışır?

Kripto para değerinin, yani fiyatının belirlenmesi de emtia fiyatlarının belirlenmesi gibi, arz-talep dengesiyle olur. Kripto paraya talep arttığında fiyatı da artar. Örneğin, kripto para fiyatının 50.000 dolar olduğu bir dönemde, kripto para almak istediğimde, 49.000 dolardan satacak biri olursa, fiyatı 49.000 dolar olur. Ama 50.000 dolara değil de 51.000 dolara satıcı bulabilirsem, bu sefer de kripto paranın fiyatı 51.000 dolardır. Yani kripto para, emtia gibi ona biçtiğiniz değer üzerinden satılır veya alınır. Aslında kripto para bu hali ile hisse senedine benzer. Kripto paranın hisse senediyle bir başka ortak özelliği de işlem gören hisse senedi adedine benzer şekilde, mevcut kripto para miktarının sabit olmasıdır. Fakat şirketlerin halka arz ile hisse senedi adedini çoğaltması gibi, madencilerin elde ettikleri kripto paraları piyasaya sürmeleri ile dolaşımdaki kripto para miktarı artar.

Bitcoin fiyatının arz ve talebe göre değiştiğini bitcoinin artık dünya sahnesinde yerini almaya başladığı 2013 yılından bugüne seyrine baktığımızda da görmekteyiz. Bitcoinin ün kazanması aslında ilk olarak 2013 yılında TOR adı verilen özel tarayıcılar ile girilebilen Darkweb’de bulunan silkroad ismindeki internet sitesi sayesinde oldu. Bu sitede insan kaçakçılığından tutun, uyuşturucu maddelere, silah hatta kiralık katil bile kiralanması dahil her türlü illegal aktiviteler için anonim olan bitcoin kullanılmaya başlandı. Bitcoin birkaç ay içerisinde 150 dolar seviyesinden 1300 dolara kadar çıktı. Daha sonra FBI’ın operasyonuyla sitenin kapatılması ile bitcoin uzun süre 300 doların altında seyretti. 2014 yılına geldiğimizde, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping yolsuzlukların üzerine gitmeye kararlı olduğunu vurguladığı gibi siyasi rakiplerini de elemeye başladı. Artık Çin’den ayrılmanın zamanının geldiğini düşünen Çinli birtakım zenginlerin paralarını Çin’den çıkartmak için bitcoini kullanmaya başlaması ile bitcoin fiyatı 2017’de 20.000 dolar seviyesini gördü. Daha sonra Çin tarafından bitcoin satışının ülke içerisinde yasaklanması sonrası bitcoin fiyatı ciddi bir düşüşle 4.000 dolar seviyelerine kadar geriledi.

2020 senesinde ise Covid-19 salgını nedeniyle önce dünya ekonomisinin gerilemesi, hükümetlerin faizleri düşürmesi, çok ucuza kredi ve hibelerin verilmesi sonrası oluşan mali bollukta gerek birikimlerini korumak isteyenlerin gerekse de sıfır faizli dünyada kazanç arayanlar için bitcoin yeni bir yatırım aracına dönüştü ve fiyatı 2021 yılında 60.000 doları aşarak tekrar rekor kırdı.

Bitcoinin ana para birimi (coin) olarak işlem gördüğü kripto para piyasasında, diğer bütün para birimleri alternatif kripto para (altcoin) olarak adlandırılır. En popüler alternatif kripto para birimlerin bazıları, ethereum (ETH), binance coin (BNB), ripple (XRP), cardano (ADA), dogecoin (DOGE)’dir. Bütün alternatif kripto para birimleri aslında bitcoine göre fiyatlanır. Haliyle bitcoin fiyatındaki düşüş diğer alternatif kripto para birimlerini de etkiler.

Kripto Para Borsaları

Kripto borsalar, kripto parası olanlar ile kripto para satın almak isteyen kişileri buluşturan platformlardır. Örneğin X kişisi elindeki dolar karşılığında bir bitcoin satın almak istiyor. Ama 50.000 dolar gönderdiği zaman karşısındaki insanın kendisine bir bitcoin gönderip göndermeyeceğini bilmiyor. Borsa bu durumda aracı konumunda oluyor, iki taraf arasında güven telkin etmek için X kişinin bitcoinini, bitcoin satın almak isteyen Y kişisinin de 50.000 dolarını kendi bünyesini alıyor. Eğer fiyat alışverişinde iki taraf da anlaşırsa, bitcoin Y kişisinin cüzdanına transfer ediliyor, 50.000 dolar ise X kişisinin hesabına geçiyor. Bu arabuluculuk işleminden belirli bir komisyon alan borsanın işlevi taraflara güven telkin etmek oluyor.

Biraz daha detaya inecek olursak;

Borsada en son yapılan işlemde, bitcoinin 51.000 dolar seviyesinden işlem gördüğünü varsayalım. Borsamızda 4 kişi olsun.

A kişisi sahip olduğu 0,2 bitcoini, B kişisi 0,13 bitcoini, C kişisi 0.17 bitcoini satmak istiyor. Z kişisi de 0.5 bitcoin satın almak istiyor.

Z kişisi isterse 50.000 dolar seviyesinden satın almak istediğini alış emri olarak girerek diğer A, B ve C kişilerinin bu fiyattan satış yapmalarını bekleyebilir. Eğer satış yapmak isteyen herhangi birisi bu fiyatı kabul etmezse satış gerçekleşmez. Fakat diyelim ki A kişisi sabredemeyip 0,2 bitcoini elinden hızlıca çıkartmak istedi ve 50.000 dolara satış emri verdi. O zaman Z kişisi 0,2 bitcoini A kişisinden alıyor. A kişisinin bu işlem karşılığında (0.2×50.000) 10.000 doları oluyor. Z kişisinin dolar bakiyesi ise 10.000 dolar azalıyor ama 0.2 bitcoin bakiyesine ekleniyor.

Ancak Z kişisinin almak istediği 0.3 bitcoin daha bulunmakta. En son gerçekleşen işlem 50.000 dolardan olduğu için artık bitcoinin fiyatı 51.000 dolar değil, 50.000 dolardır. Fakat B ve C kişileri ellerindeki bitcoini 50.000 dolardan vermeye razı değildir. B elindeki bitcoini 50.350 dolardan satmak isterken, C kişisi ise 50.250 dolardan satmak ister. Bu durumda Z beklemek yerine önce 0.17 bitcoini 50.250 dolardan C kişisinden alıp, kalanı da 50.350 dolardan B kişisinden alırsa bitcoin fiyatı artık 50.350 dolar olarak gerçekleşir.

Piyasaya yeni giren bitcoin alıcısı ise en son fiyat olarak 50.350 göreceğinden alış işlemlerini bu fiyata yakın bir seviyeden yapmak isteyecekken, elindeki bitcoini satmak isteyen ise yine kendi belirlediği bir fiyattan satış yapmak isteyecektir.

Fakat piyasaya bitcoin almak isteyen ikinci bir X kişisi girmiş olsaydı ve 51.000 dolar fiyatı kabul etmiş olsaydı, o zaman Z kişisi 50.350 dolara son alışverişini yapamayacaktı ve bitcoin fiyatı düşmeyip aksine artacaktı. Çünkü piyasada satın alınmak istenilen bitcoin adedi (talep), satılmak istenenden (arz) fazlaysa bitcoinin fiyatı artar. Tersine, bitcoin almak isteyen sayısı, satmak isteyenden az ise bu defa bitcoin fiyatı düşer.

Türkiye’de de bitcoin fiyatı örnekte açıkladığımız şekilde oluşur. Eğer Türkiye’deki borsada 50.000 dolardan işlem gören bir bitcoin, Hong Kong’daki bir borsada 55.000 dolardan işlem görüyorsa, Türkiye borsasından alınan bitcoin Hong Kong’da satılarak fiyat yine dengelenir. Bu sebepten büyük hacimli para birimleri için borsalar arasında çok büyük fiyat farklılıkları bulunmaz.

Türkiye’de işlem gören bir borsada, bitcoini veya herhangi bir alternatif kripto para birimini TL karşılığı ile satın almak istediğinizde, aslında nakit para Türkiye’deki X kişisinden yine Türkiye’deki Y kişisine geçer. Fakat yurtdışındaki borsalarda dolar karşılığında bitcoin almak istediğinizde, öncelikle Türkiye’deki dolarınızı yurtdışında bulunan borsanın hesabına yatırmanız ve oradan kripto para almanız gerekir. Bu durumda dolarınızı yurt dışına çıkardığınızdan dolayı nakit para yurt dışına çıkarılmış olur. Fakat TL ile Türkiye’deki bir borsadan almış olduğunuz kripto parayı yurt dışındaki bir borsada bozdurursanız yine Türkiye’den dolar çıkmış olmaz.

Bunu da bir örnekle açıklayalım;

  • Ahmet 1 bitcoin satın almak istiyor.
  • Mehmet ise elindeki 1 bitcoini satmak ve nakde (TL) dönmek istiyor.

Hem Ahmet hem de Mehmet Türkiye’de yaşıyor. Şimdi adım adım işlemin nasıl gerçekleşeceğini ve farklı senaryoları gözlemleyelim.

  • Ahmet elindeki bitcoini Türkiye’deki bir kripto borsasına yatırır.
  • Mehmet de bitcoin almak için gerekli olan tutarı bu borsaya yatırır.
  • Borsa burada aracı kurum olarak alıcı ve satıcıyı bir araya getirip güven tahsis eder.
  • Ahmet 300.000 TL’ye bitcoini Mehmet’ten satın alır.
  • Ahmet’in hesabına 1 bitcoin geçmiştir.
  • Mehmet’in hesabına ise 300.000 TL geçmiştir.

Bu işlem sonucunda para tamamen Türkiye’dedir. Sadece Ahmet’ten Mehmet’e transfer olmuştur.

Fakat Ahmet bitcoini Türkiye’de tutmak istemez. Bitcoinini Amerika’da değerlendirmek istemektedir.

  • Ahmet Amerika’da yerleşik bir kripto borsasında hesap oluşturur.
  • Bitcoinini o borsaya transfer eder.
  • Bitcoini o zamanki dolar karşılığı fiyattan bir alıcıya (biz John diyelim) borsanın arabuluculuğu ile satar. (1 BTC = 50.000 dolar kabul edelim)
  • John’un hesabına 1 bitcoin geçmiştir.
  • Ahmet’in hesabına ise 50.000 dolar geçmiştir.

Ahmet buradan sonra 50.000 doları bir banka hesabına almak istediği zaman Amerika’da bir hesap açması gerekmektedir.

  • Bu durumda Türkiye’den çıkan herhangi bir para yoktur. Sadece para Ahmet ve Mehmet arasında el değiştirmiştir.
  • Ahmet parayı Türkiye’deki dolar hesabına aktarırsa ancak o zaman Türkiye’ye döviz giriş

Örnekte de gördüğümüz üzere, özünde kripto paralarda ülkeden döviz kaçışı olmaz. Böyle bir kaçışın olabilmesinin tek nedeni yatırımcıların kendi ülkelerinde kripto para yatırımı yapamamalarıdır. Mesela Türkiye’de kripto para borsaları açık olmasaydı ve Türkiye’deki kullanıcılar yurt dışındaki borsalara giriş yapmak için gerek kredi kartı ile gerekse de aracı kuruluşlar gibi alternatif ödeme yöntemleri ile paralarını yurt dışına çıkartsa idi, Türkiye’den döviz çıkışı olabilirdi. Fakat Türkiye’deki borsalarda yapılan işlemlerle, para Türkiye sınırları içerisinde kaldığından aslında bu durum parayı bir cepten alıp diğer bir cebe koymak gibi düşünülebilir.

 

Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Diğer Yazılar