Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Tarih:

Merkez Bankası 2023 Yılını 818 Milyar TL Zararla Kapattı: Zarar Nasıl Karşılanacak?

Diğer Başlıklar

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

 

Merkez Bankası 2023 Yılını 818 Milyar TL Zararla Kapattı: Zarar Nasıl Karşılanacak?

 

ÖZET

T.C. Merkez Bankası 2023 yılını 818,2 milyar TL düzeyinde devasa bir zarar ile kapatmıştır. Bu nedenle 2023 yılında Hazine’ye kâr transferi yapamayacaktır. Zarar, Kur Korumalı Mevduat ile ilgili kur farkı ödemeleri ve Vadeli İşlemler Piyasasındaki vadeli döviz işlemlerinde oluşan kayıptan kaynaklanmıştır. Bu, “gerçekleşen zarar” olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında bir de Banka’nın “gerçekleşmemiş zararı” söz konusudur. Burada zarar, Net Döviz Varlıklar ekside olduğu için, kur artışları sonucu döviz ve altın yükümlülüklerinin, döviz ve altın varlıklarından daha fazla artması sonucu ortaya çıkmıştır. Gerçekleşmiş zararın, ileriki yıllarda oluşacak kâr ile mahsuplaşma yoluyla karşılanacağını tahmin ediyoruz.

 

Merkez Bankası 2023 Yılını 818 Milyar TL Zararla Kapattı: Zarar Nasıl Karşılanacak?

 

TCMB; döviz işlemleri, döviz ve portföy yönetimi, reeskont işlemleri ve interbank para piyasasında aldığı komisyonlar sonucu kâr eder.

Banka’nın yıllık safi kârı aşıdaki şekilde dağıtılır:

– Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden, yüzde 6 oranında ilk kâr hissesi olarak hissedarlara;

– Yukarıdaki tutarların düşürülmesinden sonra kalan miktarın en çok yüzde 5’i, iki aylık maaş tutarını geçmemek kaydıyla TCMB mensuplarına ve %10’u fevkalade ihtiyat akçesine;

– Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden Genel Kurul kararıyla en çok yüzde 6 oranında ikinci kâr hissesi olarak hissedarlara verilir.

Bu dağıtımdan sonra kalan tutar Hazine’ye devredilir. Bu ödemenin Hazine’ye yapılması sonucu taze para (rezerv para) yaratılması söz konusu olmaktadır. (Merkez Bankası kârı ve Hazine’ye aktarılan kâr tutarları için bkz. Tablo 1.)

TABLO 1

Yıl

Merkez Bankası Kârı
(Milyar TL)

Hazine’ye aktarılan TCMB Kârı
(Milyar TL)

2018

56.3

37.5

2019

44.7

39.1

2020

34.5

30.2

2021

57.5

50.0

2022

72.0

32.6

2023

-818,2

 

Merkez bankaları normalde kâr eden kuruluşlardır, çünkü banknot basma imtiyazları bulunmaktadır, ilaveten bankalara borç vererek faiz kazancı elde ederler.  Ayrıca döviz rezervleri üzerinden ve portföylerinde bulundurdukları menkul kıymetlerden (Hazine bonosu ve devlet tahvillerinden) de faiz kazancı elde ederler. Ancak bazı yıllarda, 2021 ve 2023’te olduğu gibi, Merkez bankaları zarar da edebilir. 2023’te oluşan zararın iki temel nedeni bulunmaktadır:

(1) Kur Korumalı Mevduat (KKM) için yapılan kur farkı ödemeleri,

(2) TCMB’nin, kurlardaki yükselişi engellemek için İstanbul Borsası nezdindeki Vadeli İşlemler Opsiyon Piyasası’ndaki (VİOP) vadeli döviz işlemlerindeki zararlar.

Geçmişte bu tür zararların Merkez Bankası Yedek/İhtiyat Akçe’sinden karşılanması mümkündü. Yedek akçe, TCMB’nin kanunu gereği olağanüstü durumlarda kullanılmak üzere kenara ayırdığı rezervler anlamına gelmektedir. “Kefen Parası” diye de yorumlanmıştır. 2019 yılında gerçekleştirilen bir düzenleme ile, TCMB’nin birikmiş ve dönem yedek akçesinin Hazine’ye aktarılmasına karar verilmiştir. Bu durumda artık zararın yedek akçe kullanılarak kapatılması söz konusu olamaz.

TCMB, Analitik Bilanço olarak adlandırılan özet bilançosunu günlük olarak, Vaziyet adı verilen detaylı bilançosunu ise haftalık olarak yayınlamaktadır. Vaziyet’te her ne kadar A.17 kalemi geçmiş yıllar zararını, A.15 kalemi dönem zararını göstermekte ise de, TCMB bu kalemleri ilân etmemektedir. Dolayısıyla TCMB’nin kâr ve zarar durumu net bir şekilde takip edilememektedir. Bu kalemler ancak Analitik Bilanço’da, TCMB sermayesi ve diğer bazı varlık ve yükümlülüklerle netleştirilmiş olarak, Diğer Kalemler adı altında, yaklaşık olarak takip edilebilmektedir. Kâr-zarar dışındaki kalemlerin fazla değişmediğinden hareketle, Diğer Kalemler’deki değişiklikler büyük oranda TCMB’nin kâr-zarar işlemlerinden kaynaklanmaktadır.

TCMB bilançosunda kâr-zarar açısından öncü gösterge niteliği taşıyan İç Varlıklar altındaki “Diğer Kalemler”, 2023 sonu itibarıyla 894,8 milyar TL artı bakiye vermiştir. Bu hesapta artı değer dönem zararı, eksi değer dönem kârını ifade eder. TCMB’nin kârları piyasadan likidite çekilmesi anlamına gelirken, TCMB’nin zararı piyasaya taze likidite verilmesi anlamına gelmektedir.

Analitik Bilanço verileri, TCMB’de zararın, genel seçimi takiben kurlarda görülen sıçrama sonrası oluşan KKM kur farkları ödemeleri ve VİOP’taki vadeli döviz satışı işlemlerinden kaynaklandığını göstermektedir. Zira “Diğer Kalemler”, Mayıs 2023 sonunda sadece 16,6 milyar TL iken Ağustos 2023 sonunda 703.5 milyar TL’ye çıkmış, sonraki dönemde hafif artış eğilimi devam etmiştir.

Kâr-zarar açısından öncü gösterge niteliği taşıyan “Diğer Kalemler”in artı 894,8 milyar TL gibi çok yüksek bir değer taşıması, Banka’nın 2023 yılını oldukça yüksek düzeyde bir zararla kapattığına işaret etmekteydi. Esasında Analitik Bilanço verileri TCMB’nin 2021 yılında da zarar ettiğini göstermekteydi. Çünkü Diğer Kalemler, yılın son iki ayında artı değer ile TCMB zararına işaret etmekteyken, yılın son iş günü birden TCMB’nin bazı muhasebe işlemleri nedeniyle (muhtemelen altınların yeniden fiyatlanması ile, zira aynı gün Banka’nın gerçekleşmemiş döviz ve altın işlemlerinden kaynaklanan kâr-zararını gösteren Değerleme Hesabı “kârı” o kadar azalmıştır) eksiye yani kâra dönmüş ve TCMB 57.5 milyar TL kârlı gösterilmiştir. Ancak 2023 yılında TCMB böyle bir uygulama gerçekleştirmemiştir. 2023 yılının büyük zararının muhasebe işlemleri ile azaltılması teknik olarak mümkün görülmemektedir. TCMB, 2023 zararını 818,2 milyar TL olarak açıklamış bulunmaktadır.

TCMB 2023 yılında sadece gerçekleşen işlemlerden dolayı zarar etmemiştir. Net Döviz Varlıkları ekside olduğu için, her kur artışı TCMB döviz ve altın yükümlülüklerini döviz ve altın varlıklarından daha fazla artırmakta, dolayısıyla TCMB’nin gerçekleşmemiş zararları artmaktadır. Nitekim bu gerçekleşmemiş zararların gösterildiği Değerleme Hesabı zararı 2023 sonu itibarıyla 816,4 milyar TL’dir. Dolayısıyla 2023 yılında Banka’nın hem gerçekleşen zararı hem de kur ve altın fiyatlarındaki değişimden kaynaklanan zararı devasa boyuttadır.

Peki TCMB 818,2 milyar TL düzeyindeki zararı nasıl tasfiye edecek? Burada iki seçenek bulunmaktadır:

  • Zararı tasfiyede kullanılabilecek ilk seçenek, Hazine’nin Merkez Bankası’na Devlet İç Borçlanma Senedi vererek zararı karşılamasıdır. Böyle bir uygulama 90’lı yıllarda gerçekleştirilmiştir. Bu yöntem TCMB’nin likidite yönetimini esnekleştirecek olması nedeniyle en uygun seçenek olmakla birlikte, uygulama aynı zamanda iç borç stoku ve bütçe açığının artmasına neden olacaktır, bunun istenmeyen bir durum olması nedeniyle böyle bir tercihin yapılmasını beklemiyoruz.
  • İkinci seçenek ise zararın “Ertelenmiş Varlık” (Deferred Asset) türü bir kalemde, negatif bakiye şeklinde yerini almasıdır. (ABD merkez bankası FED, zarar yıllarında bu yöntemi kullanmıştır.) Bu yılın zararı ileriki yılların kârları ile kapatılır, Hazine’ye kâr transferi ancak zarar sıfırlandıktan sonra gerçekleşebilmektedir. Örneğin bu yıl Merkez Bankası 6000 TL zarar yazdı farz edelim. Bir sonraki yıl 2000 TL kâr yaparsa, zarar 4000’e düşer. Bir sonraki yıl 5000 kâr yaparsa, bundan kalan zarar düşülüp, 1000 TL kâr Hazine’ye devredilir.

Tahminimiz TCMB’nin 2023 yılı zararını ikinci yöntemle muhasebeleştireceği yönündedir. Diğer bir deyişle TCMB 2023 yılı gerçekleşmiş zararını “Geçmiş Yıllar Zararı” kaleminde takip edecek, 2024 ve sonraki yıllarda kâr ettikçe bu kârları Hazine’ye devretmeyip 2023 yılı zararını tasfiyede kullanacaktır.

Prof. Dr. Nur Keyder
Prof. Dr. Nur Keyder
Prof. Dr. Nur Keyder, Ortaokul ve Lise tahsilini TED Ankara Koleji’nde, Lise son sınıfı ise AFS ile gittiği George Washington Senior High School’da tamamladı. Lisans derecesini ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden, Yüksek Lisans derecesini Fulbright Bursu ile gittiği The University of Texas (Austin)’dan aldı. Doktora derecesini ise Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden aldı. Doktora tezi çalışmalarının bir bölümünü Birleşmiş Milletler Bursu ile gittiği LSE’de gerçekleştirdi. 1962-1964 yıllarında The University of Texas’ta araştırma asistanı olarak görev yaptı. 1966’da yurda dönünce ODTÜ Ekonomi Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak işe başladı. 1976 yılında Yardımcı Doçent oldu. 1979-1984 yılları arasında ABD’de öğretim üyesi olarak görev yaptıktan sonra 1984’te tekrar ODTÜ’ye döndü. 1986 yılında Doçent, 1992 yılında Profesör oldu. 2004 yılında emekliye ayrıldı, 2010 yılından sonra fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başladı.

Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Diğer Yazılar