Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Tarih:

Kitap Değerlendirmesi: Montgomerie ve Borçluluk Teoremi

Diğer Başlıklar

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

ÖZET

Bu yazıda, Johnna Montgomerie’nin kaleme aldığı “Hanehalkı Borçlarını Silin!” isimli eser tanıtılmıştır. Genel itibariyle hane halklarının borçlandırılmasına dair Montgomerie’nin neler düşündüğü ifade edilmiştir. Ayrıca Montgomerie’nin borç ekonomisi hakkındaki iddiaları özetlenmiş, borçluluk döngüsünden nasıl çıkılacağına dair önerileri değerlendirilmiştir.

Kitap Değerlendirmesi: Montgomerie ve Borçluluk Teoremi

Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan çıkan kitaplara bir göz gezdirecek olursanız son derece farklı konulara ilişkin, orijinal metinlerin dilimize kazandırıldığını görebilirsiniz. 2021 yılı içerisinde Vakıfbank Kültür Yayınları tarafından Türkçe ’ye kazandırılan bir başka eser Johnna Montgomerie’ye ait “Hane halkı Borçlarını Silin!” isimli kitaptır. Montgomerie’ye ait bu eserde toplumu derinden etkileyen birçok fikir ve öneri bulunmaktadır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Montgomerie son derece sade bir üslupla bu eseri kaleme almış. Meramının herkes tarafından anlaşılabilmesi yazarın öncelikli hedefleri arasındaymış denilebilir. Tüketim odaklı bir iktisadi anlayışı eleştiren yazar, ekonomik krizlerin asıl sebebinin olağanüstü raddelere varan borçluluk hali olduğu konusunda sıradan insanları ikna etmek istemektedir. Zira Montgomerie’ye göre kapitalizmin her 10 yılda bir girdiği yapısal krizlerin arkasında yatan asıl faktör, finansal sektörün borçlanma temelinde örgütlenmesinden kaynaklanmaktadır.

 

Resim-1: Vakıfbank Kültür Yayınların Çıkan Hanehalkı Borçlarını Silin! isimli eserin Türkçe basımı.-Kitapyurdu (https://www.kitapyurdu.com/kitap/hanehalki-borclarini-silin/595139.html Erişim Tarihi: 24/05/2022).

Montgomerie’nin eserinin bir risale olduğunu söyleyebiliriz. Kitap, kaynakça kısmı ile birlikte neredeyse yüz otuz beş sayfadan ibarettir. Kitabı gerçek anlamda çarpıcı kılan hususlardan bir diğeri de bu özelliğidir. Bu kitabın, hacmine kıyasla, çok büyük önermelerin yer aldığı bir eser olduğu söylenebilir.  Kitap, giriş başlığı ile birlikte toplamda altı bölümden oluşmaktadır. Montgomeri, giriş bölümünde aslında kapitalizm, borçlanma, iktisadi krizler, hane halkı kredileri ve alternatif çözüm yolları gibi kavramlar üzerinden kendi iktisadi ve siyasi felsefesini açıklamaktadır. Montgomerie’nin okuyucuyu yakalayan ve kendi önermelerinin doğruluğuna ikna eden asıl bölüm giriş kısmıdır denilebilir. İşin güzel kısmı ise ne siyaset bilimindeki detaylı kavramlara ne de karmaşık iktisat teoremlerine hâkim olmanıza gerek kalmadan yazarın ne demek istediği anlaşılabiliyor. Eğer hayatınız boyunca ev ve araç satın alabilmek, basit ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına kredi kullanmak zorunda kaldıysanız yazarın ifade ettiği tutsaklık durumunu hissedememek mümkün değildir.

Sonraki bölümlerde yazar, borçlanma odaklı ekonomiye dair açmazları teker teker ele alıyor. Aslında yazarın küresel ölçekte bir analiz yaptığı iddia edilemez. Zaten kendisinin de böyle bir iddiası bulunmamaktadır. Yazar daha çok Anglo-Amerikan ülkelerine ama özellikle Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) odaklanmış vaziyette. Ancak bu kitabı her kim okursa okusun Anglo-Amerikan ekonomilerinin bel kemiğini oluşturan kredi odaklı tüketimin tüm dünyaya yayıldığını söyleyebilir. ABD ve Birleşik Krallık üzerinden yapılan çıkarımlar, günümüzde neo-liberal iktisadi esaslara dayanan tüm yapılar için geçerlidir. Sadece Türkiye’yi ele aldığımız zaman, bütün geniş çaplı iktisadi önlemlerin vatandaşlar daha çok kredi çekebilsin diye alındığını söyleyebiliriz. Türkiye’nin şu an ABD’den çok farklı olduğunu iddia edebilir miyiz? Eğitimden tutun da temel ihtiyaçları karşılanmasına kadar çok geniş bir alanda kredi çekmeden hareket edebilenler ancak üst gelir grubuna mensup bireylerdir.

Montgomerie, parasal sıkılaşma veya genişleme temelinde bir iktisadi reçete sunmamıştır. Montgomerie, hane halkı borçlarının önemli bir kısmının affedilmesini ve bazı borçların ise devletlerin yaratacağı bir fon üzerinden ödenmesi gerektiğini iddia etmektedir. Montgomerie’yi bu noktada farklı kılan hususlardan bir tanesi kapitalizmi ortadan kaldırmak yerine piyasaların işleyebilmesi için devlet müdahalesi temelinde bir çözüm önermesidir. Piyasaların daha sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi, daha yüksek büyüme oranlarının yakalanabilmesi için devlet müdahalesinin elzem olduğunu iddia ettiği bölümlerde (Üçüncü ve dördüncü bölümler) Montgomerie’nin temel önermeleri ayrıntılı bir şekilde okunabilir. Montgomeri, özellikle bankaların ve bağımsız kredi kuruluşlarının daha yüksek kâr hadlerine erişmeleri yönündeki siyasi ve idari kararları eleştirmektedir. Finans sektörünün makul düzeyde kâr elde edebileceği, buna karşın hane halklarının borçlarının önemli bir kısmının silinebileceği yeni bir model ortaya atmıştır.

Montgomerie’nin ortaya attığı bu modelin incelenmesi, zayıf noktalarının tespit edilmesi ve iyileştirilmesi finans sektörünün de çehresini değiştirebilir. Neo-liberal iktisadi politikaların su katılmamış savunucuları, tüketim ve kredi odaklı büyümenin ne kadar önemli olduğunun altını ısrarla çizmektedirler. Ancak bu şekilde bir iktisadi model, sadece kredi veren kuruluşların daha yüksek kâr marjlarına erişebilmesi bakımından elzemdir. Montgomerie, özellikle bu iddiayla dalga geçmekte ve kredi veren kuruluşların devamlılığı açısından da borçlarla ilgili farklı bir düzenlemenin ivedilikle yapılması gerektiğini savunmaktadır. Çünkü Montgomerie’ye göre dünyanın bu gidişatı belli bir noktadan sonra borçlarını ödeyebilecek tek bir hanenin bile kalmamasıyla sonuçlanabilir. Aslında Montgomerie, kapitalizmin krize girmemesi için birtakım öneriler sıralamış görünmektedir. Bu noktada akla hemen şöyle bir soru gelebilir. Kapitalist krizlerle kapitalizmin krizi aynı kavramlar değiller mi? Kapitalist krizler ile kapitalizmin krizi birbirinden farklı kavramlardır.

Kapitalizmin Krizi; bir üretim biçimi ve bir ekonomik-politik-toplumsal sistem olarak kapitalizmin artık varlığını devam ettirememesi ve yok olma / sona erme tehlikesiyle karşılaşması “durumudur.[1]Sancaktar’ın bu tespiti doğrultusunda 1873-1890, 1929, 1968, 1973, 1978, 1989, 1994, 1998, 2001, 2008 yıllarında yaşanan iktisadi dalgalanmaların kapitalist krizler olduğunu söyleyebiliriz. Etkileri farklı olmakla birlikte bu iktisadi dalgalanmaların hiçbirisi kapitalizmin krizine dönüşememiştir. Montgomerie, özellikle 2008 Krizini işaret ederek, hane halkının borçlanma eğiliminin geldiği noktanın önemine dikkat çekmiştir. Bir sonraki iktisadi krizde, merkez bankaları ve devletler ne kadar müdahale ederlerse etsinler, hane halkı borçlarının çevrilemeyeceği bir aşamaya geçilirse kapitalizmin krizi başlayabilir. Kapitalizmin krizi bir kez başlarsa, bu sefer devlet müdahalesi için çok geç kalınabilir. Çünkü kapitalizmin krizi söz konusu olduğu zaman çevrilebilir bir durumdan değil, bildiğimiz manasıyla iktisadi sistemin kıyamet senaryosundan bahsedilmektedir.

Montgomerie’ye göre, çok sayıda hane halkının birbirleriyle örtüşen birden çok borç hesabına: açık kredilere, kredi kartlarına, aşılan kredi limitlerine, araç kredilerine, konut kredilerine ve evlerini ipotek ederek aldıkları ikinci konut kredilerine sahip olması, rakamlardan kolayca anlaşılamayan bir borçluluk gerçeğidir. [2] İşin özünde borçlanmayı kapitalizmin sonu haline getirebilecek esas özelliği de budur. Bu gerçekliği görebilmek hem sıradan insanlar için hem de devletler bakımından son derece güçtür. Ancak borçlanmanın çevrilemeyeceği bir noktaya ulaşırsa modern finans sektörü, Lehman Brothers örneğinde olduğu gibi, art arda birçok finansal kuruluşu kurtaracak bir müdahale devletler tarafından yapılamayabilir. Bu noktaya gelmektense, Mongtomerie’nin deyimiyle, hane halkları için eşgüdümlü borç ertelemelerini düşünmek en makul olan yoldur.[3]

Samir Amin, “Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişim” isimli kitabında kapitalizmle ilgili temel sorunları ele almıştır. Amin, kapitalizmin eleştirisini farklı sorunların irdelenmesi gerektiğini vurgulamıştır.[4] Kapitalist krizler, söz konusu sorunların başında gelmektedir. Amin, kapitalizmin yerini sosyalizme bırakacağından emin olarak kendi siyasi ve iktisadi teorilerini ortaya koyuyordur. Montgomerie ise oldukça somut adımlarla elimizdeki sistemin nasıl daha iyi bir hale geleceğini sorgulamaktadır. Bu nedenle Montgomerie’nin ortaya attığı çözümler birçok insana daha inandırıcı gelebilir. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, bu önerilerin toplumda karşılık bulabilmesi için daha somut hale getirilmesi gerekmektedir. Montgomerie, söz konusu eseriyle, kapitalizmin içerisinde farklı bir yol bulunabileceğini ortaya koymuştur. Bu yolun ana hatları belirlenmiş olmakla birlikte yöntemin ve araçların daha iyi belirtilmesi gerekmektedir. Montgomerie’nin tahayyül ettiği finansal sistemin inşa edilebilmesi, yakın zamanda mümkün görünmemekle birlikte, imkânsız da değildir. Alternatif bir iktisadi model için Montgomerie’nin bu eseri yol gösterebilir.

Kaynakça:

Caner Sancaktar, “Kapitalist Kriz” Ve “Kapitalizmin Krizi”, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2008, https://tasam.org/tr-TR/Icerik/956/kapitalist_kriz_ve_kapitalizmin_krizi#:~:text=Kapitalizm%20kendi%20i%C3%A7inde%2019.%20y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1n,ise%201974%2D1982%20Kriz%20d%C3%B6nemidir.

Johnna Montgomerie, Hanehalkı Borçlarını Silin!, Özgür Atılım turan (çev.), 1. Baskı, Vakıf Bank Kültür Yayınları, İstanbul, 2021.

Samir Amin, Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, Semih Lim (çev.), Yordam Kitap, 2. Basım, İstanbul, 2014.

[1] Caner Sancaktar, “Kapitalist Kriz” Ve “Kapitalizmin Krizi”, Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi, 2008, https://tasam.org/tr-TR/Icerik/956/kapitalist_kriz_ve_kapitalizmin_krizi#:~:text=Kapitalizm%20kendi%20i%C3%A7inde%2019.%20y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1n,ise%201974%2D1982%20Kriz%20d%C3%B6nemidir (Erişim Tarihi: 18/05/2022).

[2] Johnna Montgomerie, Hanehalkı Borçlarını Silin!, Özgür Atılım turan (çev.), 1. Baskı, Vakıf Bank Kültür Yayınları, İstanbul, 2021, 99.

[3] Johnna Montgomerie, Hanehalkı Borçlarını Silin!, Özgür Atılım turan (çev.), 1. Baskı, Vakıf Bank Kültür Yayınları, İstanbul, 2021, 127.

[4] Samir Amin, Emperyalizm ve Eşitsiz Gelişme, Semih Lim (çev.), Yordam Kitap, 2. Basım, İstanbul, 2014, s. 13-14.

 

Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun