ÖZET
Özel askeri şirketler (ÖAŞ’ler), özellikle XXI. yüzyıl ile birlikte siyasi gündemdeki yerini almaya başlamıştır. Aslında modern anlamıyla ilk ÖAŞ II. Dünya Savaşı’nın akabinde İngiltere’de ortaya çıkmış olmasına rağmen ulusal ordulara bir alternatif şeklinde telakki edilmeleri oldukça yenidir. Bu yazı dizisinin amacı, ÖAŞ’lerin temel mantığını açıklayabilmek, çeşitli ÖAŞ türleri arasındaki farklılıkları açıklayabilmek, hangi koşullar altında ÖAŞ’nin yaygınlaşmaya başladığını anlatmak, ÖAŞ’ler hakkındaki temel iddiaları değerlendirmek ve ÖAŞ’lerin uluslararası hukuktaki konumuna dair genel bir çerçeve çizebilmektir. Ayrıca paralı askerlik mesleği ile ÖAŞ’ler arasındaki bazı temel ayrımlara değinilmiş, ÖAŞ’lere dair neden bir uluslararası düzenleme yapılmadığına dair bazı yorumlarda bulunulmuştur. ÖAŞ’lerin salt para kazanma amacı güden kuruluşlar olduğu düşünülmektedir. Oysa bu izlenim, ÖAŞ’lerin uluslararası politikadaki konumunun anlaşılabilmesi bakımından son derece tehlikelidir. ÖAŞ’ler maddi menfaat peşinde olan yapılar olmakla birlikte her biri aynı zamanda kendi menşe ülkelerinin ulusal çıkarlarına da hizmet etmektedir. Son olarak savunma hizmetlerinin bir kısmının ÖAŞ’ler tarafından üstlenilmesi, yakın gelecekte de kendini göstermeye devam edecektir. Diğer yandan ÖAŞ’ler konusunda ciddi bir hukuki boşluk olması, ulusal orduların değerler sistemine sahip olmamaları ve devletlerin onları gizli ve kirli görevler için kiralama yoluna gitmeleri geleceğe dair kritik sorunlar olarak görülmektedir.
Özel Askeri Şirketler: Neden ve Nasıl Ortaya Çıkıp Çoğaldılar? Devlet Meşruiyetine Etkileri ve Gelecekteki Yerleri: Bölüm 1
Giriş
Özel askeri şirketler (ÖAŞ’ler) özellikle II. Irak Savaşı’ndan itibaren Türk kamuoyunun da giderek aşina olduğu farklı bir yapılanma türüdür. ÖAŞ’lere dair kamuoyunda birbirinden çok farklı görüşler ve iddialar bulunmaktadır. Geleneksel orduların yerini alacak silahlı birlikler olarak nitelendirildikleri gibi sadece kendi kârlarının peşinde olan kuruluşlar olarak da düşünülmektedir. ÖAŞ’lerin özellikle ÖAŞ’leri tercih eden ülkeler için önemini ve uluslararası arenadaki etkilerini analiz edebilmek için öncelikle ÖAŞ’lerin niteliğine dair genel bir izlenim edinmek oldukça mühimdir. Keza ÖAŞ’lerin gelişmiş ülkeler için üstlendiği rol ile gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler için oynadığı rol aynı değildir. ÖAŞ’ler vekalet savaşlarının en önemli birleşenlerinden biri olarak, dikkatle incelenmesi ve analiz edilmesi gereken örgütler olarak karşımıza çıkmaktadır.
1.Savaş, Devlet, Ulusal Ordular ve Özel Askeri Şirketlere Dair Genel Bir Çerçeve
Max Weber’e göre devlet “… belli bir arazi içinde, fiziksel şiddetin meşru kullanımını tekelinde (başarıyla) bulunduran insan topluluğudur… Devlet, şiddet kullanma hakkının tek kaynağı kabul edilmektedir…”[1] şeklinde tanımlanabilecek bir yapıdır. Bu yapının doğal olarak hem yurttaşlarına hem de uluslararası aktörlere karşı kendini koruması gerekmektedir. Savaş, devletlerin kendilerini veya ulusal çıkarlarını koruyabilmek için tercih ettikleri yöntemler arasında yer almaktadır. Geleneksel olarak savaş terimi, Clausewitz’e göre “politik temasların diğer araçların karışımıyla oluşan devamıdır.”[2] Ayrıca Clausewitz, savaşın esas amacının politik bir sonuca ulaşmayı hedeflerken, yapısının ise sadece kendisine hizmet ettiğini belirtmiştir. Ulus devletler ortaya çıkmadan önce devlet, kendi egemenliğini yayabilmek ve gücünü kabul ettirebilmek adına, savaşlarda, paralı askerlerden ve çeşitli özel birliklerden destek almıştır. Kısacası, özel birlikler veya paralı askerler aslında binlerce yıldır devletlerin silahlı güçlerinin bir parçasıdır. Günümüzde yapılan savaşlarda da “düşmanın direncini kırmak”, “psikolojik üstünlük elde etmek”, “meşruluk derecesini arttırmak” gibi farklı nedenlerle birçok özel veya kâr amacı taşıyan yapılanma kullanılmaktadır.[3] Bunlar da savaşların değişen yapılarının mühendisleri olan ÖAŞ’lerdir.
ÖAŞ, “silahlı veya silahsız mücadele, muharebe destek, güvenlik veya güvenlik danışmanlık hizmetleri veren kâr amaçlı” bir şirkettir.[4] Şirketleşme, ÖAŞ’lerin kâr amacı güden kurumlar olduğunu göstermektedir. Özellikle bu şirketlerin faaliyetleri dikkatli bir şekilde incelendiğinde, faaliyetlerin odak noktasında genel itibariyle kâr odaklı eylemlere yer verildiği görülmektedir. Bu durum son derece doğaldır Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yer alan ÖAŞ’ler, Dow Jones’ta hisse senetleri bulunan, paydaşlarına temettü payı dağıtan, hissedarlarına hesap vermek zorunda olan yapılardır. ÖAŞ, “sürekliliği ve hiyerarşiyi” içermekte ve global piyasada oluşan özel bir iş türünü (savaşla ilgili konularda profesyonel hizmet sunumu) yerine getirmektedirler. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve bunun “güvenlik piyasasında yarattığı değişimler”, “savaşın yapısındaki değişimler” ve “özelleştirmenin hız kazanması” gibi değişkenler ÖAŞ’lerin kurulmasına ve daha çok kullanılmasına yönelik küresel düzeyde bir talep yaratmıştır.[5]
Geçmişin aksine günümüzde askerî personel tarafından yerine getirilen vazifelerin giderek artan bir şekilde siviller tarafından yerine getirildiği ve üstlenmiş oldukları fonksiyon itibarıyla sivillerin bir anlamda askerî personelle iç içe geçtiği söylenebilir. [6] Kamusal hizmetlerin özel sektöre devredilmesi süreci, savunma ve güvenlik hizmetlerini de etkilemiştir. Ancak savunma ve güvenlik hizmetleri, birçok kamu hizmetine nispeten, çok daha göz önünde olduğu için, söz konusu hizmetlerin tamamıyla ÖAŞ’lere bırakılmasının en azından yakın zamanda söz konusu olmadığı söylenebilir. Neoliberal iktisat ve kamu politikalarının etkisiyle birlikte orduların mevcudiyetinin azaltılması, savunmaya ayrılan bütçenin kısıtlanması, ulusal orduların daha sıkı bir şekilde denetlenmesi, siyasi maliyetin azaltılması vb. düşünceler özellikle son 40 yıldır birçok ulusun kamuoyunda kendilerine yer bulmuştur. Elbette neo-liberal politikalar ve demokratikleşme kavramı çerçevesinde bir değerlendirme yapılacak olursa, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerin ÖAŞ’leri tercih etme sebebi ile ABD veya Rusya gibi ülkelerin ÖAŞ’lerden faydalanma sebepleri farklılaşmaktadır.
ÖAŞ tarafından sunulan hizmetler ve uzmanlıklar çoğu zaman daha küçük bir ölçekte asker veya polis kuvvetlerininkine benzemektedir. Bu şirketler yeri geldiği zamanda kendilerini, “güvenlik yüklenicileri” veya “özel askeri yükleniciler” şeklinde isimlendirebilmektedir. Bu şirketlerin bir kısmı ise silah sektöründe faaliyetlerini sürdürmektedir. ICIJ’in (International Consortium of Investigate Journalists) yaklaşık olarak iki yıllık bir araştırma sonucu elde ettiği verilere göre, dünyada “90’a yakın ÖAŞ” bulunmakta ve “110 ülkede” faaliyet göstermektedirler.[7] Bu şirketlerin içinde yer aldığı “yıllık ortalama 100 milyar dolarlık” bir endüstriden 2004 yılı itibariyle söz edilmekteydi.[8] Hemen belirtmek gerekir ki ÖAŞ’lerin tarihi gelişimi esnasında bu pastadan aldıkları payın arttığı rahatlıkla dile getirilebilir. ÖAŞ’lerin kurulduğu ülkeler genellikle ABD, İngiltere, Rusya, Güney Afrika, İsrail ve Fransa gibi dünya çapındaki nam salmış ÖAŞ’lerin menşe ülkeleridir. Günümüzde ise Libya’dan Angola’ya kadar birçok ülkede faaliyet gösteren ÖAŞ’ler en tehlikeli operasyonları dahi başarıyla yürütebilmektedir.
2.Özel Askeri Şirket ve Paralı Asker(lik) Farkları
Özel askeri şirket (ÖAŞ) ve paralı asker kavramlarını birbirinden ayırmak gerekmektedir. Her ne kadar ÖAŞ’lerdeki personelin çoğunluğu “paralı asker” şeklinde nitelendirilse de artık yapılacak işin türü, müşteri ile ilişkilerin doğası ve etkileri tümüyle farklıdır. Paralı askerliğin tarihi, neredeyse Mezopotamya’da ortaya çıkan ilk devletlerin tarihiyle eşdeğerdir denilebilir. Paralı askerliğin yerini ulusal orduların alması ise görece son derece yeni bir aşamayı temsil etmektedir. Özellikle XVII.-XX. yüzyıllar arasında yurttaşlık bağına dayanan ulusal ordular ön plana çıkmış olmakla birlikte paralı askerlik tamamen ortadan kalkmamıştır. II. Dünya Savaşı sonrası sömürge altında yaşayan halkların bağımsızlıklarını kazanma süreçlerinde paralı askerlik yeniden yaygınlaşmaya başlamıştır.[9] Ancak paralı askerlerin darbelere karışması, suçlularla ortaklık yapması, uyuşturucu kaçakçılığın bir parçası olmaları vb. nedenlerle kamuoyunun paralı askerlik mesleğine bakışı son derece olumsuz bir hal almıştır. Örneğin 1973 tarihli BM Genel Kurul Kararına göre, bağımsızlığını kazanmak için mücadele veren halklara karşı sömürgeci ya da ırkçı rejimlerin paralı asker kullanması cezai suç teşkil eden bir eylem olarak nitelendirilmiş ve paralı askerlik yapanların ise suçlu olarak muamele görecekleri kayda geçirilmiştir.[10]
Paralı askerlik ne demektir? Cenevre Sözleşmesi’nin (1949) Ek 1 Numaralı Protokolü’nün 47/1 maddesinde şu ifadeler yer almaktadır:[11]” Aşağıdaki tanımlara uyan kişiler paralı askerdir:
- Ülke içinde ya da yurt dışında, silahlı bir çatışmada savaşmak üzere silahlı hizmete kaydedilmiş,
- Muhasamata doğrudan katılmış olan,
- Esasen özel kazanç arzusu ile muhasamatta yer almak istemiş olan ve aslında, çatışmanın bir Tarafınca ya da Taraf adına, işbu Tarafın, silahlı kuvvetlerindeki benzer rütbe ve görevler için muhariplere ön gördüğü veya ödediği miktarın oldukça üstünde maddi karşılık alacağı vaat edilen;
- Ne çatışmanın taraflarından birinin vatandaşı olan ne de çatışmanın bir tarafınca kontrol edilen topraklar üzerinde ikamet eden,
- Çatışmanın Taraflarından birinin silahlı kuvvetlerine mensup olmayan; ve
- Çatışmanın Taraflarından olmayan bir Devlet tarafından işbu devletin silahlı kuvvetlerinin bir mensubu olarak resmi görevle gönderilmemiş olanlar…”
Paralı askerlik ile ÖAŞ arasındaki farklar nelerdir? Ek 1 Numaralı Protokol’deki paralı asker tanımından da anlaşılacağı üzerine aslında ÖAŞ ile paralı askerlik arasında birçok benzerlik bulunmaktadır. Ancak son yıllarda özellikle hukuki yönden yapılan yorumlar, paralı askerlik ile ÖAŞ’lerin farkları üzerine odaklanmıştır. Paralı askerlik ile özel askeri şirketlerin hizmetlerinin niteliği farklıdır: Şöyle ki, paralı askerler yabancı bir orduda ücreti karşılığında hizmet sunarken, şirketler sözleşme karşılığında hizmetlerini kiralamaktadırlar.[12] Paralı askerlerden farklı olarak, ÖAŞ, belli bir “mevzuat çerçevesinde” hareket eder; müşterilerine “sözleşme yoluyla” bağlanır ve uluslararası ticaretin bir gereği olarak birbirleriyle “rekabet ederler.” Birçok durumda, kayıtlı olmayı gerektiren yasalar ve yabancı sözleşmeler için “alınacak lisanslar yoluyla kendi devletlerine” ismen bir bağlılıkları vardır. Elbette ÖAŞ’nin lisans alması, belirsiz bile olsa bir mevzuata tabi olması ya da denetlenmesi, faaliyetlerinin son derece şeffaf olduğu anlamına da gelmemektedir.
3.Dünyada Özel Askeri Şirketler, Hizmet Alanları ve Devletlerce Kullanılma Sebepleri
Amerikalıların kullandığı Blackwater, Kellog Brown & Root (KBR), DynCorp gibi çeşitli firmalar ya da Rusların Wagner’i önemli ÖAŞ örnekleri olarak belirmektedir. Yukarıda dile getirilerine ÖAŞ’lern yanı sıra Vinnell, Armor Holdings, Levdan, DynCorp, TSI ve MPRI gibi şirketler, diğer örnekler olarak gösterilir. Bu tip şirketler, genellikle çatışmalarda yer almamakta, başka bir deyişle “vurucu ve taktik operasyonel birlikler” sağlamamakta, yapılacak faaliyetler/operasyonlar için planlama’ya/uygulama’ya yönelik (Çatışma Bölgelerinde Savaşma ve Savunma ve Taktik Saldırı Operasyonları dışındaki) aşağıda belirtilen hizmetleri yerine getirmektedirler. Türkiye Cumhuriyeti’nde ise bunun güncel olan örnekleri: Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş (SADAT) veya Akademi Sancak önemli Türkiye merkezli özel askeri şirketler olarak öne çıkmaktadır.
ÖAŞ’lerin hizmet verdikleri ana alanlar şu şekilde sıralanabilir:[13]
– Lojistik Destek,
– Taktik Saldırı Operasyonları,
– Stratejik Planlama,
– Gizli İstihbarat Edinme ve Analiz Etme,
– Operasyonel Destek,
– Çatışma Bölgelerinde Savaşma ve Savunma,
Fotoğraf-1:Wagner Grubu’nda çalışan paralı askerler.
Kaynak: Yeniçağ, “Özel Askeri Şirketler: Rusya Siyasetinde Wagner”, 2020, https://yenicag.info/ozel-askeri-sirketler-rusya-siyasetinde-wagner/ (Erişim Tarihi: 29/11/2022).
Ülkeler aşağıda sıralanan sebepler yüzünden ÖAŞ’leri kullanmaktadırlar:
– Kendi silahlı kuvvetlerine yönelik altyapı yatırımlarını arttırmak zorunda kalmayacakları için finansal maliyetleri daha azdır.[14]
– Özellikle küçük devletler savunma harcamalarına fazla bütçe payı ayırmak istemezler.
– ÖAŞ’leri kullanmak daha az siyasi sorumluluk getirmektedir.
4.Özel Askeri Şirketlerin Türleri ve Farklı Sınıflandırmaları
Özel askeri şirketler (ÖAŞ’ler) savaşın çeşitli fonksiyonlarını yerine getirmeyi taahhüt eden şirketlerdir. ÖAŞ’ler şu şekilde sınıflandırılabilir:
4.1. Askeri Hizmet Tedarikçisi Şirketler
Askeri hizmet tedarikçisi şirketler, ÖAŞ denilince akla ilk gelen grubu temsil eder. Küçük bir silahlı kuvvet gibi, muharip birliklerin içerdiği bütün bileşenleri (silahlı helikopterler, top, havan gibi ağır silahlar, hafif tanklar, savaş uçakları, vb.) birlik paketleri şeklinde sunarlar. [15] Bu birlik paketleri yukarda bahsedilen ‘İsviçreli paralı askerler’ gibi muharip unsurların birçok bileşenini yedekleyebilir veya yerini alabilirler.[16] Bu tip ÖAŞ’lerin temel yeteneği savaşmaktır. Bu tip ÖAŞ’ler daha çok devlet yetkililerinin önemli bölgelerde korunması, stratejik tesislerin savunulması, karşı hareket gibi yüksek düzeyde savaş yeteneği gerektiren operasyonlar için kullanılmaktadır. Halliburton, Executive Outcomes, Shield Security, Alpha Five Titan, DynCorp, Special Project, Eriyns gibi askeri şirketler içerisinde bulunan, 89’da kurulup en bilinenler arasına yerleşen “Executive Outcomes” firması günümüzde ilk tam donanımlı “özel ordusu” olan firma olarak bilinmektedir. ÖAŞ’ler ABD tarafından Kolombiya, Afganistan ve Irak’ta, İngiltere tarafından Afganistan ve Irak’ta, Rusya tarafından ise Suriye ve Libya’da kullanılmıştır. Askeri hizmet tedarikçisi şirketlerin en yoğun kullanıldığı savaş ise Irak Savaşı olmuştur. İlginç olan nokta Irak Savaşı’nda ve devamında bölgede bulunan Koalisyon Kuvvetlerini oluşturan ülkelerin sıralamasında en fazla katkıyı Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra askeri şirketler yapmıştır.[17] Suriye’deki çatışmalara dair net veriler temin edilememekle birlikte Wagner’in söz konusu bölgede oldukça etkili olduğu bilinmektedir.
4.2. Askeri Danışmanlık Şirketleri
Sınıflandırmanın ikinci kısmını oluşturan danışmanlık şirketlerinin esas özelliği bir öğreti (doktrin) geliştirmektir.[18] Özel askeri sektör sınıflandırmasının ikinci grubunda bulunan askeri danışmanlık şirketlerinin temel yeteneğini doktrin geliştirme, silahlı kuvvetlerin ve savunma bakanlıklarının yeniden yapılandırılması, harp oyunları, silah sistemleri eğitimi, taktik seviyeye kadar her türlü birlik eğitimi, danışmanlık, planlama ve lider eğitimi gibi harekat alanının gerisini ve harekat öncesi hazırlıkları oluşturmaktadır.[19] Mevcudiyetleri savaşın stratejik ve taktik gidişini yeniden şekillendirebildiği halde, muharebe sahasının tüm risklerini müşteri devlet üstlenmek zorundadır ve bu şirketleri birinci gruptakilerden ayıran en önemli fark budur.[20] Military Professional Resources Incorporated (MPRI), en bilinen askeri danışmanlık şirketlerinden biridir. MPRI’nın faaliyetleri, Sırbistan ve Hırvatistan arasında devam eden çatışmaların seyrini değiştirmiştir. Şirketin yetiştirdiği Hırvat Kuvvetleri, Fırtına Operasyonunda Sırplara karşı büyük bir başarı kazanmıştır. Suudi Arabistan, Kuveyt, Sri Lanka, Nijerya, Gine, Kolombiya MPRI’nın ihale aldığı diğer ülkeler arasında yer almaktadır. Aslında, MPRI Amerikan tarzı savaşı yabancı devletlere ihraç ederek Amerikan ordusunun gidemediği yerlere gitmekte ve böylece Amerikan dış politikasının taşeronluğunu yapmaktadır.[21]
4.3. Askeri Lojistik Şirketleri
Lojistik destek, istihbarat, teknik destek ve taşımacılık gibi konularda hizmet veren şirketler üçüncü grubu oluşturmaktadırlar.[22] Lojistik şirketlerinin esas özelliği lojistik hizmet sağlayıcısı olup, işverenlerinin sahadaki güçlerini kumanda etmek, bunun yanı sıra savaş/çatışma alanına yiyecek sağlama, çamaşır yıkama, inşaat yapma gibi hizmetleri de sağlamaktadırlar.[23] Askeri lojistik şirketleri tarafından üstlenilen hizmetler, geleneksel silahlı kuvvetlerin muharip birlikleri/muharebe destek birlikleri tarafından üstlenilen hizmetlerdir. Askeri lojistik şirketleri arasından en meşhur olan firma ise özellikle Irak’ta yaptığı hizmetlerle ismini duyuran Kellogg Brown & Root (KBR)’tur. Askeri destek firmaları asker sevkiyatından önce harekât yapılacak olan bölgeye vararak birlikleri karşılaması ve en son asker bölgeden ayrılıncaya kadar destek sağlamaya devam etmeleri ile tanınır.
5.Özel Askeri Şirketler ile Ulusal Orduların Değerler Sistemi Farkları: Kar ve Menfaat Mi Yoksa Savaş Ahlakı ve Ulusal Onur Mu?
Doğası gereği son derece güç şartlar altında yürütülen askerlik, bir meslek olarak, ahlak ve etik değerler üzerine kuruludur. Askerliğin sahip olduğu değeler sistemi ve ahlaki unsurlar genel itibariyle milletin de kabul ettiği bazı kutsal kavramlar üzerinden şekillenmiştir. Milletin huzur ve güvenliği, düzeni koruma ve sürdürme, ulus, vatan, şehitlik ve gazilik gibi değerlerin getirdiği moral ve isteklendirme silahlı kuvvetler personeli için oldukça mühimdir. Fakat ÖAŞ’lerle ilgili en yaygın iddialar arasında herhangi bir görevi üstlendikleri zaman onlar için bunu yapmanın tek bir motivasyonu olarak “para kazanma” arzusunun gösterilmesi bulunmaktadır. ÖAŞ’lerin hizmetlerini öncelikle politik nedenlerle değil, kâr amacıyla sunduğu iddia edilse de kurulmasına ön ayak olan ya da kurucularının tabi olduğu devletlerden bağımsız politikalara sahip olduklarına dair bir örnek yoktur. [24]ÖAŞ’lerin silahlı kuvvetlerde olduğu gibi katı bir değerler sistemine bağlı olduğunu söylemek güçtür. Mesela İngiltere’deki özel istihbarat şirketlerinin mottosu şudur: “İstediğiniz her bilgiyi sağlarız.” [25] Bu istihbarat şirketlerinin yıllık gelirinin sadece İngiltere’de 19 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.[26] Ancak bu durum yine de ÖAŞ’lerin menşe ülkelerinin amaçlarının dışında kullanılan yapılar olduğu anlamına gelmemektedir.
Maddi kazanç elde edebilmek için ÖAŞ’lerin yapılabileceklerinin herhangi bir sınırı bulunmamaktadır. Çünkü askerlerin ve uluslararası silahlı çatışma hukukunun en temel prensibi şudur, “eğer sen bir kişiyi tutsak alabiliyorsan yaralama, eğer yaralayabiliyorsan öldürme.” Öldürmek son çaredir. Çünkü asıl amaç öldürmek değil, düşman olarak tanımlanmış unsurun etkisiz hale getirilmesidir.[27] Nihai amacı siyasidir. Bunun için askerler en son çare olarak öldürme eylemini yaparlar. Fakat ÖAŞ’lerde orduların sahip olduğu değerler sisteminin hiçbiri yoktur. Onların değerler sisteminin temeli maddi kazanç elde etmek üzerine kuruludur. Mesela Blackwater Şirketi bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Blackwater çalışanları, Irak’ta 2007 yılında 17 sivilin öldürülmesinden sorumlu tutulmuş ve cezalandırılmışlardır.[28] Üstelik ÖAŞ’ler söz konusu olduğunda söz konusu şirketlere ait personelin savaşlara katıldıkça deneyimleri artmakta, deneyimleri arttığı zaman ise marka değeri pekiştiği için daha fazla hizmet sözleşmesi çok daha yüksek meblağlara imzalanabilmektedir. Bu nedenle ÖAŞ’lerin herhangi bir muharebe alanında başarılı olabilmek adına, kural tanımadıkları ve sivilleri bile katlettikleri bilinmeyen durumlar değildir.
Temel unsurun maddi kazanç elde etmek olduğu sistemde en temel sıkıntılardan biri barışın yerleşmesinin zorlaşmasıdır.[29] Düzenli orduların ise ilk amacı barışı tesis etmek, kendi vatanlarının sınırlarını her türlü dış tehditten korumak ve çatışmalara sadece gerektiği zamanlarda müdahil olmaktır. Düzenli orduların tamamı, savaş hukuku çerçevesinde hareket etmek ve savaş durumunda dahi çekirdek haklar denilen temel haklar ve özgürlüklere riayet etmek durumundadır. Ulusal orduların aksi şekilde hareket etmeye başlaması ise devletlerin uluslararası hukuktan ve savaş hukukundan doğan yükümlülükleri çiğnemesi anlamına gelmektedir ve yaptırımları son derece ağırdır. Aksi halde ise çok büyük kalıcı düşmanlıklar meydana gelir ve barış sürdürülemez. O zaman dünya ütopik bir şekilde barışa ulaşamayan, distopik bir şekilde sürekli çatışma halinde bir noktaya gidebilir. Ancak yeri gelince bir ülke kendi prestijini kurtarabilmek için ÖAŞ’lerin her türlü eylemine göz yumabilmektedir. Özellikle Suriye ve Ukrayna örnekleri söz konusu olduğunda Rusya’nın Wagner Grubu’nun her türlü faaliyetine gözlerini yumması bu durumdan kaynaklanmaktadır.
Muharebe sahasının topçu, hava savunma ve tanksavarlar gibi nitelikli silahların üretiminin devlet tekelinde olduğu düşünülürse, ÖAŞ’lerin devlet politikasından bağımsız olduğu düşünülemez.[30] Bu noktada ÖAŞ’ler ile ilgili söylenmesi gereken husus, ÖAŞ’ler her ne kadar kâr peşinde koşan şirketler olsa da menşe ülkelerinden bağımsız olmaları, söz konusu durum para kazanmak dahi olsa, mümkün değildir. Klasik orduların yürüttüğü faaliyetler ile ÖAŞ’ler tarafından üstlenilen hizmetler günümüzde birbirini tamamlayan niteliktedir. Bu nedenle, ÖAŞ’leri tamamen kendi kârını maksimize etmek isteyen kuruluşlarmış gibi düşünmek yerine ulusal çıkarlara hizmet eden ve maddi geliri de önemseyen kuruluşlar olarak düşünmek daha sağlıklı olacaktır.
Fotoğraf-2: Sahada görev alan ÖAŞ personeli.
Kaynak: https://bublogta.com/ozel-askeri-sirketler/ (Erişim Tarihi: 23/11/2022).
6.Uluslararası Hukuk ve Özel Askeri Şirketler: Korkutucu Boşluk
Özel askeri şirketin (ÖAŞ’nin) çatışma alanlarındaki “savaş suçları” ve “silahlı çatışma hukukuna aykırı hareketlerinin” nasıl cezalandırılması konusunda “uluslararası hukukta çok büyük açık” bulunmaktadır. Öncelikle ÖAŞ’lerin faaliyetlerini doğrudan savaş hukukun bir parçası sayan herhangi bir düzenleme bulunmadığı bilinmektedir. Kamuoyundaki tartışmaların başlangıç noktası, ÖAŞ’lerin paralı askerlik ile aynı kulvarda değerlendirilip değerlendirilemeyeceği meselesidir. Çünkü hem 1989 tarihli BM Paralı Askerlerin Kullanımı, Finanse Edilmesi ve Kullanılmasının Yasaklanmasına Dair Sözleşme hem de 1949 Cenevre Sözleşmesi Ek Protokol 1 bağlamında paralı askerlik hem yasaklı bir fiil olarak hem de silahlı çatışmalarda savaşçı statüsünde olmayanlar arasında sıralanmıştır.[31] Bu bağlamda şirketlerin ticari kişilikleri her ne kadar kendilerine meşruiyet kazandırsa da şirket personelinin icra ettiği faaliyetler tipik bir iş sözleşmesinin konusunu oluşturmamaktadır.[32]
ÖAŞ’lerin faaliyetlerinin ve hizmet sunumunun uluslararası hukuktaki yerine dair iki görüş bulunmaktadır: Birinci görüşe göre, ÖAŞ’lere paralı askerlerin tabi olduğu silahlı çatışma hukuku uygulanmalıdır. İkinci görüş ise, özellikle ÖAŞ’lerden istifade eden devletler tarafından öne sürülmektedir, ÖAŞ’lerin farklı bir şekilde kurumsallaşmalarından dolayı paralı askerlerle aynı kurallara tabi olması mümkün değildir. Çünkü bu yapılar, kendi operasyonlarını devam ettirirken, genel itibariyle, hiçbir kuralı veya antlaşmayı kendilerini bağlayan düzenlemeler olarak değerlendirmemektedirler. Bu konuda daha isabetli bir yorum yapabilmek için öncelikle silahlı çatışma hukukun temel metinlerini incelemek ve söz konusu metinlerin ÖAŞ’lere uygulanıp uygulanmadığını tespit etmek gerekmektedir. Ancak genel eğilim, uluslararası antlaşmalarla yapılan düzenlemelerin daha çok paralı askerleri hedef aldığını öne sürmek ve ÖAŞ’lerin faaliyetlerini söz konusu antlaşmaların dışında bırakmak yönünde olmuştur. Üstelik bu eğilim, birbirinden çok daha farklı politikalara ve ulusal hedeflere sahip ülkeler tarafından, rakip bile olsalar, paylaşılmaktadır.
Silahlı çatışma hukuku ile ilgili iki tür düzenleme bulunmaktadır. Lahey Anlaşmaları ve Cenevre Sözleşmeleri, silahlı çatışma hukukunu düzenleyen en önemli uluslararası metinlerdir. Uluslararası insancıl hukuk diye de adlandırılan silahlı çatışma hukuku tarihte ilk kez Cenevre Sözleşmeleri’nde ele alınmıştır. Cenevre Sözleşmeleri 1920’lerde ve 1949’ların sonunda kaleme alınmış bazı metinlerden oluşmaktadır. Ek protokoller 1977 yılında eklenmiş ve ondan sonra yeni düzenlemeler yapılmamıştır. Bu yeni düzenlemelerin yapılmadığı dönemde de “özellikle ÖAŞ’lerin kullanılması” gibi durumlar oldukça yaygınlaşmıştır. Ancak ÖAŞ’lerin doğrudan ele alındığı herhangi bir uluslararası antlaşma bulunmamaktadır. Keza Cenevre Sözleşmeleri ve Lahey Antlaşmaları ile daha çok paralı askerlik ve muvazzaflık durumları düzenlenmektedir. ABD gibi ülkelerde ise ÖAŞ’lerin tabi olduğu kanunlar bulunmaktadır. O yüzden ÖAŞ’lerin uluslararası hukuktan ziyade iç mevzuattaki bazı düzenlemelere tabi olduğu söylenebilir. Ancak ÖAŞ’lere yönelik düzenleme yapan ülke sayısı oldukça azdır.
İnsani kalkınma adına önemi büyük olan “kişisel güvenliğin” ve “kamusal düzenin sağlanması” için “güvenlik güçlerinin demokratik bir şekilde kontrol altına alınmasının” şart olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Ancak ÖAŞ için ise durum tamamen farklıdır. Zabcı’ya göre (2018), herhangi bir demokratik kontrolden tamamen uzak olan ÖAŞ için, başta BM olmak üzere gerek uluslararası kuruluşlar gerekse Batılı hükümetler düzenleme yapmaya istekli değillerdir.[33] Bu isteksizliğe, “devletlerin”, ve “devlet dışı kuruluşların” ÖAŞ’leri olabildiğince fazla kullanma istekliliği eşlik etmektedir. Özel askeri firmalarla iş verenleri olan devletler tarafından bir görevi yerine getirebilmek amacıyla sözleşme yapılması; cezai yaptırım veya uluslararası sorumluluğu taraf olan devlete yüklenmesine sebep olmaktadır.[34] Ancak BM’nin özellikle son yıllarda bu konuda daha aktif bir tutuma sahip olduğu söylenebilir. BM Güvenlik Konseyi Paralı Askerler Çalışma Grubu, ÖAŞ’lerin uluslararası alandaki faaliyetlerinin düzenlenmesi amacıyla devletlerin ulusal yasalarını oluşturmasına yol gösterecek bir örnek taslak hazırlama gayretindedir.[35] BM, ulusal yasal düzenlemelerin yapılmadan ÖAŞ’nin faaliyetlerinin kontrol altında tutulmasının mümkün olmadığını düşünmektedir.[36] Türkiye gibi ülkelerde ÖAŞ’ler iyice yaygınlaşmadan belki de BM’nin tavsiyeleri doğrultusunda adım atılması daha doğru olacaktır.
Fotoğraf-3: Bazı ÖAŞ’lere ait amblemler.
Kaynak: https://www.setav.org/rapor-ozel-askeri-sirketlerin-kuresel-yayilimi-ve-gelecegi/ (Erişim Tarihi: 23/11/2022).
7.Özel Askeri Şirketlerin Geleceği: Önemli Sorunlar ve Meşruiyet Tartışması
Aslında, yirmi birinci yüzyılın başında patlak veren bu endüstrinin, yakın bir gelecekte daha da önem kazanacağı sık sık vurgulanmaktadır. Çünkü, özel askeri şirketler (ÖAŞ’ler), bir anlamda “gelişen global güvenlik ortamının ayırt edici temsilcisi” olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca devletler, ÖAŞ’lere özellikle kirli işlerini yürütmek, savaş hukukundan kaçınabilmek, asker ölümleri nedeniyle oluşması muhtemel kamuoyu baskısından kurtulmak ya da çeşitli gizli operasyonlar çerçevesinde suçlanmamak ve sorumluluk almamak gibi nedenlerle de başvurmaktadırlar. Gelecekte “demokratik yönetim ve yönetişim” içine güvenlikle ilgili sorunların oturtulması ve güvenliğin gerek “ulusal” gerekse “uluslararası siyasette hesap verebilirlik”, “hukuk devleti ya da uluslararası hukuka uygunluk” gibi kıstaslarla değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ülkeler içerisindeki bazı siyasi değişimler ve dönüşümler, ülkelerin geleneksel silahlı kuvvetlerine bakışında da çeşitli algısal değişikliklere yol açmıştır. Bunlardan özellikle iki tanesinin, diğer pek çok gizli ve özel sebebin yanında, ÖAŞ’lerin kurulup gelişmesine katkı sunduğu söylenebilir: Birincisi, gelişmekte olan ülkelerin bir kısmında, ulusal orduların yönetimi ele geçirmesi “otoriter yönetimlere” yol açmakta ve bu durum kişisel güvenliği ortadan kaldırmaktadır. Elbette özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde, yukarıda dile getirilen tehlike ise ulusal ordulara duyulan güveni azaltmakta olup savunma ve güvenlik hizmetlerinin temin edilmesinde alternatif yöntemleri öne çıkarmaktadır. ÖAŞ’lerden hizmet alımına giden gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler özellikle bu arayışın neticesinde ÖAŞ’lere yönelmektedir. İkincisi, özellikle savaş sonrası dönemlerde ülkeler/toplumlar silahlı güçlerin kontrol altında tutulmasında zorlanmaktadır. Büyük bir ulusal ordunun beslenmesi, teçhizatı, modernizasyonu vs. için yapılması gereken bütçe gelişmekte olan ülkeler veya başarısız devletler için büyük bir yük haline gelmiştir. Bu ülkelerde, insani kalkınma, kişisel güvenliğin sağlanması ve kamusal düzenin korunması için güvenlik güçlerinin demokratik bir kontrol altına alınmasının şart olduğu düşünülmektedir. ÖAŞ’ler aynı zamanda gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde ulusal orduların kontrol altına alınabilmesi için de tercih edilen bir araç olarak gösterilmektedir.
Gelişmiş olarak sınıflandırılan ABD, Rusya ve İngiltere gibi ülkelerin ÖAŞ’leri kullanma sebepler biraz daha farklıdır. Siyasi maliyetin azaltılması ve politik sorumluluktan kurtulmak, özellikle gelişmiş ülkelerin ÖAŞ’lere yönelmesinin ardında yatan en önemli sebeptir. Elbette savunma harcamalarının azaltılması ve bütçe üzerindeki yükün azaltılması da gerekçeler arasında yer almaktadır. Ancak son zamanlarda vekalet savaşlarının özellikle ÖAŞ’ler üzerinden yürütülmesi göstermektedir ki bu ülkelerin öncelikleri, gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerin önceliklerinden farklıdır. ÖAŞ’nin faaliyetlerinin hem bağlı olduğu devlet hem şirket hem de faaliyet gösterilen başarısız ya da çökmüş devletin çıkarlarının gözetilerek gerçekleştirilmesi de mümkündür.[37] Lakin, ÖAŞ’ler, özellikle son zamanlarda, emperyalizmin yeni araçları olarak değerlendirilmektedir. ÖAŞ’lerin ABD adına Irak ve Afganistan’daki faaliyetlerinin yanı sıra Rusya namına Wagner’in Suriye’de yürüttüğü operasyonlar bu görüşü perçinlemiştir.
Kuvvet kullanımı tekelinin “devlet elinde olması” devleti uluslararası alanda etkin özne hâline getirse de “ÖAŞ’nin varlığının artmasıyla” bu anlayışın değiştiğine dair yaklaşımlar mevcut olup “ÖAŞ’nin geleceği ne olacak?” sorusu akıllara gelmektedir. Neoliberal politikaların uygulandığı bir dünyada devlet aygıtının organize olması açısından “devlet dışı aktörlere karşı avantajının azaldığı bir dönemde” yaşamaktayız. Devlet tarafından yüzyıllardır yürütülen birçok fonksiyon şimdi özel şirketler tarafından yapılmakta ve devletin organize olma becerisinden kaynaklanan avantajı gittikçe azalmaktadır.[38] Bu nedenle, söz konusu eğilimin devam etmesi durumunda ÖAŞ’lerin daha da yaygınlaşacağı söylenebilir. Ayrıca, teknolojinin ilerlemesi ile beraber (insansız hava araçları / uydu teknolojisi / bilişim-haberleşme vb.) savunma teknolojilerinin şirketler tarafından üretilmeye başlanması ÖAŞ’lerin azalmasına yönelik herhangi bir umut beslenmemesi gerektiğini de göstermektedir. Ancak ÖAŞ’ler yaygınlaşsa bile henüz ulusal orduların yerini alabilecek bir noktaya geldiklerini ya da gelebileceklerini iddia etmek doğru olmaz.
ÖAŞ’ler, gelecekte “uluslararası güvenlik” sorunun önemli bir parçasını oluşturacaktır. Bu şirketler, haklarında hâlâ kesin veriler bulunmayan “sır dolu bir endüstrinin” ve “gizli ilişkilerin düğümlendiği siyasi ve ticari ağların içinde” varlık bulmaktadırlar. Paralı askerlik ve bu anlamda savaşlarda ya da çatışmalarda “özel güçlerin kullanımı” yeni bir olgu değildir. ÖAŞ’ler, paralı asker ticaretinin, “evrim geçirmiş, globalleşmiş ve şirketleşmiş” modelini temsil etmektedirler.[39] Üstelik paralı askerlik mefhumu çerçevesinde bazı uluslararası antlaşmalar ve düzenlemeler yapılmış olmakla birlikte uluslararası hukukta, ÖAŞ’ler ile ilgili herhangi bir düzenlemeye rastlanmamaktadır. Başka bir deyişle tam bir “hukuki boşluk” söz konusudur. [40] Bu durum, aynı zamanda ÖAŞ’leri kullanan devletlerin de işine gelmektedir. Bu nedenle, en azından vekalet savaşlarının devam ettiği günümüz dünyasında, ÖAŞ’lerle ilgili uluslararası bir düzenlemenin yapılması ihtimali zayıftır. Elbette bu durum, özellikle ABD, Rusya ve Çin gibi küresel çıkarlarını korumak isteyen ülkelerin ellerini de rahatlatmaktadır.
ÖAŞ genellikle “zayıflamış ve çökmüş devletler”de, yani yasal ve kurumsal bir çerçevenin ortadan kalkmış olduğu ya da yok denecek kadar zayıf olduğu ülkelerde etkinlik göstermektedirler. Zaten dikkat edilirse ABD’nin Afganistan ve Irak’a yönelik müdahaleleri, Rusya’nın Suriye ve Libya’daki girişimlerinin bu minvalde değerlendirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Geleneksel devlet yapısının çökmüş olduğu; ancak, çokuluslu şirketlerin ya da güçlü devletlerin ilgisini çekecek denli enerji kaynaklarına ya da madenlere sahip olan ülkelerde sık sık karşımıza çıkmaları, ÖAŞ’nin “yeni sömürgeciliğin” bir parçası olduğu düşüncesini doğurmaktadır.[41] ÖAŞ, devlet, kamu yönetimi, savunma hizmetleri gibi kavramların değiştiği bir süreçte hayatımıza girmiş yeni bir olgudur.
Sonuç
Sonuç itibariyle özel askeri şirketlerin (ÖAŞ’lerin) güçlü devletler tarafından özellikle “ulusal” çıkarları doğrultusunda kullanıldığını bize gösteren çok açık kanıtlar bulunmaktadır. Bu açıdan, “sömürgeciliğin yeni bir yüzü” olarak askeri şirketleri değerlendirecek çalışmaların daha detaylı yapılması elzemdir. ÖAŞ’ler ile ilgili uluslararası düzenlemelerin yapılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir. Ancak tecrübeler şunu göstermiştir ki insanlık bu tür küresel girişimleri çok büyük belalarla karşılaştıktan sonra yapmaktadır. Maalesef öyle bir belayla karşılaşana kadar muhtemelen ÖAŞ’lerin sayısı artmaya devam edecektir.”[42] ÖAŞ’lerin yaygınlaşması, aynı zamanda ulusal orduların ve doğal olarak ulus devletlerin tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldığına dair bir kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak böyle bir yargıya varmak için henüz erkendir. Birçok temel operasyonun ancak ulusal ordular tarafından yürütüldüğü günümüz dünyasında, ulusal orduların ve ÖAŞ’lerin birbirini tamamladığını söylemek daha doğrudur. Ancak ÖAŞ’ler ile ilgili yapılabilecek son değerlendirme şudur ki ÖAŞ’ler yakın gelecekte de önemlerini muhafaza etmeyi sürdüreceklerdir.
Bu yazı dizisinin ikinci bölümünde ÖAŞ’lere ilişkin daha detaylı bir inceleme Politika, İnovasyon, Tasarım ve Gelişim Merkezi (PİTGEM) okurlarını beklemektedir. İkinci bölümde, ilk olarak ÖAŞ’lerin tarih sahnesine nasıl çıktıklarına dair kısa bir değerlendirme yapılacaktır. İkinci bölümde esas olarak ABD, Rusya, İngiltere ve Çin gibi ülkelerin neden ÖAŞ’lere başvurduğuna odaklanılacaktır. Ayrıca bu ülkelerde ÖAŞ’lere yönelik hukuki düzenlemeler de ele alınacaktır.
DİPNOTLAR:
[1] Max Weber, Sosyoloji Yazıları, çev. Taha Parla, İstanbul, İletişim Yayınları, 2003, s. 132-133.
[2] Yunus Beyhan, Özel Askeri Şirket Faaliyetlerinin Küresel Etkileri ve Uluslararası Hukuktaki Yerlerinin İncelenmesi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, MEF Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul, 2020, s. 9.
[3] Yunus Beyhan, Özel Askeri Şirket Faaliyetlerinin Küresel Etkileri ve Uluslararası Hukuktaki Yerlerinin İncelenmesi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, MEF Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul, 2020, s. 9.
[4]Murat Tekek, Özelleşen Savaş (Ortadoğu’da Özel Güvenlik Uygulamaları), 2012, https://web.archive.org/web/20131219121134/http://www.ozelguvenlikdunyasi.com/ozellesen-savas-ortadoguda-ozel-guvenlik-uygulamalari.html (Erişim Tarihi: 27/08/2022).
[5] Filiz Çulha Zabcı, “Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler”, 2004, https://sendika.org/2004/07/yeni-savaslarin-gizli-yuzu-ozel-askeri-sirketler-filiz-culha-zabci-1536/ (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[6] Ahmet Hamdi Topal, Uluslararası Hukuk Açısından Özel Askerî Şirketler ve Şirket Çalışanlarının Statüsü, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2011, C. 60, S. 4, s. 964.
[7] Filiz Çulha Zabcı, Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, Stratejik Rapor No: 56, TASAM, 2018, s. 4, https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[8] Filiz Çulha Zabcı, Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, Stratejik Rapor No: 56, TASAM, 2018, s. 4, https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[9] Burak Güneş, Orta Doğu’da Devlet Dışı Aktör Olarak Özel Askeri ve Güvenlik Şirketleri, International Journal of Social Inquiry, C. 13, S. 2, 2020, s. 549.
[10] Burak Güneş, Orta Doğu’da Devlet Dışı Aktör Olarak Özel Askeri ve Güvenlik Şirketleri, International Journal of Social Inquiry, C. 13, S. 2, 2020, s. 550.
[11] Burak Güneş, Orta Doğu’da Devlet Dışı Aktör Olarak Özel Askeri ve Güvenlik Şirketleri, International Journal of Social Inquiry, C. 13, S. 2, 2020, ss. 550-551.
[12] Burak Tangör&Haldun Yalçınkaya, Güvenlik Yönetişimi Çerçevesinde Özel Askeri Şirketler, Uluslararası İlişkiler, Cilt 7, Sayı 25, 2010, s. 135.
[13] İrem Yavuz, “Özel Askeri Şirketler ve Yarattıkları Tehdit Algısı”, TRTHABER, 2021, https://www.trthaber.com/haber/dunya/ozel-askeri-sirketler-ve-yarattiklari-tehdit-algisi-620633.html (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
[14] İrem Yavuz, “Özel Askeri Şirketler ve Yarattıkları Tehdit Algısı”, TRTHABER, 2021, https://www.trthaber.com/haber/dunya/ozel-askeri-sirketler-ve-yarattiklari-tehdit-algisi-620633.html (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
[15] Tolga Öz & Turgut M. Çalışkanlar, “Paralı Askerlerden Özel Askerî Şirketlere Savunma Yönetimi Teknolojileri Uygulamalar”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2020, C. 16, S. 34, s. 320.
[16] Tolga Öz & Turgut M. Çalışkanlar, “Paralı Askerlerden Özel Askerî Şirketlere Savunma Yönetimi Teknolojileri Uygulamalar”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2020, C. 16, S. 34, s. 320.
[17] Haldun Yalçınkaya, “Özel Askeri Sektörün Oluşumu ve Savaşların Özelleşmesi”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, C. 61, S. 3, 20066, s 263.
[18] Yunus Beyhan, Özel Askeri Şirket Faaliyetlerinin Küresel Etkileri ve Uluslararası Hukuktaki Yerlerinin İncelenmesi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, MEF Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul, 2020, s. 26.
[19] Haldun Yalçınkaya, “Özel Askeri Sektörün Oluşumu ve Savaşların Özelleşmesi”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, C. 61, S. 3, 20066, s 264.
[20] Çakıl Güç, “Savaş Müteahhitleri”, Akademik Ortadoğu Dergisi, 2007, S. 4, s. 132.
[21] Peter Singer, Corporate Warriors: The Rise of the Privatized Industry, Cornell University Press, 2003, ss. 119-135.
[22] Çakıl Güç, “Savaş Müteahhitleri”, Akademik Ortadoğu Dergisi, 2007, S. 4, s. 133.
[23] Yunus Beyhan, Özel Askeri Şirket Faaliyetlerinin Küresel Etkileri ve Uluslararası Hukuktaki Yerlerinin İncelenmesi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, MEF Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul, 2020, s. 27.
[24] Tolga Öz& Turgut M. Çalışkanlar, “Paralı Askerlerden Özel Askerî Şirketlere Savunma Yönetimi Teknolojileri Uygulamalar”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2020, C. 16, S. 34, s. 319.
[25] Sait Yılmaz, Kirli İşler ve Özel Askeri/İstihbarat Şirketleri, Anka Enstitüsü, 2018, http://ankaenstitusu.com/kirli-isler-ve-ozel-askeriistihbarat-sirketleri/ (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
[26] Sait Yılmaz, Kirli İşler ve Özel Askeri/İstihbarat Şirketleri, Anka Enstitüsü, 2018, http://ankaenstitusu.com/kirli-isler-ve-ozel-askeriistihbarat-sirketleri/ (28/08/2022).
[27] İrem Yavuz, “Özel Askeri Şirketler ve Yarattıkları Tehdit Algısı”, TRTHABER, 2021, https://www.trthaber.com/haber/dunya/ozel-askeri-sirketler-ve-yarattiklari-tehdit-algisi-620633.html (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
[28]https://www.trthaber.com/haber/dunya/blackwaterin-gecmisi-karanlik-islerle-dolu-604340.html (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
[29] Tevfik Kadan, “Özel Askeri Şirketleri Neoliberal Düzen Yarattı”, Aydınlık, 2022, https://www.aydinlik.com.tr/haber/ozel-askeri-sirketleri-neoliberal-duzen-yaratti-317683 (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
[30] Tolga Öz & Turgut M. Çalışkanlar, “Paralı Askerlerden Özel Askerî Şirketlere Savunma Yönetimi Teknolojileri Uygulamalar”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2020, C. 16, S. 34, s. 319.
[31] Yasin Öztürk, “Uluslararası Hukuk Bağlamında Özel Askeri Şirketler: Afrika Örneği”, International Journal of Disciplines Economics & Administrative Sciences Studies, 2021, C. 7, S. 28, s. 290.
[32] Yasin Öztürk, “Uluslararası Hukuk Bağlamında Özel Askeri Şirketler: Afrika Örneği”, International Journal of Disciplines Economics & Administrative Sciences Studies, 2021, C. 7, S. 28, s. 290.
[33] Filiz Çulha Zabcı, Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, Stratejik Rapor No: 56, TASAM, 2018, s. 26, https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[34] Duhan Kalkan, “Devletin Güç Kullanma Tekeli Ve Özel Askeri Şirketler”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, C.6, S. 1, 2022, s. 162.
[35] Alper Ekmekçioğlu, “Savunma Politikaları Kapsamında Özel Askeri Şirketlerin İncelenmesi”, Devletin Doğasının Gelişimi: Güvenliğin Sınırları, TASAM, s. 176, https://tasam.org/Files/Icerik/File/%C4%B0GK2Kitap_(2)_pdf_1f0392c4-016e-4946-bd5b-30f6e45a36a2.pdf (Erişim Tarihi: 23/11/2022).
[36] Alper Ekmekçioğlu, “Savunma Politikaları Kapsamında Özel Askeri Şirketlerin İncelenmesi”, Devletin Doğasının Gelişimi: Güvenliğin Sınırları, TASAM, s. 176, https://tasam.org/Files/Icerik/File/%C4%B0GK2Kitap_(2)_pdf_1f0392c4-016e-4946-bd5b-30f6e45a36a2.pdf (Erişim Tarihi: 23/11/2022).
[37] Alper Ekmekçioğlu, “Savunma Politikaları Kapsamında Özel Askeri Şirketlerin İncelenmesi”, Devletin Doğasının Gelişimi: Güvenliğin Sınırları, TASAM, s. 176, https://tasam.org/Files/Icerik/File/%C4%B0GK2Kitap_(2)_pdf_1f0392c4-016e-4946-bd5b-30f6e45a36a2.pdf (Erişim Tarihi: 23/11/2022).
[38]https://www.trthaber.com/haber/dunya/blackwaterin-gecmisi-karanlik-islerle-dolu-604340.html (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[39] Ali Coşar, “Neden SADAT?”, Özel Askeri Şirketler Sempozyumu, 2018, Üsküdar Üniversitesi Yayınları, 2018, s. 30.
[40] Filiz Çulha Zabcı, Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, Stratejik Rapor No: 56, TASAM, 2018, s. 5, https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[41] Filiz Çulha Zabcı, Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, Stratejik Rapor No: 56, TASAM, 2018, s. 5, https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni (Erişim Tarihi: 28/10/2022).
[42]https://www.trthaber.com/haber/dunya/blackwaterin-gecmisi-karanlik-islerle-dolu-604340.html (Erişim Tarihi: 28/08/2022).
KAYNAKÇA:
Ahmet Hamdi Topal, Uluslararası Hukuk Açısından Özel Askerî Şirketler Ve Şirket Çalışanlarının Statüsü, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2011, C. 60, S. 4, ss. 963-1021.
Ali Coşar, “Neden SADAT?”, Özel Askeri Şirketler Sempozyumu, 2018, Üsküdar Üniversitesi Yayınları, 2018, ss. 27-39.
Alper Ekmekçioğlu, “Savunma Politikaları Kapsamında Özel Askeri Şirketlerin İncelenmesi”, Devletin Doğasının Gelişimi: Güvenliğin Sınırları, TASAM, https://tasam.org/Files/Icerik/File/%C4%B0GK2Kitap_(2)_pdf_1f0392c4-016e-4946-bd5b-30f6e45a36a2.pdf
Baskın Oran, Türk Dış Politikası, C. I (1919-1980), 15. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul, 2009.
Burak Güneş, Orta Doğu’da Devlet Dışı Aktör Olarak Özel Askeri ve Güvenlik Şirketleri, International Journal of Social Inquiry, C. 13, S. 2, 2020, ss. 543-583.
Burak Tangör&Haldun Yalçınkaya, Güvenlik Yönetişimi Çerçevesinde Özel Askeri Şirketler, Uluslararası İlişkiler, Cilt 7, Sayı 25, 2010, ss. 127-154.
Christopher Kinsey, Corporate Soldiers and International Security: The Rise of Private Military Companies, Routledge, 2006.
Çakıl Güç, “Savaş Müteahhitleri”, Akademik Ortadoğu Dergisi, 2007, S. 4, s. 117-157.
Duhan Kalkan, “Devletin Güç Kullanma Tekeli Ve Özel Askeri Şirketler”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, C.6, S. 1, 2022, ss. 148-173.
Eyüp Kahveci, “Strateji, Stratejik Yönetim Ve Stratejik Yönetim Modeli”, Verimlilik Dergisi, 2008, ss. 7-30.
Filiz Çulha Zabcı, “Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler”, 2004, https://sendika.org/2004/07/yeni-savaslarin-gizli-yuzu-ozel-askeri-sirketler-filiz-culha-zabci-1536/.
Filiz Çulha Zabcı, Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler, Stratejik Rapor No: 56, 2018, TASAM, https://tasam.org/Files/PDF/Raporlar/yeni_savaslarin_gizli_yuzu_ozel_askeri_sirketler_d3ad2e36-9fa4-4222-a919-a4d2177e86c3.pdf.
Haldun Yalçınkaya, “Özel Askeri Sektörün Oluşumu ve Savaşların Özelleşmesi”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, C. 61, S. 3, 20066, ss.247-277.
İrem Yavuz, “Özel Askeri Şirketler ve Yarattıkları Tehdit Algısı”, TRTHABER, 2021, https://www.trthaber.com/haber/dunya/ozel-askeri-sirketler-ve-yarattiklari-tehdit-algisi-620633.html.
Max Weber, Sosyoloji Yazıları, çev. Taha Parla, İstanbul, İletişim Yayınları, 2003.
Murat Tekek, Özelleşen Savaş (Ortadoğu’da Özel Güvenlik Uygulamaları), 2012, https://web.archive.org/web/20131219121134/http://www.ozelguvenlikdunyasi.com/ozellesen-savas-ortadoguda-ozel-guvenlik-uygulamalari.html.
Niyazi Kırmızıgül, Özel Askeri Şirketlerin Meşruiyet Sorunu, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası Güvenlik Ve Terörizm Anabilim Dalı, Nevşehir, 2021.
Peter Singer, Corporate Warriors: The Rise of the Privatized Industry, Cornell University Press, 2003.
Sait Yılmaz, Kirli İşler ve Özel Askeri/İstihbarat Şirketleri, Anka Enstitüsü, 2018, http://ankaenstitusu.com/kirli-isler-ve-ozel-askeriistihbarat-sirketleri/.
Tevfik Kadan, “Özel Askeri Şirketleri Neoliberal Düzen Yarattı”, Aydınlık, 2022, https://www.aydinlik.com.tr/haber/ozel-askeri-sirketleri-neoliberal-duzen-yaratti-317683.
Tolga Öz& Turgut M. Çalışkanlar, “Paralı Askerlerden Özel Askerî Şirketlere Savunma Yönetimi Teknolojileri Uygulamalar”, Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2020, C. 16, S. 34, ss. 309-339.
Yasin Öztürk, “Uluslararası Hukuk Bağlamında Özel Askeri Şirketler: Afrika Örneği”, International Journal of Disciplines Economics & Administrative Sciences Studies, 2021, C. 7, S. 28, ss. 286-300.
Yunus Beyhan, Özel Askeri Şirket Faaliyetlerinin Küresel Etkileri Ve Uluslararası Hukuktaki Yerlerinin İncelenmesi, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, MEF Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı, İstanbul, 2020.
https://www.trthaber.com/haber/dunya/blackwaterin-gecmisi-karanlik-islerle-dolu-604340.html