Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Tarih:

Metaverse Nedir: Yeni Dünyada Sosyal Hayat ve Yönetim Sistemleri Nasıl Değişecek? (Bölüm 1)

Diğer Başlıklar

Follow Us on Social Media

ÖZET

Günümüzde oldukça popüler hale gelen ‘Metaverse’ basit bir kavram olmanın çok ötesinde içerikler ve gelecek projeksiyonları taşımaktadır. Metaverse; sadece ‘sanal gerçekliğin içinde arkadaşlarımız ile buluşacağımız bir yer midir,’ ya da ‘dijital yeni bir evrende yaşayacağımız sanal bir gerçeklik midir’ veya ‘oyun konsolları ve belirli dijital uygulamaların ötesine geçemeyecek bir hayal midir’ yoksa bunları da içeren ama başka artırılmış gerçeklikler ile dolu ve aslında gerçekliğin ta kendisi haline gelecek yeni bir dünya düzeni midir? İki bölüm halinde yayınlanan bu makalede, Metaverse’nin ne olduğunu, nasıl ortaya çıkıp geliştiğini ve en önemlisi de bireysel, sosyal ve toplumsal yaşamlarımızı, gelecek yönetim sistemlerini, anlayışlarını nasıl tamamen değiştireceğini detaylı olarak analiz edeceğiz. Bugün Metaverse için genelde sadece ‘sanal gerçeklikle alakalı bir dünya’ tanımlamaları yapılsa da özünde onun için illaki sanal gerçeklik olmasının bile gerekmediğini öğreneceğiz. Metaverse’nin gelişen teknoloji ve inovasyonlar ile yeni bir internetin doğuşundan sahici, yepyeni bir hayat ve yönetim biçiminin gelişmesine kadar pek çok kapı araladığını göreceğiz.

Makalenin ilk bölümünde Metaverse’nin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, geçmişte ne şekilde kullanıldığı, günümüzde ne anlama geldiği ve onun diğer dijital uygulamalar ve sanal ortamlardan ne farkı olduğunu inceleyeceğiz. Makalenin ikinci bölümünde ise, Metaverse ne zaman geçekleşecek, gerçekleşmesi için gerekli şartlar nelerdir, Metaverse gelişirken önüne çıkabilecek sorun ve engeller, başta veri toplamadan güvenlik, ekonomik ve etik kurallar bağlamında getireceği muhtemel olumsuzluklardan Metaverse’nin hayatımıza katacağı olumlu gelişmelere kadar detaylı bir inceleme yapacağız. Onun hem yaşam biçimlerimizi hem sosyal ilişkileri hem toplumsal düzeni hem de devlet yönetimi sistemlerini nasıl değiştireceğini irdeleyeceğiz.

Sonuç olarak, geleneksel pek çok yapı, anlayış ve algıları yıkacağı için çeşitli kesimler ve devlet organlarınca önemli dirençler ile karşılaşacak olsa da teknolojik gelişmelerin bir şekilde yolunu bularak ilerlemesi göz önüne alınınca, Metaverse; yaratacağı devasa veri havuzu ile sizi devletlerden, hatta sizi sizden bile iyi tanıyan yeni bir dünya düzenini kaçınılmaz olarak dayatacaktır. En sonunda hem hayatlarımız hem yaşam biçimlerimiz hem de Metaverse’nin getireceği değişimlere göre yönetim sistemlerimiz de ciddi bir şekilde değişecektir. Metaverse ile kurulacak yeni dünyada, yeni gerçekliklerimiz ile var olacağız.

Metaverse Nedir: Yeni Dünyada Sosyal Hayat ve Yönetim Sistemleri Nasıl Değişecek? (Bölüm 1)

Giriş

2021 Ekim ayında Facebook’un kurucusu Mark Zukerberg’in Facebook’un şirket adını META olarak değiştirmesi ile birçok teknoloji tutkunu Metaverse araştırmaya başladı. Ardından birçok teknoloji şirketi Metaverse ile ilgili olarak reklamlar ve yeni teknolojik ürünler yayınlamaya başladılar. Peki, Metaverse gerçekten nedir? Bizlere anlatılan gibi sanal gerçekliğin için de arkadaşlarımız ile buluşacağımız bir ortam mıdır yoksa anlam karmaşası içerisinde kaybolmuş başka bir kelime midir?

Bu yazımızda Metaverse nedir, neden ve nasıl popüler oldu, sosyal hayatlarımızı ve gelecek yönetim sistemlerini, anlayışlarını nasıl değiştirecek ve daha fazlası üzerine detaylı bir Metaverse incelemesi yapacağız.

Metaverse Nedir?

Metaverse’i açıklamak için öncelikle Facebook’un kurucusu Mark Zukerberg’in bu konu hakkında vermiş olduğu bir mülakattan kesit ile başlamak lazımdır. Nihayetinde Metaverse’nin bu kadar popüler olmasında kendisinin payını yadırgamamak gerekir.

22 Ocak 2022’de TheVerge.com sitesine verdiği mülakatta Metaverse’i şöyle tanımlamaktadır:

Bu büyük bir konu. Metaverse, birçok şirketi, tüm sektörü kapsayan bir vizyondur. Bunu mobil internetin halefi olarak düşünebilirsiniz. Ve bu kesinlikle herhangi bir şirketin inşa edeceği bir şey değil, ancak bir sonraki bölümümüzün büyük bir kısmının, diğer birçok şirket, yaratıcı ve geliştirici ile ortaklaşa çalışarak, umarım bunu inşa etmeye katkıda bulunacağını düşünüyorum. Ancak meta veri deposunu, yalnızca içeriği görüntülemek yerine, içinde bulunduğunuz, yerleşik bir internet olarak düşünebilirsiniz. Ve diğer insanlarla birlikte, başka yerlerdeymişsiniz gibi, örneğin dans etme veya farklı fitnes türleri gibi bir 2D uygulama veya web sayfasında mutlaka yapamayacağınız farklı deneyimler yaşıyormuşsunuz gibi hissedersiniz.

Bence birçok insan meta veriyi düşündüklerinde, sadece sanal gerçekliği düşünüyorlar- bence bunun önemli bir parçası olacak. Ve bu açıkça bizim çok yatırım yaptığımız bir kısım, çünkü varlığın en net biçimini sunan teknoloji bu. Ancak, Metaverse yalnızca sanal gerçeklik değildir. Tüm farklı bilgi işlem platformlarımızda erişilebilir olacak; VR ve AR, ayrıca PC ve ayrıca mobil cihazlar ve oyun konsolları. Bundan bahsetmişken, birçok insan Metaverse’i öncelikle oyunla ilgili bir şey olarak düşünüyor. Ve bence eğlence açıkça bunun büyük bir parçası olacak, ama bunun sadece oyun olduğunu düşünmüyorum. Bence bu, birlikte olabileceğimiz kalıcı, eşzamanlı bir ortam, bence bugün gördüğümüz sosyal platformlar arasında bir tür meleze benzeyecek, ancak içinde bedenlendiğiniz bir ortam.

Mark’ın bu uzun açıklamasından sonra daha popüler bir hale gelmeye başlayan bir tanım ile devam edelim. Kullanıcıların dijital bir evrende “yaşadığı” sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik ve video dahil olmak üzere teknolojinin birden çok öğesinin birleşimidir. Metaverse’nin destekçileri, kullanıcılarının konserler ve konferanslardan sanal dünya gezilerine kadar her şey aracılığıyla arkadaşlarıyla çalışmasını, oynamasını ve bağlantıda kalmasını öngörüyor.

Metaverse denilince insanların aklına genel olarak gelen şey sanal gerçeklik ile etkileşimli bir dünyada olmaktadır. Fakat Metaverse için illaki sanal gerçekliğin olması gerekmiyor. Covid-19 sonrası gündelik hayatımızın bir parçası haline gelen Zoom toplantıları da sanal gerçekliğin bir parçasıdır.

Geçmişte Metaverse

Metaverse nedir sorusunu anlamak için popüler kültür adaptasyonlarına da bakmak gerekiyor. Metaverse ile ilgili olarak başarılı bir Hollywood filmi var. 2018 yapımı ve yönetmenliğini Steven Spielberg’in yaptığı Ready Player One bu konuda belki de sunulabilecek en iyi örneklerdendir.[1]

Filmde 2045 yılında insanların OASIS adında bir Metaverse evreninde sanal olarak etkileşimlerini anlatmaktadır. Film giriş repliklerinde konusu olan Metaverse’i şu şekilde açıklamaktadır:

“Gerçekliğin sınırının hayal gücün kadar olduğu yer. Her şeyi yapabilirsin. Her yere gidebilirsin. Tatil gezegeni gibi, Hawaii’de dev dalgalarla sörf yapabilir, Piramitler de kayak yapabilir, ya da Everest Dağına Batman ile tırmanabilirsin. İnsanlar OASIS’e sadece yapabilecekler şeyler için gelirler ama olabilecekleri şeyler için kalırlar. Uzun, güzel, korkunç, farklı bir cinsiyet, farklı bir tür, aksiyon filmi karakteri, anime karakteri veya çizgi film karakteri ya da belki bir süper kahraman, mistik bir büyücü… Bu tamamen sizin seçiminiz. Bu seçim sizin Avatar’ınız yani Sanal Dünya’daki görüntünüz.”

Metaverse ile ilgili olarak birçok film ve popüler kültür öğesi bulunmaktadır. Fakat Metaverse adı ilk olarak 1992 yılında Snow Crash (Parazit) isimli Neal Stephenson’ın kitabında geçmektedir. Neal Stephenson’ın Metaverse’i, kullanıcılarına, özelliksiz, siyah, mükemmel küresel bir gezegenin 65.536 km’lik (216 km) tüm çevresini kapsayan, Sokak adı verilen 100 metre genişliğindeki bir yol boyunca geliştirilmiş bir kentsel ortam olarak görünmektedir. Sanal gayrimenkul, gerçek Bilgisayar Makineleri Birliği’nin kurgusal bir parçası olan Global Multimedya Protokol Grubu’na aittir ve satın alınabilir ve bunun üzerine binalar geliştirilebilir.

Meta veri tabanının kullanıcıları, kullanıcının taktığı gözlüklere yüksek kaliteli bir sanal gerçeklik ekranı yansıtan kişisel terminaller aracılığıyla veya kabinlerdeki siyah beyaz kamu terminallerinden erişir. Kullanıcılar bunu birinci şahıs bakış açısıyla deneyimliyor. Stephenson, sürekli olarak meta veriye bağlı kalmayı seçen bir insan alt kültürünü tanımlar; grotesk görünümlerinden dolayı onlara “gargoyles” (canavar şeklindeki heykeller) lakabı verilir.

Kısaca özetleyecek olursak, Metaverse evreni Dünya’da bağlı olduğumuz fizik kurallarından bağımsız olarak istediğinizi yapabileceğiniz, farklı platformlar üzerinden arkadaşlarınız ile buluşabileceğiniz, oyun oynayıp sosyal etkinlikler yapabileceğiniz ama aynı şekilde iş hayatında da kullanabileceğiniz bir etkileşimli internet ortamıdır. Günümüzdeki internetin aslında sonu yeni bir internetin ise başlangıcı olabilecek bir yapıdır. Birçok kişi Metaverse ile aklına oyun oynamak geliyor fakat aslında oyun bu evrende yapabileceklerinizin sadece küçük bir kısmıdır. Metaverse ’de Avatar’ınız ile Ankara’daki ofisinizden bağlanıp, Almanya’daki bir bankada hesap açabilir, Kanada’daki iş ortaklarınız ile görüşmeler yapabilir, Çin’deki arkadaşınız ile Alibaba’nın stoklarını gezebilir ve görerek alışveriş yapabilirsiniz.

Günümüzde Metaverse

Aslında yukarıda saydıklarımızın hepsini zaten yapabiliyoruz. Buradan bağlanıp Almanya’daki bankadaki hesabıma EFT yapabiliyorum veya kredi çekebiliyorum. Online olarak AliBaba’dan alışveriş yapabiliyor, Kanada’daki sevdiklerim ile Zoom veya Google Meets gibi programlar üzerinden görüntülü konuşabiliyor, Çin’deki arkadaşım beni WeChat’ den görüntülü aradığından bana mağazayı gezdirebiliyor, ya da online olarak Fortnite gibi cross-platform dediğimiz türde aksiyon oyunlarını oynayabiliyor veya Eve-Online’da yüzbinlerce oyuncu ile aynı anda Galaksideki yıldızları keşfedip, büyük uzay gemilerimiz ile savaşabiliyoruz. Peki Metaverse ile değişecek olan tek şey bunları 3D ortamda yani bilgisayar ekranı yerine sanal gerçeklik gözlüğü ile görebilecek olmamız mı?

 

 

Burada cevabımız hayır. Çünkü sanal gerçeklik gözlükleri uzun bir zamandır aramızda zaten. Özellikle HTC, Facebook’un Oculus gibi öncü markaların bizlere sunmuş olduğu sanal gerçeklik gözlükleri ile yaklaşık 400€ gibi fiyatlar ile bu sanal gözlüklerden alabiliyorsunuz. Burada bahsettiğim iki markanın sağlamış olduğu sanal gözlükler, telefonunuzdaki görüntüyü yansıtan ara geçiş sanal gözlükleri değil, direk veriyi bilgisayarınızdan veya bir sunucudan alan, görüntüyü sanal gerçeklik olması için tasarlayan yüksek çözünürlükteki özel gözlükler.

Hatta anılarınızı 3D olarak kaydedebileceğiniz kameralar da mevcut. Bu 3 boyutlu kameralar ile etrafınızı olduğu gibi 360 derece kaydederek daha sonra sanal gözlüğünüz ile oynattığınız zaman dünyayı sanki o noktadaymış gibi gözlemleyebilirsiniz. Hatta bu kameralar ile canlı yayın bile yapılabiliyor ki bu da canlı olarak yayına bağlanıp sanki oradaymışsınız gibi her tarafı kameranın bulunduğu noktadan izleme imkânınız oluyor demek. Mesela bir tiyatroda satın aldığınız koltuğun yerine bu kameradan koyduğunuz zaman sanal gözlüğünüz ile sanki ordaymışsınız gibi tiyatroyu izleyebilirsiniz. Arka koltukta birileri konuşuyor ise kafanızı döndürüp kim bu konuşan diye de bakabilirsiniz. Eğer dahili hoparlörler varsa, sesli olarak o kişiyi uyarabilirsiniz de. Tek yapamayacağınız şey o kişiyi fiziksel olarak uyaramamak. Ama onun dışındaki neredeyse tüm etkileşimi, görüntüyü yaşayabilirsiniz. Hatta arka sıradan bir koltuk aldığınız zaman sahnenin size uzak olması da artık sorun olmaz çünkü bu gibi kameralarda zoom özelliği olduğundan daha fazla bile keyif alabilirsiniz.

Aslında fiziksel dokunuşu da kopyalayabilen cihazlar piyasada şimdiden var olmaya başladılar. Mesela bond touch adı verilen cihazlar sadece 100$’a uzak mesafelere fiziksel dokunma hissiyatını gönderebiliyor. Cihaza dokunduğunuzda karşınızdaki insana fiziksel dokunuş hissiyatını iletebiliyor. Henüz daha bileklik olarak satılan bu cihazlar gelişim aşamasında olsa da üretim bandı yaygınlaştıkça fiyatlarında düşüşler gelecektir. Teknoloji yaygınlaştıkça fiyatı düşecek ve daha geniş bir alanda fiziksel dokunma hissiyatı edinmemizi sağlayabilecekler.

Bunun bütün bir kıyafet şeklinde giyilebilir olduğu versiyonlarının hayatımıza girmeye başlaması aslında çok da uzak olmayan bir gelecekte pek ala mümkündür. Günümüz teknolojisi ile bu gibi cihazları yapmak mümkün, ekstra bir teknoloji keşfetmemize gerek bile yok. Sadece talebin artması ve fiyatların aşağıya çekilmesi gerekiyor. Ama günümüz dünyasında biliyoruz ki ilk çıkan cep telefonları her ne kadar bir zenginlik göstergesi olsa da şimdi çok ucuz fiyatlara internete bağlanılabilen, aileniz ile görüntülü konuşabileceğiniz cihazları çok ucuza almak mümkün. Teknolojik ürünlerde üretim bandı genişlediği zaman yani talep arttığı zaman fiyatlar her zaman makul seviyelere gelir.

Madem bunları yapabiliyoruz o zaman neden Metaverse kavramı bu kadar çok duyulur oldu, ya da soruyu daha farklı soralım, Metaverse’i diğerlerinden ayıran özellik nedir?

Cross-Platform (Çapraz Platform)

Yukarıda anlattığım gibi sanal gerçeklik, dokunma hissiyatı, 3D görüntüleme, canlı sohbet, online alışveriş, bankacılık ve benzeri etkileşimleri zaten uzaktan bağlanarak yapabiliyoruz. Fakat burada tek bir eksik var. Her biri için ayrı bir platform gerekiyor. Yani Fortnite’da arkadaşlarınız ile oyun oynamak için oyun bilgisayarı, mikrofon ve kulaklık yeterli ama WeChat’den Çin’deki arkadaşınız ile alışveriş yapmak istiyorsanız telefonunuza WeChat uygulamasını kurarak görüntülü arama yapmanız gerekiyor. Bankada bir işiniz olduğu zaman ise bankanın internet şubesini mobil uygulamadan ziyaret etmeniz gerekiyor. Arkadaşlarınız ile sanal konserde buluşmak isterseniz yine farklı bir uygulama ile bağlanmanız gerekiyor. Her seferinde farklı uygulamalar üzerinden farklı işlemleri yapıyorsunuz. Metaverse ise tam da burada devreye giriyor.

Cross-Platform olarak adlandırılan bu ortamda, WeChat uygulamanıza, bankacılık uygulamanıza veya iş toplantısı yapmak için toplantı odasına, uygulamadan uygulamaya girip çıkmak yerine hepsine tek platform üzerinden erişiyorsunuz. Metaverse’e bağlandığınız zaman sanal dünyanın kapıları size açılıyor. Sanal kişiliğiniz de aynı fiziksel kişiliğiniz gibi, alışveriş yapabiliyor, toplantılara katılabiliyor, oyun oynayabiliyor, oyundan çıkıp kayak odasına geçerek Alp Dağları’nda kayak yaparak, sinema odasına geçip arkadaşlarınız ile sevdiğiniz sinema filmini Mars’taki sinema salonunda Mavi bir günbatımı eşiğinde izleyebileceksiniz.

Aslında Cross-Platform fikri de yeni bir fikir sayılmaz. Genellikle oyunlarda karşımıza çıkmaktadır. Mesela ünlü bir dövüş oyunu simülasyonu olan Street Fighter daha önce Marvel süper kahramanlarını da içeren bir cross-platform dövüş oyunu yayınladı. Eve-Online adındaki açık dünya uzay oyunu, bir kült TV serisi olan Doctor Who ile cross-platform olarak bir etkinlik yayınladı. Sanal dünyalar arasında geçişkenlik her ne kadar mümkün olsa da yine de tek bir platform üzerinden bütün işlemlerimizi yapamıyoruz.

Makalenin ikinci bölümünde devam edeceğiz: İkinci bölümde; Metaverse ne zaman geçekleşecek, gerçekleşmesi için gerekli şartlar nelerdir, Metaverse gelişirken önüne çıkabilecek sorun ve engeller, başta veri toplamadan güvenlik, ekonomik ve etik kurallar bağlamında getireceği muhtemel olumsuzluklardan Metaverse’nin hayatımıza katacağı olumlu gelişmelere kadar detaylı bir inceleme yapacağız. Onun hem yaşam biçimlerimizi hem sosyal ilişkileri hem toplumsal düzeni hem de devlet yönetimi sistemlerini nasıl değiştireceğini irdeleyeceğiz.

[1] Bu film ve onunla birlikte Metaverse’nin değerlendirilmesi üzerine daha önce Politika, İnovasyon, Tasarım ve Gelişim Merkezi’nde (PİTGEM’de) yayınlanan bir yazı için bakınız: https://pitgem.org/2022/02/ready-player-one-filmi-ve-metaverse-uzerine-dusunceler/

 

Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Other Articles