Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Tarih:

Metaverse Nedir: Yeni Dünyada Sosyal Hayat ve Yönetim Sistemleri Nasıl Değişecek? (Bölüm 2)

Diğer Başlıklar

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

ÖZET

Günümüzde oldukça popüler hale gelen ‘Metaverse’ basit bir kavram olmanın çok ötesinde içerikler ve gelecek projeksiyonları taşımaktadır. Metaverse; sadece ‘sanal gerçekliğin içinde arkadaşlarımız ile buluşacağımız bir yer midir,’ ya da ‘dijital yeni bir evrende yaşayacağımız sanal bir gerçeklik midir’ veya ‘oyun konsolları ve belirli dijital uygulamaların ötesine geçemeyecek bir hayal midir’ yoksa bunları da içeren ama başka artırılmış gerçeklikler ile dolu ve aslında gerçekliğin ta kendisi haline gelecek yeni bir dünya düzeni midir? İki bölüm halinde yayınlanan bu makalede, Metaverse’nin ne olduğunu, nasıl ortaya çıkıp geliştiğini ve en önemlisi de bireysel, sosyal ve toplumsal yaşamlarımızı, gelecek yönetim sistemlerini, anlayışlarını nasıl tamamen değiştireceğini detaylı olarak analiz edeceğiz. Bugün Metaverse için genelde sadece ‘sanal gerçeklikle alakalı bir dünya’ tanımlamaları yapılsa da özünde onun için illaki sanal gerçeklik olmasının bile gerekmediğini öğreneceğiz. Metaverse’nin gelişen teknoloji ve inovasyonlar ile yeni bir internetin doğuşundan sahici, yepyeni bir hayat ve yönetim biçiminin gelişmesine kadar pek çok kapı araladığını göreceğiz.

 Makalenin ilk bölümünde Metaverse’nin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, geçmişte ne şekilde kullanıldığı, günümüzde ne anlama geldiği ve onun diğer dijital uygulamalar ve sanal ortamlardan ne farkı olduğunu inceledik. Makalenin ikinci bölümünde ise, Metaverse ne zaman geçekleşecek, gerçekleşmesi için gerekli şartlar nelerdir, Metaverse gelişirken önüne çıkabilecek sorun ve engeller, başta veri toplamadan güvenlik, ekonomik ve etik kurallar bağlamında getireceği muhtemel olumsuzluklardan Metaverse’nin hayatımıza katacağı olumlu gelişmelere kadar detaylı bir inceleme yapacağız. Onun hem yaşam biçimlerimizi hem sosyal ilişkileri hem toplumsal düzeni hem de devlet yönetimi sistemlerini nasıl değiştireceğini irdeleyeceğiz.

 Sonuç olarak, geleneksel pek çok yapı, anlayış ve algıları yıkacağı için çeşitli kesimler ve devlet organlarınca önemli dirençler ile karşılaşacak olsa da teknolojik gelişmelerin bir şekilde yolunu bularak ilerlemesi göz önüne alınınca, Metaverse; yaratacağı devasa veri havuzu ile sizi devletlerden, hatta sizi sizden bile iyi tanıyan yeni bir dünya düzenini kaçınılmaz olarak dayatacaktır. En sonunda hem hayatlarımız hem yaşam biçimlerimiz hem de Metaverse’nin getireceği değişimlere göre yönetim sistemlerimiz de ciddi bir şekilde değişecektir. Metaverse ile kurulacak yeni dünyada, yeni gerçekliklerimiz ile var olacağız.

 Metaverse Nedir: Yeni Dünyada Sosyal Hayat ve Yönetim Sistemleri Nasıl Değişecek? (Bölüm 2)

Giriş

 Makalenin ilk bölümünde Metaverse’nin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, geçmişte ne şekilde kullanıldığı, günümüzde ne anlama geldiği ve onun diğer dijital uygulamalar ve sanal ortamlardan ne farkı olduğunu incelemiştik. İkinci bölümde ise Metaverse ne zaman geçekleşecek, gerçekleşmesi için gerekli şartlar nelerdir, Metaverse gelişirken önüne çıkabilecek sorun ve engeller, başta veri toplamadan güvenlik, ekonomik ve etik kurallar bağlamında getireceği muhtemel olumsuzluklardan Metaverse’nin hayatımıza katacağı olumlu gelişmelere kadar detaylı bir inceleme yapacağız. Onun hem yaşam biçimlerimizi hem sosyal ilişkileri hem toplumsal düzeni hem de devlet yönetimi sistemlerini nasıl değiştireceğini irdeleyeceğiz.

Metaverse Ne Zaman Gerçekleşecek?

Bir teknolojinin yaygınlaşabilmesi için 3 ana öğe bulunmaktadır: Talep, yazılım ve donanım. Bu üçünde yeterlilikler sağlanınca, Metaverse’e geçebilmek artık mümkün olacaktır.

Talep

1995 yılında internet 14 milyon kişi ile kritik seviyesine ulaşmış ve popüler olma yolunda hızla ilerlemekteydi. Günümüzde ise günlük neredeyse 2 milyar çevirim içi kullanıcı bulunmaktadır. Her gün sanal dünyaları deneyimleyen küresel çevrimiçi oyun endüstrisi, tüm film endüstrisi için sadece 41 milyar dolar iken geçen yıl 150 milyar dolar değerine ulaştı. League of Legends adındaki sanal oyunda düzenlenen Dünya Şampiyonası’nı 44 milyon kişi izlerken NBA finalleri için bu sayı 7,5 milyon oldu. Yani talep anlamında zaten sanal dünyaya büyük bir talep bulunmaktadır.

Yazılım

İnternet, web siteleri oluşturmak için kodlara dayalıyken, metaforlar 3B dünyalar yaratan motorlarla oluşturulmuştur. En büyük iki oyun motoru olan Unreal Engine ve Unity şimdiden milyar dolarlık araç setleridir. Unreal Engine, Final Fantasy, Microsoft Gears of War ve en iyi Xbox ve PlayStation oyunlarının yansıra şimdilerde ise Hollywood filmleri tarafından hiper gerçekçi özel efektler oluşturmak için giderek daha fazla kullanılıyor.

Öte yandan, Unity motoru, Facebook’un Facebook Horizon platformunu inşa ettiği şeydir ve League of Legends, Pokémon Go ve birçok oyunda kullanılan motordur. Mobil AR VR oyunları, Activision’ın Call of Duty’sinden Nintendo’nun Super Mario Run’ına kadar her şeyi içerir. Temel olarak, Unreal ve Unity, oyun motoru olarak IOS ve Android gibi platformlar olup görseller konusunda multi-milyar dolarlık yazılım kütüphaneleridir.

Birkaç ay önce Epic ve Unity, bir sonraki eğlence çağı için motorlarını revize etti. Fortnite Battle Royale’in yaratıcısı olarak bilinen Epic Games, 1,8 milyar dolarlık bir finansman ile şirketin değerini 17 milyar dolar seviyesine taşıdı. Anlaşmalarda Sony’in PlayStation firması arasında olan bir yatırım da bulunmaktadır. PS5’in piyasaya sürülmesiyle, Epic Games, bu yeni finansmanı Metaverse olarak adlandırılanın platformun geliştirilmesinde ve oyunların yeni tür sosyal ve eğlence deneyimleri için çapraz platformlara genişletilmesinde lider bir rol oynamak için kullanmak istiyor. Metaverse ’in bu vizyonu, tüm küresel video oyun topluluğundan tüm küresel İnternet bağlantılı nüfusa büyüyebilir.

Yazılım olarak da aslında yeterli altyapıya hakimiz. Aynı şekilde farklı yazılım platformlarını bir araya getiren Micro Services hizmetleri ile hangi yazılımı kullandığınızın aslında pek bir önemi kalmıyor. Çünkü bütün farklı yazılımlar Micro Service hizmeti ile birbirleri ile etkileşimi sorunsuz gerçekleşiyor. Dünya’daki yazılımcı sayısındaki üstel artış da yazılım konusunda aslında son derece yeterli bir pozisyonda bulunduğumuzu gösteriyor.

Donanım

Donanımsal olarak da hızlı bir gelişim sürecine girmiş bulunmaktayız. Oyuncular sanal dünyalara %35 mobil, %30 oyun konsolu ve %25 PC olmak üzere üç ana yolla erişiyor. Üçünün de gücü ve hızı artıyor ve 5G kullanıma sunulduğunda mobil hızları 100 kata kadar artıracak. Fiziksel dünya ve Metaverse arasında kusursuz bir bağlantı oluşturacak kadar hızlı bir proje. Facebook, Oculus, Microsoft Holo Lens ve Sony’nin PlayStation VR Metaverse’e erişmek için herkes daha hızlı, daha ucuz giyilebilir cihazlar için yarışıyor.

Ayrıca giyilebilir cihazlar da çok hızlı bir gelişim söz konusu. Akıllı gözlükler ile ilgili patent başvuruları ve çalışmalar her geçen gün hızlanıyor. Apple’ın muhtemelen 2023’e kadar Apple Glass Artırılmış Gerçeklik gözlüklerini piyasaya sürmesi bekleniyor ve Amazon bunu zaten piyasaya sürdü. Halihazırda davetle sunulan Alexa destekli Amazon Echo çerçeveleri şu anda test kullanıcıları tarafından kullanılmaktadır. Birkaç yıl içinde bu gibi sanal gerçeklik gözlükleri hafif taşınabilir bir şekilde cep telefonlarının yerini almaya başlayacaklar.

Aynı şekilde akıllı saatler ile olan etkileşimimiz her geçen gün artmaktadır. Artık giyilebilir teknolojiye olan yatırım her alanda artıyor. Under Armour’un içerisinde akıllı bir çip takılı bulunan koşu ayakkabıları da buna güzel bir örnek. İçerisindeki akıllı çip sayesinde attığınız adımları sayıyor, koşuya başladığınız zaman adım aralığını, adım yüksekliğini, hızınızı hesaplayıp size detaylı bir koşu analitiği çıkartabiliyor.

Akıllı çiplerin giyilebilir teknoloji olan entegrasyonu ve yine akıllı çiplerin her geçen gün daha küçülüp daha da güçlenmesi sonucunda daha hafif ve daha yüksek işlem gücüne sahip cihazlar hayatımıza giriyor.

Metaverse için gerekecek olan akıllı teknoloji konusunda her ne kadar tam olarak istenilen noktada olmasak da çok da uzak olmayan bir gelecekte bu teknolojinin herkes tarafından satın alınabilecek fiyatlara gelmesi kaçınılmazdır.

Metaverse’nin Önündeki Engeller

Metaverse özet olarak bir kullanıcının sanal ortamdaki Avatar’ı ile yani imajı ile çoklu etkileşime girebileceği ve birçok platformu aynı anda, platformdan platforma geçmeden tek bir ağda kullanmasıdır. Metaverse’nin asıl yüzleşmesi gereken sorun da işte tam olarak burada başlıyor.

Sorunları sıralayacak olursak;

  1. Veri güvenliği / Siber Güvenlik
  2. Platformlar arası doğrulama
  3. Veriyi işleme
  4. Ekonomik Sorunlar
  5. Etik sorunlar

Her başlığı kendi altında biraz detaylandırmak gerekiyor:

Veri Güvenliği / Siber Güvenlik

Günümüzde 4,8 milyar insanın interneti kullanmaktadır. Günümüzde ortalama her gün 2.5 Milyon Terabayt büyüklüğünde veri üretilmektedir.  2020 yılında yaklaşık olarak Dünya’daki veri miktarı 44 Milyar Terabayt iken 2025 tahminlerine göre bu sayının 175 Milyar Terabayt olması bekleniyor. Elde edilen veri miktarı devasa. Özel hayatımızı ne kadar sanal ortama taşırsak o kadar çok veri üretiyoruz.

Üretilen veriler üzerinden geliştirilen algoritmalar ile toplumsal tanımla yapılabiliyor. İzlediğiniz filmler, dinlediğiniz müzikler, oynadığınız oyun tercihleri, mesajlaşma yaparken ki kullandığınız emojiler, yazı sitiliniz, giyim tarzınız, seçtiğiniz renkler gibi özellikler sizi tanımlama konusunda önemli bir rol üstleniyor. Ne kadar çok veriye hâkim olursak o kadar isabetli tanımlamalar yapılabiliyor.

Sizi tanımlamaktan kastım ise, siyasi görüşünüzün ne olduğu, nelerden hoşlandığınız ve belki de kendinize bile itiraf edemediğiniz cinsel eğiliminizi yüksek doğruluklar ile ortaya koyabiliyor. Bu konuda detaylı bir örnek vermek gerekirse, ABD’nin önemli perakendecilerinden olan Target Company ’in hikayesi gerçekten önemlidir. Şirket her müşterinin kredi kartına, adına veya e-posta adresine bağlı bir ‘Misafir Kimlik Numarası’ atayarak müşterileri hakkında topladığı verileri anlamlandırmak istedi. Bu numaralar sayesinde müşterinin tüm alışveriş geçmişini ve demografik bilgilerini toplamaya başladı. Topladığı verileri de müşterilerine anlamlı önerilerde bulunmak için kullanmaya başladı.

Şirketin bebek departmanında kayıtlı olan kişilerin harcamalarına bakarak yaptığı analizler sonucunda bebek bekleyen kadınların, hamileliklerinin ikinci çeyreklerinde bolca kokusuz losyon satın aldıklarını fark etti.

Analizler sonucunda hamile kadınlarla ilgili ortaya çıkan bir diğer bulgu ise kadınların ilk 20 hafta dolaylarında kalsiyum, magnezyum ve çinko takviyesine yüklendiğiydi.

Öte yandan, müşteriler genelde sabun ve pamuk satın alıyor ama birdenbire kokusuz sabun ve bolca ekstra pamukla beraber el dezenfektanı ve el bezi alıyorsa bu, doğumun yaklaştığını gösteriyor olabilirdi.

Şirket daha sonra hamile olarak gördüğü kullanıcılara kuponlar göndermeye başladı. Gönderilen kuponlardan birisi Minneapolis şehrinde yaşayan muhafazakâr bir babanın kızına da geldi. Kız daha lise de okuyordu, yaş olarak küçük olduğu için böyle bir şeyin kızına gönderilmesi nedeniyle baba şirkete gelerek hiddetli bir tartışmaya girişti.

Müdür durumu araştırıp babaya döneceğini söyledi. Durumu araştıran müdür kıza gerçekten de hamilelik ile ilgili kuponların gönderildiğini tespit etti. Müdür babayı arayarak özür dilemek istiyor fakat telefon görüşmesinde baba “Kızımla konuştum. Evde haberim olmadan bazı işler karıştırıyormuş. Ağustos’ta doğum yapacak. Size bir özür borçluyum.” diyor. Sonuç olarak daha kızın veya babasının bile haberi olmayan bir hamilelikten, toplanılan veri sayesinde Target’ın haberi oluyor.

Hikâyenin özeti, sizin hakkınızda ne kadar çok veri toplanırsa sizi o kadar iyi tanımlayabilirler ve yönlendirebilirler. Alışveriş tercihlerinizi, harcamalarınızı yönlendirebilir, siyasi tercihinizi istenilen bir biçimde değiştirebilir, hedef kitleye verilecek sübliminal mesajlar ile toplumsal algı değiştirilebilir.

Metaverse’de ise sizinle ilgili toplanılacak verinin boyutu Facebook + Instagram + Google Maps + Yemek Sepeti + Whatsapp + Bankacılık + Netflix … toplamından daha büyük olacak. Kısacası birçok işinizi Metaverse’de yapabileceğiniz için, sizinle ilgili toplanılacak veri de o kadar büyük olacak. Sonuç olarak sizinle ilgili tahminler de o kadar kesin olacak.

Bu büyüklükte bir verinin nerede saklanılacağı, nasıl güvende tutulacağı çok önemli. Hükümetler veriyi dışarıya vermek istemeyeceklerdir, ki bu konuda haklılar da. Ulusal bir güvenlik sorununa dönüşebilir. Fakat yine aynı şekilde gelişen teknoloji karşısında hükümetlerin de uyum sağlamak dışında pek yapabileceği bir şey yok.

Metaverse altyapısının tek birkaç şirket veya hükümete devredilmesi veya kontrol edilmesi mümkün gözükmemektedir. Kimse bu büyüklükte bir gücü bir tarafa vermek istemeyecektir. Bu büyüklükte bir veri, ABD ve Rusya’nın sahip olduğu atom bombalarından daha etkili bir silah olacaktır.

Verinin depolanması için farklı bir protokolün geliştirilmesi gerekiyor. Blokzincir teknolojisi bu konuda yararlı olabilir, çünkü geliştirilmesi gereken protokolün kesinlikle merkeziyetiz olması gereklidir.

Platformlar Arası Doğrulama

Metaverse’de çapraz platform kavramından bahsetmiştik. Fiziki Dünya’da sizi tanımlayan bir kimlik kartı ile bankadaki işlemlerinizi yapabiliyorsunuz. Facebook gibi sosyal bir ağa bağlanmak için ise e-mail hesabı ve şifreniz kullanılıyor, WhatsApp’a bağlanmak için ise telefonunuza gelen bir kısa kod ile doğrulama yaparak bağlanıyorsunuz.

Metaverse de ise durum biraz daha karmaşık hale geliyor. Online platformlarda üyelik sistemi ile doğrulama yapılırken aynısını Metaverse için kullanmak pek de elverişli olmayacak. Şifresinin çalınması durumunda yaşayabileceğiniz hasarın bir e-mail hesabını kaybetmekten çok daha büyük olacağı varsayılırsa daha farklı bir doğrulamanın gereksinimi ortaya çıkmaktadır.

Kimlik ile yapılacak doğrulamalarda da birçok sorun ortaya çıkabilmektedir. Öncelikle kimlik bilgilerinin platforma yüklenmesi gibi durumlara hükümetler pek de sıcak bakmayacaktır. Bu sorunun çözülmesi için en gerçekçi çözüm ise iki adımlı doğrulama olarak olacaktır. Adımlardan bir tanesini ise mutlaka biyometrik şifreleme içermelidir. Bunun için parmak izi veya retina taraması gibi kişinin biyolojik özellikleri kullanılarak yapılan girişler kullanılabilir. Buna ek katman olarak da şifre kullanılabilir. Fakat gmail hesabınıza giriş yaptığınızdaki gibi basit bir şifre-mesaj doğrulaması artık Metaverse için yeterli güvenlik seviyesi sağlamayacaktır.

Veriyi İşleme

Elde edinilecek verinin ne kadar devasa olduğundan bahsetmiştik. Bu kadar büyük bir verinin işlenmesi ve aynı şekilde oluşturulacak görsellerin aynı anda milyonlarca hatta milyarlarca kullanıcıya sunulabilmesi için verileri işleyecek süper bilgisayarlara ihtiyaç var.

Aynı şekilde veriyi depolamak içinde devasa veri havuzları oluşturmak gerekecek. Metaverse’nin yaygınlaşmaya başlaması ile elde edilecek veri katlanarak artacak ve elde edilecek verinin değiştirilmeden saklanması bir hayli önem kazanacak. Bunun için en ideal formül olarak yine Blokzincir teknolojisi öngörülüyor. Hatta Decenterland adında bir sanal evren oyunu şimdiden oluşturulmuş durumda. Bu evrende kendinize ait arsalar satın alabiliyor, evlerin dekorasyonunu yapabiliyor ve hatta bunun için MANA adı verilen bir kripto para ile ödeme de yapabiliyorsunuz. Satın aldığınız ev, arsa veya eşya sizin adınıza kripto olarak Blok zincire işleniyor. Blok zincirler birbiri ardına veri kümelerinin işlenmesi ile oluştuğu için, her bir zincirden sonra eklenen diğer zincir önceki zincir halkasını güvenliğini daha da artırmaktadır. Diğer bir deyişle, ne kadar veri blok zincire işlenirse verileriniz o kadar güvende oluyor.

Aslında bu çok güvenli bir yöntem gibi gelse de her iyi şeyin bir de bedeli oluyor. Bu tip blok zincir algoritmaları her ne kadar çok güvenli ve merkeziyetiz olsa da depolama maliyeti olarak ve işlem hesaplaması olarak normal veri tabanlarına göre daha yavaş ve maliyetlidirler.

Burada hibrit bir depolama sistemi kullanılması daha uygun olacaktır. Sadece önemli ve değiştirilmesi istenilmeyen verilerin Blokzincir de depolanması ve daha az önemli verilerin ise klasik veri tabanı sistemlerinde depolanması şeklinde olacaktır.

Ekonomik Sorunlar

Metaverse’nin bizim alışveriş alışkanlıklarımızdan, tatil alışkanlıklarımıza, sinema ve kafe tutkumuzdan iş dünyasına kadar birçok öğeyi kalıcı olarak değiştireceği kesindir:

  • Örneğin artık eşiniz ile balayına Paris’e gidip Eiffel Kulesini ziyaret etmek isterseniz uçak bileti almanıza gerek kalmayacak. Evinizden sanal gözlükler ile çok daha konforlu bir şekilde ziyaret edebilecek, resim çektirip sosyal medya platformlarında paylaşabileceksiniz.
  • Bir iş toplantısı için saatlerce uçakta vakit harcayıp Amerika’ya uçmak yerine Metaverse’de bu gibi toplantıları gerçekleştirebilip, artırılmış fiziksel hissiyat ile Amerika’daki ortağınızın elini sıkabileceksiniz.
  • Sevdiğiniz grubun konserini dinlemek için Fransa’ya gitmenize gerek kalmayacak. İsterseniz bu grubun Mars’taki canlı konserini izleyebileceksiniz. Konusu 13. Yüzyılda geçen bir tiyatro oyununu oyuncuların yanı başında, karton dekorlar yerine muhteşem film efektleri ile izleyebileceksiniz.
  • Golf oynamak için artık havanın güneşli olmasını beklemek yerine Dünya’nın dört bir tarafındaki arkadaşlarınız ile Ay’ın kraterlerinde Golf oynayabileceksiniz.
  • Emlakçının size ev gezdirmesine gerek duymadan sanal olarak evin içerisini gezebilecek, ev sahibiniz ile sözleşmeyi yine Metaverse ile Blokzincir akıllı kontrat teknolojisi üzerinden yapabileceksiniz.
  • Yürüyüş yapmak istediğiniz zaman koşu bandında Netflix videoları izlemek yerine, Jurassic Park’ta dinozorlar ile yürüyüş yapabileceksiniz.

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor?

  • Seyahatler daha da azalacak. Aslında bunun da küresel ısınma açısından olumlu bir gelişme olacağı aşikârdır. Sonuçta küresel ısınmada fosil yakıtların etkisi çok büyüktür.
  • Turizm kavramı tamamen değişecek. Lüks oteller yerine sanal evrenler veya gezegenler inşa edilecek.
  • Eğlence sektörü kalıcı olarak değişecek. Tiyatro, sinema, konserler artık daha erişilebilir olacak.
  • İş dünyası daha global bir hal almaya başlayacak. Özellikle Covid sonrası hayatımızda yer eden uzaktan çalışma Metaverse ile daha da erişebilir bir hale gelecek. Firmalar insan kaynakları olarak sadece bulundukları ülkeden değil dünyanın her yerinden çalışanları istihdam edebilecekler. Muhtemelen de ödemeler Metaverse’de kullanılan para birimi üzerinden olacak ki bu para birimi de Bitcoin gibi dolara vs., yani bizim kullandığımız para birimlerine çevrilebilir bir para birimi olacaktır.
  • Kıyafet almanız için mağazaları dolaşmak yerine direk Avatar’ınız üzerinden kıyafet deneyebileceksiniz.
  • Belki de en önemlisi, hizmet sektörü büyük bir darbe alacak. Metaverse ‘de her şeyi sanal olarak halledildikten sonra toplantı odasını düzenleyecek, otelde yerleri silecek, size servis yapacak, konser de güvenlik kontrolünü sağlayacak, tiyatro da bileti satacak, düğün organizasyonunuzda görev alacak kişiler, mağazalardaki satış görevlilikleri, yani hizmet sektörü büyük oranda ortadan kalacak. Sonuçta yukarıda saydıklarımın hepsi için Metaverse’de tek tuşa basmanız yeterli olacak.

Meslekler kalıcı olarak değişecek. Mimarlar artık fiziksel dünya için değil, sanal dünya için evler tasarlamaya başlayacaklar. Sanal mimarlar, grafik tasarımcılar belki de en çok talep edilen meslekler arasında olacaktır.

Bu geçişkenlik için ise birçok ekonomi daha hazır değil. Ekonomisinde hizmet, turizm gibi öğelerin ağırlıkta olduğu ülkeler bu geçişten büyük hasarlar alabilirler. Artık teknoloji öngörülebilirliğin ötesinde bir hızda ilerlemektedir. Özellikle yazılım alanında geri kalan ülkeler açısından Metaverse ciddi sorunlar barındıracaktır.

Etik Sorunlar

Metaverse beraberinde bazı etik sorunları da getirecektir. İnsanların çok fazla sanal dünyada vakit geçirmeleri ve fiziksel etkileşimin her geçen gün azalması. Buna bağlı olarak jenerasyonlar arasındaki uçurumun daha da açılması en önde gelen risklerden birisi olacaktır. Türkiye’de sokak röportajlarında sıklıkla görmeye alışık olduğumuz “Çıkar telefonunu” algısı da aslında bu kuşak çatışmasından kaynaklanmaktadır. 50 yaş üzeri insanlar cep telefonları ile 30’lu yaşlarında tanışmasına rağmen, Z kuşağı olarak bilinen 1997 sonrası doğumlu olanlar ise nerdeyse tüm hayatları boyunca internet ve cep telefonları ile birlikte büyüdüler. Bu yüzden telefonda ve internette uzun zaman geçirmek onlar için gayet sıradan bir şey iken 50 yaş üzeri olan yani X Jenerasyonu ve Baby Boomer Jenerasyonu olarak tanımlanan kuşak için ise geleneklerin dışında ve sıra dışı sayılıyor.

 

Metaverse ile bu kuşak çatışması daha da artacak. Özellikle 2010-2020 arası doğanlar yani Alfa Jenerasyonu ve 97-2010 arası yani Z Jenerasyonu Metaverse’e 1981-1996 doğumlu olan Milenyum Jenerasyonuna göre çok daha adapte olacak ve daha fazla zaman geçirecekler. Bizlerin alışageldiği temayüller ve gelenekler yerine yenisini bırakacak. Bu da kuşaklar arasındaki çatışmayı daha da artıracak.

Buna belki de en iyi örnek, X jenerasyon sokakta veya mahallelerinde rahatça oyun oynarken artık Z Jenerasyonu bunu bilgisayar ortamında yapıyor. Alfa ise bunu Metaverse’de yapacak. Ebeveynler genel olarak bilgisayar başında veya telefonda çok vakit geçiren çocukların asosyal olduklarını düşünüyor. Halbuki artık sosyal olma kavramı 20 sene önceki tanımlanan kalıpların dışında çok daha farklı olarak tanımlanabiliyor.

Bir başka sorun ise, kullanılan Avatarlar olacaktır. Metaverse’de ister canavar olursun, isterseniz bir süper kahraman, ister robot, isterseniz de fiziksel görüntünüze yakın bir Avatar tanımlayabilirsiniz. Tanımlanan karakterler aynı şekilde farklı cinsiyetlerden de olabilir. Bunun da özellikle muhafazakâr kişilerde eşcinselliğin özendirilmesi veya satanizm gibi olguların teşvik edilmesi hususunda tartışmalara yol açması kaçınılmazdır.

Fiziksel bağlantının yerini sanal dünyanın almasının aile bağları üzerindeki etkisi ise apayrı bir araştırma konusudur. Dini açıdan çıkabilecek tartışmaları saymıyorum bile. Özellikle Türkiye’de çok popüler bir tartışma haline gelecek olan tartışmalardan bir tanesi de “Cuma namazının sanal camilerde Metaverse’de kılınıp kıllanamayacağı” olacaktır. Bu tartışmalar teologların ve sosyologların yapması gereken tartışmalar fakat geçiş süreçlerinde teknoloji bir şekilde yolunu bulacaktır.

Bir diğer etik problem ise Metaverse de uygulanabilecek olumsuz davranışlardır. Şiddet, cinsellik gibi öznelerin sansürlenmesi veya belirli yaş grupları için kısıtlanması gibi uygulamalarda zorluklar olacaktır.  Aynı şekilde otoriter ve baskıcı hükümetlerin uyguladığı sansür politikası Metaverse gibi herkesin herkese erişebildiği merkeziyetsiz internet ortamında daha zor olacağından bu gibi hükümetler açasından bir direnç gösterilmesi kaçınılmazdır.

 Metaverse’nin Hayatımıza Katacağı Olumlu Gelişmeler

Metaverse şüphesiz ki hayatımıza birçok kolaylıklar ve olumlu öğeler katacaktır. Her ne kadar kendi içerisinde birçok zorlukları olsa da teknolojik inovasyon sayesinde bu gibi zorlukların üstesinden gelinecektir.

Metaverse ile iş toplantıları daha efektif bir hale gelecek, toplantılar için çok uzun mesafeler kat etmemize gerek kalmayacak. Ofisten çalışmanın yerine tamamen sanal olarak evinizden çalışma imkânı gelecek ki bu sayede işe gitmek için ayıracağınız süreyi evde kendinize ayırabileceksiniz. Bunun hem ekonomik olarak hem de zaman olarak ülkeye ve bireylere çok büyük olumlu katkısı olacaktır.

İşe gitmeden önce saç kesimi, makyaj, kıyafet gibi görsel öğeler ile zaman kaybedilmeyecek. Bunun yerine sanal Avatarınız her zaman istediğiniz bir şekilde görünecek. Bu da hem zaman olarak bizlere geri dönecek hem de ekonomik olarak. Her ne kadar tekstil ve kozmetik dünyası bundan zarar edecek gibi gözükse de tekstil ve kozmetik dünyası da bu yeni trende ayak uydurmaya başlayacaklar. Fiziksel görüntünüzü iyileştirmek yerine sanal görüntünüzü iyileştirecek kıyafet gibi makyajlama ürünlerini satmaya odaklanacaklar. İnsanlar sadece ihtiyacı olan kıyafetleri almaya başlayacağından israf azalacak, daha işlevsel kıyafetler için para harcanmaya başlayacak.

Tatil ve spor kavramları kalıcı olarak değişecek. Spor salonunda sıkıcı bir koşu bandı üzerinde yürümek yerine yabancı bir gezegende veya Çin Seddi’nin üzerinde yürüyüş yapabileceksiniz. Aynı şekilde tarihi yerleri ziyaret etmek için artık gerçekten oraya gitmeniz ve binlerce insan arasında resim çekilmeye çalışmanız gerekmeyecek. Üstelik Çin Seddi’nin üzerinde fotoğraf çektirmek için iş yerinizden izin alıp uçak ile 12 saat seyahate gerek olmayacak. Bu aynı şekilde karbon ayak izimizi de azaltacak ve küresel ısınmaya olumlu bir katkısı olacak. Tabi burada atlanılmaması gereken bir püf nokta var. Her ne kadar seyahatlerde kullanılan fosil yakıtların kullanımı azalacak olsa da elektrik tüketiminde ciddi bir artış olacak. Bu elektrik tüketimini güneş, rüzgâr gibi yenilebilir enerjilerden sağlayamazsak küresel ısınma noktasında başladığımızdan daha kötü bir noktaya gelebiliriz.

Eğitim alanında da büyük atılımlar yapabileceğiz. Oxford’daki bir profesörden ders almak için artık oraya gitmeniz gerekmeyecek ve sanal sınıflarda istediğiniz hocanın dersine katılabileceksiniz. Bu da eğitim sistemini köklü olarak değiştirecek.

Uzaktan eğitimin her geçen gün daha da hayatımıza girmesi ile üniversite derecelerinin önemi giderek azalmakta, onun yerine yeteneklerin önemi artmaktadır. Özellikle yazılım, tasarım gibi alanlarda işe alım sürecinde diplomadan çok portföy ve bireyin çalıştığı projeler daha büyük önem arz etmeye başladı. Teknolojik inovasyona öncülük etmesi gereken üniversiteler bürokratik prosedürler nedeniyle teknolojik inovasyonun gerisinden gelmektedirler. Öğrenciler üniversite diploması peşinde koşturmak yerine çalışmak istediği alandaki yetkinlikleri getirecek online eğitimler ile en iyi eğitimi evlerinden alabilecekler. Bu da hem eğitim kalitesini artıracak hem bireylerin zaman kaybını engelleyecek hem de eğitim masraflarını büyük ölçüde azaltacaktır.

Doktor muayeneleri de zamanla Metaverse evrenine evirilecek. Şimdiden bazı doktor muayenelerini online olarak yapabiliyorsunuz. Tahlil vermek için kurulacak özel alanlar ile sadece bu alanda hizmet verilecek yerlerde akciğer filmi, kan tahlilleri verilip, doktor ile Metaverse üzerinden görüşme sağlanabilecek. Hatta ileride robotik kollar ile ameliyatların Metaverse üzerinden yapılabilmesine imkânda sağlanmış olacak. Bu şekilde ameliyat olmak için ABD’ye gitmek yerine, robotik ameliyathanelerde uzaktan bir doktorun bağlanıp sizi ameliyat etmesine imkân sağlanacak. Sonuç olarak ülkemizde doktorların yurt dışına göç sebeplerinden birisi olan doktora şiddet de ister istemez azalacaktır.

Bir başka heyecan verici gelişme de muhtemelen ev fiyatlarındaki gerileme olacaktır. Metaverse ile birlikte ofis ihtiyacının önemli bir ölçüde azalması sonucunda, ofis binaları artık boşalmaya başlayacak. İnşaat şirketleri ofis binaları yapmak yerine daha çok ev yapmaya başlayacak hatta ofislerin büyük bir kısmı da evlere dönüşmeye başlayacak. Buda ev fiyatlarında aşağı yönlü bir baskı yapmaya başlayacak. Görkemli pahalı ofisler evlere dönüşmeye başladıkça hayat standartlarımız ve tüm Dünya’da hızlı bir şekilde artan ev kiraları ve ev fiyatları sorununu da çözmeyi başarabileceğiz. Elbette bu resmin beklenen olumlu tarafı, diğer tarafında başka ekonomik sıkıntılar ve dinamikler nedeniyle yine ev fiyatları da hala karşılaştırmalı olarak yüksek kalabilir, onları da rasyonel şekilde çözümlemek gerekir.

SONUÇ

Metaverse hayatlarımıza özellikle Covid-19 sonrasında daha da hızlı bir şekilde girmeye başladı. İşletmelerin her geçen gün uzaktan çalışmaya daha da uyum sağlamasıyla birlikte Metaverse için olan talep daha da artmaya başladı. Metaverse’i destekleyecek teknolojik gelişmeler de her geçen gün birbiri ardına açıklanmaktadır. Sanal gözlük fiyatları ve kullanım alanları her geçen gün iyileştirilmektedir. Sanal Dünya’da mal ve mülk satın alınabilmesi ile ilgili olarak NFT’ler şimdiden kullanılmaya başladı.

Oyun dünyası ise zaten Metaverse için çoktan hazır bir durumda ve oyuncu sayısı her geçen gün katlanarak artmaktadır. Oyuncuların yaş ortalaması ise 10 yıl öncesine göre ciddi oranda yukarı yükselmeye başladı. Bu da bize bilgisayarda oyun oynayanların sadece gençler değil yetişkinler olduğunu da gösteriyor. Birçok oyuncu hali hazırda MMO adı verilen geniş dünyalarda milyonlarca oyuncu ile aynı anda oyun oynuyor ve etkileşime giriyorlar. Bazı oyunların günlük aktif oyuncu sayılarını verirsek ne demek istediğimi daha da iyi anlayacaksınız.

OYUN Günlük Aktif Oyuncu Toplam Kayıtlı Oyuncu
Minecraft 2.62 Milyon 295 Milyon
Path of Exile 1.94 Milyon 24.94 Milyon
Final Fantasy XIV 1.77 Milyon 37.19 Milyon
Old School RuneScape 1.29 Milyon 34.03 Milyon
World of Warcraft 1.11 Milyon 117.20 Milyon

 

Sayılar her geçen gün daha da artmaktadır. Yukarıdaki sayılar ise sadece en popüler 5 MMO oyunundan alınmıştır. Bunun dışında MMO sınıfında olmayan ama kullanıcı sayısı yine milyonları bulan oyunlar da mevcuttur. Oyun sektörü hiç şüphesiz ki Metaverse için yine öncülük edecek ama iş dünyası, turizm, e-ticaret de bu trendi takip edecek.

Metaverse artık kaçınılmaz bir şekilde hayatlarımıza girmeye başlıyor. Bunun ne zaman olacağı konusunda ise birçok spekülasyon olsa da sanıldığının aksine çok daha kısa bir sürede hayatlarımızın bir parçası olacak. Metaverse ile internet artık kullandığımızın aksine merkeziyetsiz bir hal alacak. Metaverse ile internet 3.0 da artık hayatlarımızda olacak.

Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun