Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Tarih:

Türk Soylular ve Türkiye’nin Politik Tutumu (Bölüm 3): Irak Türkmenlerinin Geleceğine Dair Kamu Politikası Önerileri – İlker OĞUZ

Diğer Başlıklar

Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

ÖZET

Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye’nin Türkmenlerin geleceğine yönelik alması gereken tedbirleri ve uygulaması gereken politikaları ana hatlarıyla ifade edebilmektedir. Bu yazı çerçevesinde, Türkiye’nin Irak politikası ve Türkmenlere yönelik tespit edeceği stratejiler iki ana başlık etrafında toplanmış ve iki seçenek çerçevesinde farklı değerlendirmelere yer verilmiştir. İlk seçenekte, Türkiye rotayı Türkmeneli’nde Irak Türkmenlerinin nüfusu korumak, Türkmenlerin Irak’a dönüşünü sağlamak ve Türkiye’nin tarihi nüfuz iddialarından vazgeçmemek istikametine kırmaktadır. Bu zamana kadar Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihi devlet politikasının da devamı olarak görülen bu seçenek çerçevesinde bazı stratejilere ve yöntemlere yer verilmiştir. Bu yazının yazarı, Türkiye’nin Irak’taki tarihi nüfuz iddialarının korunması ve Türkmenlerin Türkmeneli’ne dönmesinden yanadır. Özellikle ilk seçenek çerçevesinde atılması gereken adımlar, kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Türkiye’nin Irak’taki tarihi nüfuz iddialarında, zımnen bile olsa, vazgeçmesi de olasılık dahilindedir ve bu yazıda ikinci seçenek ihtimali olarak ele alınacaktır. Son dönemde uygulanan politikalara bakınca artık bir ihtimal, seçenek olarak değerlendirmek durumunda olduğumuz bu durum ise Türkiye’ye yerleşen Türkmenlerin bir daha Irak’a geri dönememesi sonucunu da beraberinde getirebilir. Yaşanan onca acı, yıkım ve katliamdan sonra bazı Türkmenler de kesinlikle dönmek istememektedir. İkinci ihtimal seçeneği dahilinde ise, Türkiye’nin Irak Türkmenleri’ne “Türk soylu” statüsü vermesi gerektiği düşünülmektedir. Bu ihtimal çerçevesinde alınması gereken tedbirler ayrıca değerlendirilmiştir.

Türk Soylular ve Türkiye’nin Politik Tutumu (Bölüm 3): Irak Türkmenlerinin Geleceğine Dair Kamu Politikası Önerileri

I. Giriş: Türkiye “Türk Soylu Statüsü Verilmeyen” Irak Türkmenleri ile İlgili Neler Yapabilir?

Türkiye, öncelikle Irak’ta kendi çıkarlarını önceleyen uzun süreli bir politika üretmelidir. Bu politikanın temelinde, Türkiye’nin tarihi nüfuzunu korumak ve söz konusu ülkelerdeki siyasi, iktisadi ve idari bütünlüğü sağlamak olmalıdır. Zaten Irak’taki Türkmen varlığının devam etmesi, Türkiye’nin nüfuzunu korumasından bağımsız bir şekilde değerlendirilemez. Türkmen nüfusu, yeri geldiği vakit Türkiye’nin nüfuzu demektir. Ancak, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasına da aynı derecede özen gösterilmelidir. Türkiye, bugüne değin Irak’ın toprak bütünlüğüne azami derecede saygı duyduğunu ifade etmiştir. Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygılı olacağına dair Irak hükümetini ikna etmesi gerekmektedir. Ancak Irak hükümeti ise kendi topraklarındaki özellikle PKK varlığına ses çıkarmadığı müddetçe Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına devam edeceği bir gerçektir. Üstelik Türkiye’nin kendi milli güvenliğine yönelen tehditleri bertaraf etmek adına sınır ötesi operasyonlar düzenlemesi, uluslararası hukuka uygun bir çerçevede devam etmektedir.

Irak Türkmenlerinin insani ikamet izni ile Türkiye’de daha ne kadar yaşayabileceği şüphelidir. Birçok temel hizmetlere erişemeyen, sigortalı çalışma hakkından faydalanamayan Türkmenlerin önünde, Türkiye’nin gelecekte tercih edeceği politikalara göre, iki yol bulunmaktadır: Türkmeneli’ne ve Irak’a güvenli bir dönüş veya Türkiye’de kalmak. Tarihi, siyasi ve kültürel bağlar nedeniyle Türkmenler gündemimizdeki yerini korumaya devam edecektir. Peki Türkiye Irak Türkmenleri hakkında neler yapabilir? İlk ihtimal çerçevesinde Türkiye, Türkmenlerin geri dönüşünü destekler ve Türkmeneli’ndeki nüfuz iddialarından vazgeçmeyeceğini dile getirir. İkinci ihtimal ise Türkiye’nin, zımnen bile olsa, Irak’taki nüfuz iddialarından ve Türkmenlerin varlığını korumaktan vazgeçtiği anlamına gelmektedir. İkinci ihtimal dahilinde Türkiye’ye sığınmış bulunan Türkmenlerin topluma entegrasyonu öncelikli meselelerden biri haline gelir. Her iki ihtimalin getirdiği seçenekler çerçevesinde üretilmesi ve yürütülmesi gereken kamu politikaları farklılaşmaktadır. Bu nedenle her iki ihtimalin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu yazının yazarı, Türkiye ve Türkmenlerin ikbali açısında, Irak Türkmenlerinin aşamalı bir şekilde Türkmeneli’ne dönüşlerinin ve Irak’taki siyasi/kültürel haklarının garanti altına alınmasının çok daha sağlıklı olduğunu düşünmektedir.

II. Birinci Seçenek: Türkmeneli’nde Irak Türklerinin Nüfusu Korunmalı ve Türkmenlerin Irak’a Dönüşü Desteklenmelidir

Birinci seçenek çerçevesinde Türkiye’nin Irak Türkmenlerine yönelik atması gereken somut adımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Türkiye, gerekirse Irak’taki hukuki ve siyasi süreçleri etkileme gücüne sahip tüm taraflarla masaya oturarak Türkmenlerin hemen her alanda daha çok temsil edilebilmesi için elinden gelen çabayı göstermelidir. Türkmenler, Irak toplumunun yaklaşık yüzde 10’unu teşkil etmelerine rağmen 2005 Anayasası hazırlanırken diğer azınlıklar ile yani Irak toplumunun yalnızca yüzde 1’ini oluşturan gruplar ile eşit tutulmuştur.[1] Türkmenlerin, tıpkı Kürtler ve Araplar gibi, Irak’ı şekillendiren esas unsurlar arasında sayılabilmesi için Türkiye’nin elinden gelen çabayı harcaması gerektiği düşünülmektedir.
  • Irak Anayasası’nın maddesi, Türkmen nüfusunun yoğun olduğu idari birimlerde resmi dilin Türkmence olduğuna hükmetmektedir.[2] Ancak bu hükmün nasıl uygulanacağına veya Türkçe’nin kullanım alanlarına dair bir muğlaklık söz konusudur. Irak Anayasası’ndan ve kanunlardan kaynaklanan belirsizliklerin giderilmesi, Türkmenlerin anayasal ve yasal haklarını kullanabilmeleri açısından son derece mühimdir. Türkiye, Türkmenlerin anayasal ve yasal haklarını kullanabilmesi için elinden gelen çabayı göstermelidir.
  • Türkiye, Irak’taki tüm Türkmenlerin ortak hareket edebileceği veya en azından kültürel ve siyasi haklarını beraber savunabileceği bir hareketin kurulabilmesi için elinden geleni yapmalıdır. Türkmenler sadece Irak Türkmen Cephesi (ITC) çatısı altında değil, farklı partilerinin listelerinden de seçime girmiş ve vekillik kazanmışlardır. Söz konusu Türkmen gruplarını birbirinden uzak tutan birçok sebep bulunmaktadır. Mezhepçilik, hizip çatışmaları, “Türkmen” kimliği adına hareket eden tek grup olma iddiası, yılları içerisinde farklı gruplar arasında büyüyen nefret vs. söz konusu sebepler arasında sayılabilir. Ancak Türkiye’nin yapması gereken bu noktada herhangi bir grubu kayırmaktansa, gerektiğinde bir ağabey rolünü üstlenerek, aradaki kırgınlıkların bertaraf edilmesine yardımcı olmaktır. Türkmenler kendilerini yalnız hissetmektedir. Türkiye’nin asli görevi ise Türkmenlere yalnız olmadığı hissettirmek ve her daim destekleyeceğini anlatmaktır. Ancak bu sadece hamasete veya kuru söylemlere dayanan bir destek olmamalıdır. Türkiye, tüm Türkmenleri ve taleplerini ciddiye almalıdır.
  • Türkiye, Irak’taki Türkmenlerin kültürel ve siyasi haklarının korunması hususunda oldukça pasif davranmaktadır. Daha üç ay önce Irak Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği’nce alınan bir karar üzerine, Türkmence’nin resmi kullanımına kısıtlama getirilmiş ve Kerkük’te resmi yazışmalarda sadece Arapça ve Kürtçe’nin kullanılmasına dair bir yazı Kerkük Valiliği’ne gönderilmiştir.[3] Türkiye bu karar karşısında ne yapmıştır? Dışişleri Bakanlığı’nın 1 Mart 2023 tarihli açıklaması ile Irak makamları, söz konusu kararın gözden geçirmeye davet edilmiştir.[4] Gerçi Irak Başbakanı Sudani, Kerkük’teki resmi yazışmalarda Arapça ve Kürtçenin yanı sıra Türkmenlerin ana dili olan Türkmencenin de yeniden kullanılmasına dair direktifi 2 Mart 2023 tarihinde Kerkük Valiliği’ne göndermiştir.[5]Böyle bir olayın Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamayla geçiştirilmesi oldukça düşündürücüdür. Irak Türkmenlerinin can güvenliğinin sağlanması ve kimliklerinin korunması için Türkiye’nin sadece yumuşak güç unsurlarını değil, gerektiğinde sert güç unsurlarını da kullanılabileceğini, dile getirmesi de Türkmenlere önemli bir destek olacaktır.[6]

Harita-1: Mavi ile taranmış alan, Irak’taki tarihi Türkmenli bölgesini temsil etmektedir.

Kaynak: https://www.turkmenelivakfi.org/irak-turkmenleri/ (Erişim Tarihi: 02/07/2023).

  • Erşat Salihi tarafından 2019 yılında yapılan bir açıklamada, Türkmenlerin Irak’taki Araplara ve Kürtlere nispeten, nüfus oranlarında önemli bir düşüşün gözlemlendiği dile getirilmiştir.[7] Tarihi Türkmeneli’nde ne kadar Türkmen’in kaldığı, 2011-2016 arasındaki çatışmalardan sonra ne kadar sayıda Türkmen’in başta IKYB yönetimindeki bölgeler olmak üzere Irak’ın geri kalanına ve Türkiye’ye göç ettiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. 2011-2016 döneminde Irak’ta yaşanan çatışmalar esnasında birçok resmi evrakın yakıldığı ve Türkmenlere ait mülklere el konulduğu bilinmektedir. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşın, ciddi bir envanter çalışması yürütülerek 2011 itibariyle Irak’taki toplam Türkmen sayısı, Türkmenlerin nerelere göç ettiği ve Irak dışında yaşayan Türkmenlerin nerelerde yoğunlaştığına yönelik sağlıklı verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Erşat Salihi’nin belirttiği gibi, Türkmenlerin nüfusunda yaşanılan düşüş, sadece doğurganlık oranının azalmasıyla açıklanamaz. Türkiye’de yaşayan Irak Türkmenlerinin neredeyse tamamı çok çocuklu ailelerden oluşmaktadır. Bu nedenle, Irak’taki Türkmen sayısının neden azaldığını sağlıklı bir şekilde tespit etmeye yönelik çalışmaların yapılması zorunludur.
  • Türkiye’nin Irak’a dönmek isteyen Türkmenleri maddi ve manevi yönden desteklemesi gerekmektedir. Hatta söz konusu maddi ve manevi desteklerin koordine edilebilmesi amacıyla Cumhurbaşkanı Yardımcısı veya Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından biri görevlendirilmelidir. Cumhurbaşkanlığı’nın rehberliğinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı vb. çeşitli kamu kurumlarının desteğiyle, sistematik bir yöntem tespit edilerek Türkiye’ye sığınmış Türkmenlerin geri dönüş süreci hızlanmalıdır. Türkiye’nin bu konuda hakkında, özel bütçeli bir proje yürütmesi gerektiği düşünülmektedir. ITC Türkiye Temsilciği, Musul ve Kerkük’e dönecek olan Türkmenlere yardım etmekte ve bilgi vermektedir.[8] Ancak Türkmeneli’ne Gönüllü Geriş Dönüş Projesi’ne dair ITC’nin internet sitesi dışında hiçbir yerden bilgi temin edilmemiştir. Kısacası söz konusu projede herhangi bir kamu kurumunun rehberliği ya da desteği bulunmamaktadır. Irak Türkmenleri’nin kendi anavatanlarına dönüşü veya dönmek istemesi yeni bir olay değildir. Anadolu Ajansı’nın 2019 tarihli bir haberine göre, Türkiye’de 4 yıl yaşayan Türkmenler, Telafer’e tekrar dönebilmek amacıyla Irak’ta bulunan Yahyava Kampı’na yerleşmişlerdir.[9] Ayrıca DEAŞ’ teröründen kaçan ve Irak’ın başka bölgelerindeki kamplarda yaşamaya zorlanan Telafer Türkmenler, 2018’den itibaren Telafer’e dönmek için ellerinden gelen çabayı göstermektedir.[10] Türkiye hem ülkemize sığınan hem de Irak’ın farklı köşelerine kaçmak zorunda kalan tüm Türkmenlerin başta Telafer olmak üzere Musul ve Kerkük’e dönmesi için elinden gelen çabayı göstermelidir. Türkiye’nin başta ITC olmak üzere bütün Türkmen sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte bu süreci hızlandıracak adımlar atması gerekmektedir.

 

Fotoğraf-1: 2019 senesinde Yahyava Kampı’na geri dönen Türkmenler.

Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/-telaferli-turkmenler-iraka-donmeye-devam-ediyor/1440664

  • Çoğu Türkmen’in belki de Musul ve Telafer’e gitmesini engelleyen en önemli unsur, şu anda orada başlarını sokabilecek bir çatılarının bile bulunmuyor olmasıdır. Anadolu Ajansı’na 2019’da konuşan bir Türkmen, Musul‘u kurtarma operasyonu sırasında terör örgütü DEAŞile güvenlik güçleri arasındaki çatışmadan dolayı Telafer’de çok sayıda evin tahrip edildiğini ve evleri tahrip edilenlerin de yurtlarına geri dönemediklerini belirtmiştir.[11] Türkiye özellikle Telafer’in ve tarihi Türkmenli’nin yeniden ayağa kalkabilmesi için yeniden imar faaliyetlerine öncelik vermesi ve Irak ile birlikte çalışması gerekmektedir. ITC Musul Milletvekili Lilyen Muhammed, AA’ya yaptığı bir açıklamada Telafer ilçesi ve ilçeye bağlı nahiye ile köylerin imarı için defalarca yardım paketi talebinde bulunduklarını ancak yanıt alamadıklarını belirtmiştir.[12]Gerçi Türkiye, özellikle Telafer’deki durumun uzun zamandır farkındadır. Geçtiğimiz dönemde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olan İbrahim Kalın 2017 yılında yaptığı bir açıklamada “… Özellikle Telafer’in yeniden inşa ve imar edilmesi ve Telafer’den kaçan Türkmen kardeşlerimizin evlerine-yurtlarına geri dönmesi konusu bizim için büyük önem arz ediyor…Şimdi orada yeniden asayiş sağlandıktan sonra hem bizim katkılarımızla hem de Merkezi Irak Hükümeti’nin çabalarıyla bir yeniden imar ve inşa faaliyetine başlanacak” minvalinde bir ifadeye yer vermiştir. [13] Bu noktada akıllara şöyle bir ihtimal gelmektedir. Türkiye, belki de Telafer’deki yeniden inşa ve imara destek vermesine rağmen, bazı sebeplerden ötürü kamuoyu ile bu durumu paylaşmak uygun görülmemiş olabilir. Son zamanlarda ülkenin içerisinde bulunduğu iktisadi dar boğaz, bölgesel operasyonlardan kaynaklanan gelişmeler ve 6 Şubat Depremi’nin getirdiği enkaz düşünüldüğü takdirde Türkiye’nin Telafer’e maddi kaynak ayırması, kimileri tarafından eleştirilecek bir durummuş gibi düşünülebilir. Ancak unutulmaması gereken bir durum var ki Telafer’deki Türkmen nüfusu, Türkiye’nin bölge üzerindeki nüfuz iddialarının ayrılmaz bir parçasıdır. Zamanında 400 bin Türkmen’in yaşadığı bir kentin yeniden ihya edilmesi, Türkiye’nin diğer askeri ve siyasi hedefleri kadar önemlidir. Türkiye’nin gerekirse yapılan imar ve inşa faaliyetlerinin niteliğini belirtmeden, Telafer’de yapılan çalışmaları kamuoyuyla paylaşması faydalı olabilir. Çünkü Türkiye’nin Türkmenleri yalnız bıraktığına dair güçlü bir kamuoyu algısı oluşmuş vaziyettedir. Bu nedenle, Türkiye’nin, eğer bölgede yürütülen çalışmalar varsa, kamuoyu ile paylaşması, özellikle milliyetçi cenahta olumlu bir intiba uyandıracaktır. Zira bir Türkmen yukarıda özetlenen durumu çok güzel bir şekilde dile getirmiştir:” …Orada tarlarımız var evlerimiz var, gidelim, evlerimizi görelim. Evlerimiz gitmiş, yeter ki savaş bitsin, durum düzelsin, gider çadır kurarız. Memleketim güzel, yabancılık nereye gitsen zor[14]
  • Irak Anayasası’nın tartışmalı 140’ıncı maddesine yönelik yeni bir düzenleme yapılmasının önü açılmalıdır. Irak’ta özellikle son elli yıldır demografik yapısı değiştirilen veya değiştirilmesi istenilen bölgeler bir zamanlar Türkmenlerin çoğunluk olduğu şehirler veya bölgelerdir. Irak Anayasası’nın 140. Maddesi ile Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde (Diyala, Musul ve Salahaddin) eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin dönemi ve 2003 sonrası yaşanan demografik değişiklik durumu normalleştirilerek, nüfus sayımı yapılması ve daha sonra bu bölgelerin statüsü için referanduma gidilmesi ön görülmüştür. Bu sürecin 2007 yılına değin tamamlanması gerekiyordu. IKBY yöneticileri Kerkük’ün statüsünün belirlenmesi için 140. Maddenin uygulanması gerektiğini savunurken, Türkmen ve Araplar bu talebe karşı çıkmaktadır. Bölgede son yıllarda yaşanan demografik değişim göz önüne alındığında Türkmenlerin bu konuda haklı olduğu söylenebilir.
  • Türkiye’nin Irak’taki Türkmen varlığına dair tarihi kazıları ve araştırmaları kesinlikle desteklemesi gerekmektedir. Irak’taki Türkmen varlığının neredeyse 1000 yıllık bir geçmişe sahip olduğu unutulmamalıdır. Türkmenlerin Irak’taki varlığını inkâr etmek veya önemsizleştirmek için bazı çevreler, Türkmenlerin Osmanlı yönetimiyle birlikte geldiğini ima etmektedir. Oysa Irak’taki Türkmenler, Çağrı ve Tuğrul Beyler döneminde Türkmeneli’ne yerleşmeye başlamış Türk topluluklarının bakiyeleridir. Geçen yıl Telafer’i ziyaret eden bir İtalyan kazı ekibini bile bölgede yaşayan Türkmenler sevinçle karşılamışlardır.[15] Oysa bu tür çabaların Türk kamu kurumları ve üniversiteleri tarafından yürütülmesi, Türkmenleri çok daha fazla mutlu edecektir. IŞİD tarafından tahrip edilen Telafer Kalesi’nin Türkmenler için sembolik bir anlamı bulunmaktadır. Telafer Kalesi ve çevresindeki arkeolojik alanların Türkiye tarafından restore edilmesi, Türkmenler tarafından sevinçle karşılanacaktır.

Fotoğraf-2: Türkmenli bayrağı.

Kaynak: https://www.orsam.org.tr/tr/irakta-hukumet-kurma-sureci-ve-turkmenlerin-durumu/ (Erişim Tarihi: 02/07/2023).

  • Türkmenlerin Türkmeneli’ne dönmesi tek başına yeterli değildir. Türkiye’nin, geri dönüş sonrasında da Türkmenleri iktisadi ve politik düzlemde desteklemeye devam etmesi gerekmektedir. TİKA ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı öncülüğünde eğitim, spor ve kültür alanlarında birçok projenin geliştirilmesi, geri dönen Türkmenlerin ise Irak’taki yaşama yeniden uyum sağlayabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması zaruridir. Mesela geri dönen Türkmenlerin Türkiye’deki çocukları Arapça bilmemektedir. Ancak Irak’ın resmi dili Arapça olduğu için Türkmen çocuklarının uyum sorunu yaşaması son derece olası bir durumdur. Çünkü çoğu kamu hizmetlerine erişebilmeleri için Arapça öğrenmeleri olmazsa olmaz bir koşuldur.
  • Türkiye, belki kısa vadede olmasa bile, uzun vadede hem Türkmenleri ve tarihi iddialarını koruyabilmek hem de PKK saldırılarını engelleyebilmek için Telafer’de bir askeri üs kurabilir. Türkiye’nin son yıllarda geliştirdiği insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçlarıyla (SİHA) eskiden PKK’nın kontrol ettiği alanların büyük bölümünü temizlediği ve Irak’ın 40 kilometre güneyine inerek denetimi ele geçirdiği ifade edilmektedir.[16] Bu nedenle, PKK’nın daha da güneye inerek Telafer’e yakın bölgelere yerleştiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da dile getirilmiştir.[17] Türkiye’nin uzun süreli stratejik amaçlarından bir diğeri, Telafer’de askeri üs kurmak olmalıdır.
  • Türkiye ile Irak arasındaki tüm ilişkilerin Habur Sınır Kapısı’ndan sürdürülmesi, Türkiye’nin özellikle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY’e) bağımlılığını arttırmıştır. Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız tarafından 2018 yılında verilen bir demeçte “Kuzeydeki (IKBY) gelişmeler (referandum) bize şunu gösterdi; Türkiye ve Irak tek kapıyla yetinmemeli” ifadesine yer verilmiştir.[18] Bu çok önemliydi, ancak maalesef dikkate alınmadı. ITC, neredeyse yirmi yıldır Türkiye’nin Irak ile ticari faaliyetlerini daha sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için Türkmen nüfusunun yoğun yaşadığı Telafer yakınlarında bir sınır kapısı açması gerektiğini savunmaktadır.[19] Türkiye’nin Irak Hükümeti ile anlaşarak, IKBY’nin de Türkiye’nin Irak ile ilişkilerindeki tekelini kırmak adına Telafer yakınlarında bir sınır kapısı açması gerektiği düşünülmektedir. Böylesine bir sınır kapısı ticari faaliyetleri pekiştireceği için bölgeye bir canlılık getirerek Türkmenlerin geri dönüş sürecini de hızlandıracaktır.

Türkiye, Irak’taki Türkmen varlığını ve tarihi nüfuz iddialarını korumak üzere daha önce defalarca ikaz edilmiştir. Mesela Ümit Özdağ ve Nevin Yazıcı tarafından 2014 yılında kaleme alınan bir bildirgede Türkiye tarafından atılması gereken adımlar şu şekilde sıralanmıştır:

  • Türkmenlerin üçüncü millet olarak kabul ettirilmesi,
  • Türkmen bölgelerine özel bir bütçe tahsis edilmesi,
  • Devlet kademelerinde Türkmenlere eşit haklar tanınması,
  • Türkmen yerleşim yerlerinin etnik yapısının değiştirmeye yönelik eylemlere karşı gerekli önlemlerin alınması,
  • İhtilaflı konuların Arap, Kürt, Türkmenlerden oluşacak ortak heyetlerle çözülmesi ve gasp edilen malların iadesi,
  • 2013‟te çıkarılan Resmî Diller Yasası’nın geliştirilmesi ve alfabe seçme hakkı tanınması,
  • Yine 2013 yılında Irak Merkezî Hükümeti Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı ve Tuzhurmatu ile Telafer’in vilâyet olmasıyla ilgili kanunun uygulanması,
  • Sünni Tükmenlerle Şiî Türkmenlerin barışmasının sağlanması,
  • Telafer’den göç edenlerin geri dönüşünün mümkün kılınması,
  • Telafer’e ekonomik ve sosyal yardımların arttırılması,
  • Telafer’in sürekli ülke ve dünya kamuoyu gündeminde tutulması,

TİKA’nın alt yapıdan üst yapıya kadar Telafer’e el atması.[20]Bu yazının yazarı tarafından dile getirilen bazı öneriler ile Ümit Özdağ ve Nevin Yazıcı tarafından dile getirilen hususların benzerlik taşıması son derece normaldir. Çünkü, Türkiye’nin en başından beri atması gereken bazı adımlar mevcuttu. Maalesef Türkiye bu noktada sessiz kalmayı ve pasif bir tutum takınmayı tercih etti. Ümit Özdağ’ın siyasi kişiliği ya da tercih ettiği yöntemler bir tarafa bırakılacak olursa, yukarıda sıralanan strateji ve yöntemler, gerçekten de Türkiye’nin elini oldukça kolaylaştırabilirdi. Ancak özellikle 2014-2016 arasında yaşanan kanlı savaş ve Türkmenlerin Türkmenli’ni terk etmek zorunda kakması, Türkiye’yi çok daha güç bir durumda bırakmıştır. Ümit Özdağ ve Nevin Yazıcı tarafından dile getirilen önerilerin bazıları bugün için bile geçerlidir. Mesela Türkmen bölgelerine özel bütçe ayrılması ve TİKA’nın Türkmenli’ndeki pozisyonun güçlendirilmesi, Türkiye tarafından acilen hayata geçirilmelidir. Belki hataların kabul edilmesi, daha isabetli politikaların yürütülmesi ve yeni stratejilerin geliştirilmesi bakımından ilk adım olabilir.

Fotoğraf-3: Irak Türkmen Cephesi’nde başkanlığı tartışmalara neden olan Hasan Turan.

Kaynak: https://www.trthaber.com/haber/dunya/hasan-turan-yeniden-irak-turkmen-cephesi-baskani-oldu-682231.html (Erişim Tarihi: 02/07/2023).

III. İkinci Seçenek: Türkiye’nin Irak’taki Nüfuz İddialarından ve Türkmenlerin Varlığını Korumaktan Vazgeçmesi

İkinci seçenek maalesef Türkiye’nin özellikle 2011 sonrası uyguladığı ve eleştirilmesi gereken politikalar nedeniyle görmezden gelinemeyecek bir ihtimal daha mı var sorusunun ciddiyetle tartışılması gerekmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Bir ihtimal çerçevesinde değerlendirmek durumunda kaldığımız bu seçenek çerçevesinde Türkiye eğer Türkmenlerin geri dönüşünü sağlamayacak, özellikle Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) ile yakın ilişkilerini Türkmenleri feda ederek ilerletecek ve Irak’ta Türkmen nüfuzunu koruma politikasından çıkmayı planlıyorsa en azından Türkiye’ye gelmek durumunda kalan Türkmenleri korumak amacıyla bu yazıda tartışılacaktır. Yazının yazarı başta da belirttiğim gibi Türkiye’nin birinci seçeneği izlemesini desteklemekte ve buna yönelik stratejik öneriler yapmaktadır. Ancak, ikinci seçenek bir politika haline geliyorsa, o zaman da Türkmenlerin korunması adına bazı öneriler yapma gereği hasıl oluştur. Bu çerçevede, Türkiye’nin Irak Türkmenlerine yönelik atması gereken somut adımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Géraldine Chatelard Türkiye’nin göç politikasının ortak etnisite temeline dayandığını söylemekte ve Türkiye’nin Avrupa dışındaki ülkelerden gelen sığınma taleplerini kabul etmemekle birlikte soydaş olarak gördüğü Türkmenlere vatandaşlık veya en azından ikamet haklarına erişim tanıdığına dikkat çekmiştir.[21] Ancak Irak’tan Türkiye’ye son göç dalgasıyla gelen Iraklı Türkmenlere aynı dönemde Türkiye sınırından geçiş yapan diğer tüm Iraklı mültecilere verilen “insani ikamet izni” verilmiş, etnisite temelli bir ayrıcalık sağlanmamıştır.[22] Türkiye’nin öncelikle bu konuda bir öz eleştiri yapması gerektiği düşünülmektedir. Özellikle son yirmi yıl içerisinde Avrupa Birliği’ne uyum süreci esnasında kabul edilen ve uygulanmaya başlanan göç müktesebatı, Türkiye’nin kendi gerçekleriyle uyum değildir. Türkiye’nin yeniden Türk soylulara yönelik bazı avantajlar ve kolaylıklar sağlayan bir mevzuat benimsemesi gerektiği düşünülmektedir. Türk topluluklarının yaşadığı siyasi ve kültürel baskılar göz önüne alındığı vakit, en azından Türk toplumları açısından Türkiye’nin “güvenli bir liman” işlevini de üstlenmesi gerekmektedir. Elbette Türkiye’nin bu noktada da belirlemesi gereken bazı kriterler olmalıdır. Ancak ortak kimlik temeline dayanan bir göç politikası AB’ye de yabancı değildir. Mesela Almanya, Yunanistan ve Finlandiya’daki bazı uygulamalar, bu yönden Türkiye’ye de örnek olabilir. Türkiye’nin de başta Irak Türkmenleri olmak üzere, hassas durumdaki kimi Türk toplulukları için ayrı bir mevzuat oluşturması ve uygulaması gerektiği düşünülmektedir. Böyle bir uygulama AB’ye uyumlu göç mevzuatı değiştirilmeden de yapılabilir.
  • Her türlü maddi ve manevi olanak sağlandıktan sonra Türkmeneli’ne dönmek istemeyen Türkmenlere “Türk Soylu” statüsü verilebilir. Mesela bir Türkmen “Ben Irak’a dönmek istemiyorum. Orada hep savaş ve gözü yaşı var. Burada huzur bulduk. Ondan dolayı Türkiye’de kalmak istiyorum. Vatandaşlık verilirse vatandaş olmak istiyorum. Savaş bitse de oraya gitmem. Gelecekte çocuklarımın işleri güçleri yerinde olsun başka bir şey istemiyorum.” ifadelerini kullanmıştır.[23] Yunanistan, Almanya ve Finlandiya gibi bazı devletler, kendi vatandaşları ile aynı soydan olan yabancılardan ikamet ve çalışma izni aramayarak vatandaşları ile eşit şartlarda çalışmalarını sağlamaktadır.[24] Mesela Finlandiya Yabancılar Kanunu’nda Sovyetler Birliği’nden gelen Fin kökenlilere süreli ikamet izni verilmesi özel olarak düzenlenmiştir.[25] Benzer şekilde Türkmenlerin de Osmanlı İmparatorluğu’nun bakiyesi olduğu göz önünde bulundurularak özel bir düzenleme yapılabilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bakiyesi Türkçe konuşan topluluklara veya Türk toplumlarına yönelik özel bir düzenleme yapılmalıdır. Üstelik bir Türkmen ailenin PİTGEM’e verdiği bir röportajda, Türkmenlerin en öncelikli talebinin sigorta işlerinin kolaylaştırılması olduğu görülmektedir.[26] Başka bir Türkmen ise ““Burada daha düşük ücretle ve kaçak çalışıyorlar, o yüzden sıkıntı oluyor. Birçoğunun paraları ödenmiyor” diyerek işgücü piyasasının aleyhlerine olduğunu ifade etmiştir.[27] Irak Türkmenleri, Türkiye’de kayıtlı ekonomi içerisindeki yerlerini almak istemektedir.
  • Irak Türkmenleri ’ne Türk vatandaşlığını seçme hakkı da sunulabilir. Nitekim Irak Anayasası ve 2006 tarihli Irak Vatandaşlık Kanunu çifte vatandaşlığa olanak sağlamaktadır. Yani Türkmenlerin vatandaşlık yönünden herhangi bir hak kaybı yaşamayacağı ortadadır. Irak’taki neredeyse tüm akrabaları katledilen, milisler veya peşmergeler tarafından ölümle tehdit edilen, her türlü zulme uğrayan kimi Türkmenler ne pahasına olursa olsun Türkiye’de kalmak istemektedir. Belki de yumuşak bir geçiş için ya da aşamalı bir dönüş için farklı ihtimaller de değerlendirilebilir. Lakin Türkiye’de yaşayan Irak Türkmenlerini görmezden gelmek veya sağlıklı bir hukuki statüye sokamamak, Türkmenlerin temel hizmetlere erişimini güçleştirmektedir. Birçok Türkmen, insani ikamet izni çerçevesinde Türkiye’de bulunduğu için sadece bu izin çerçevesinde, mevzuat ile belirlenmiş sınırlar doğrultusunda ve sadece en temel hizmetlere erişebilmektedir. Eğer iktidara göre Türkmenlerin geri dönmesine yönelik esaslı ve sistemli bir strateji, Türkiye’nin hem ulusal çıkarları ile hem de uzun soluklu politikaları ile çelişmekte ise, o zaman bu insanların Türkiye’deki yaşamlarını zorlaştırmak doğru değildir.
  • Türkiye’de yaşayan kalabalık Iraklı Türkmenlere yönelik sistematik bir yardımdan söz edebilmek oldukça zordur. Iraklı Türkmenlere yardım eden kuruluşların başında Ülkü Ocakları ve Irak Türkmenleri Derneği gelmektedir.[28] Ancak bu yardımların daha fazla sivil toplum örgütlerinin eliyle yürütülemeyeceği açıktır. Dini eğilimleri bilinen bazı vakıflar ve dernekler de Türkmenlere yardım etmektedir. Ancak bu tarz vakıflar, özellikle Türkmenleri kendilerine bağımlı kılmakta ve Türkmenler bu vakıfların isteği doğrultusunda hareket etmeye zorlanmaktadır. Devletin bu konuda ciddi tedbirler alması gerektiği düşünülmektedir. Mesela Demetevler/Ankara’da bulunan Sami Efendi Vakfı’nın özellikle Demetevler’de ikamet eden Türkmenler üzerinde çok ciddi bir etkisi olduğu iddia edilmektedir. Vakıfların ve derneklerin “mahalle baskısı” kurma konusunda ne kadar tecrübeli yapılar olduğu hepimizin malumudur. Türkiye’ye yerleşmek zorunda kalan ve hassas dönemlerden geçmiş Türkmenlerin dini hassasiyetlerinin ya da milliyetçi hislerinin herhangi bir şekilde istismar edilmemesi gerekmektedir. İlçe belediyeleri, büyükşehir belediye başkanlıkları, il özel idareleri, ilçe özel idareleri, Kızılay vb. kamu kuruluşları ve vakıflar aracılığıyla yerel düzlemde Türkmenlere yapılan yardımlar devletin kontrolü altında devam ettirilmelidir. Türkmenlere yönelik ulusal düzeyde yapılması gereken yardım faaliyetleri ise İçişleri Bakanlığı ya da Cumhurbaşkanlığı’nın uygun göreceği ve taşra teşkilatı bulunan bir başka kamu kurumu tarafından yürütülmelidir. Devletin Türk vatandaşlara da sağladığı sağlıkla alakalı durumlarda yapılan yardımlar Telaferli Türkmenlere de yapılmaktadır.[29]

Fotoğraf-4: 2021 yılında Türkiye’yi kasıp kavuran orman yangınlarını söndürebilmek için gönüllü olmuş Türkmenler

Kaynak: https://www.haberturk.com/eskisehir-haberleri/89569939-irak-turkmenleri-yangin-bolgelerine-destek-icin-hazirirak-turkleri-kultur-ve-yardimlasma (Erişim Tarihi: 02/07/2023).

  • Iraklı Türkmenlerin kabulünde “Türk soylu olmak” önemli bir rol oynamış olsa da geçici olduğu düşünülen bu kişilerin kalış süresi uzadıkça, mülteciler yerel halk tarafından “kaynaklara haksız bir şekilde ortak olan”, “mahallede huzursuzluk yaratan”, “çalışmayı sevmeyen”, “tembel” kişiler olarak etiketlenmeye başlanmıştır. [30] Kısacası Iraklı Türkmenler, Türkiye’de bile yaşıyor olsalar, yabancı düşmanlığına maruz kalabilmektedir. Bu noktada toplumun kesinlikle bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Gerekirse Iraklı Türkmenlerin yoğun şekilde yaşadığı mahallelerde, çeşitli kamu kurumlarının, Türkmen derneklerinin, Türk Ocağı’nın, sivil toplum örgütlerinin ve belediyelerin öncülüğünde Iraklı Türkmenleri ve yerli mahalle sakinlerini yakınlaştıracak projeler ve etkinlikler düzenlenmelidir. Iraklı Türkmenler savaş koşullarından kaçtıkları için yerel halk onlara “merhamet” ve “konukseverlik” göstermekte, “ülkelerindeki savaş bitinceye dek” Türkiye’de kalmalarında herhangi bir sakınca olmadığını düşünmektedir.[31] Aslında Türk toplumu, Iraklı Türkmenlerin tam olarak nasıl bir cehennemden kaçtığını bilmemektedir. Türk toplumunu bilinçlendirmek adına Iraklı Türkmenlerin son yıllarda nasıl sistematik bir zulme maruz bırakıldığı iyice anlatılmalıdır. Türkmeneli’nin demografik yapısının neden ve kimler tarafından değiştirilmek istendiğini bilmeden Irak Türkmenlerini “ülkeleri için savaşmaktan kaçan” kitleler şeklinde tahayyül etmek çok kolaydır. Oysa kimi Türklerin Irak’ta yaşayan Türkmenlerden ve Türkmeneli’nden bihaber oldukları anlaşılmaktadır. Mesela bir araştırmadaki Türkmen katılıcılardan biri “Çok tanımıyorlar. Neresi diyorlar 6 senedir. Komşularımıza anlatıyoruz. Suriyeliler daha çok biliniyor. Biz Irak’lıyız, Türkmeniz, bunlardan haberleri yok gibi. Biz onlara yaklaşmaya çalışıyoruz, bazen yemek götürüyorum ama onlar yaklaşmıyorlar. Bu da bizi üzüyor. Yabancı gözüyle görüyorlar.” diyerek duygularını ifade etmiştir.[32]
  • Arapça ve Türkçe arasındaki tercüme faaliyetlerinde özellikle Irak Türkmenlerinden istifade edilmelidir.
  • Iraklı Türkmenlerin çalışma izni alması kolaylaştırılmalıdır. Yukarıda da ifade edildiği gibi Fin veya Alman mevzuatı bu konuda Türkiye’ye örnek teşkil edebilir. Türkiye, söz konusu ülkelerdeki uygulamaların olumlu ve olumsuz yönlerini analiz ederek, Türkmenlerin ve Türkiye’nin istifade edebileceği bir biçimde kullanabilir. Türkmen istihdam eden firmalara yönelik ek teşvikler veya vergi muafiyetleri sağlanabilir. Mesela Irak’ta faaliyet gösteren Türk firmalarının hem merkez ofislerinde hem de Irak’ta Türkmen istihdam etmelerine yönelik farklı stratejiler de geliştirilebilir.
  • Türkmenlerin en mustarip olduğu konulardan birisi de Türkiye’de Türkmenlerin diploma denkliğinin tanınmamasıdır. Türkmenler arasındaki eğitimli bireyleri kazanmak ve uyum sürecinin hızlanabilmesi için diploma denkliği tanınmalıdır. Ayrıca üniversiteden mezun olamadan Türkiye’ye sığınmak zorunda kalmış Türkmenlerin lisans diplomasına kavuşmaları teşvik edilmelidir. Bir Türkmen “Üniversite konusunda sıkıntı oluyor. Burada üniversiteye girmek için kontenjan kazanmak lazım. Yabancı için belli kontenjan var. Suriyeli daha çok alıyorlar. Telaferli için bir kontenjan yok.”[33] ifadesinde belirttiği gibi Telaferli Türkmenlerin Türkiye’deki üniversitelerde eğitim almalarına ilişkin prosedürlerden kaynaklı sorunlar yaşadığı görülmektedir.
  • Irak Türkmenleri Türkiye’de kalsalar bile Türkmeneli ve Irak ile olan bağlarının sürdürülmesi kesinlikle desteklenmelidir.
  • Irak’taki şartlar düzelse dahi Türkmeneli’ne dönmek istemeyen, savaşlardan ve çatışmalardan çok ciddi şekilde etkilenmiş, bilfiil işkence görmüş birçok Türkmen bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye’nin özellikle savaştan çok ciddi bir şekilde etkilenmiş kadınlara, gençlere ve çocuklara yönelik psikolojik yardım projelerini hayata geçirmesi veya desteklemesi gerektiği düşünülmektedir.
  • Türk toplumu ile Türkmenler arasında uyum arttırıcı çeşitli projeler yürütülmelidir. Türkler ile Türkmenler arasındaki kültürel alışverişin geliştirilmesi, komşuluk ilişkilerinin iyileştirilmesi, Türkçe okur-yazarlığın yaygınlaştırılması, Türkmen kadınlarının meslek edinmesi vb. konularla ilgili birçok projenin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca özellikle kadınlara yönelik meslek edindirme kurslarının Türkmenlerin yoğun olarak ikamet ettiği her mahallede açılması gerektiği düşünülmektedir. Özellikle Türkmen kadınların Türk toplumu ile entegrasyonunu hızlandıracak çalışmalar yürütülmelidir.

Fotoğraf-5: Eskişehir’de ikamet eden ve depremzedelere yardıma giden Türkmenler.

Kaynak: https://www.karamanhabercisi.com/eskisehirde-yasayan-irak-turkmenleri-yardim-icin-gittikleri-afet-bolgesinde-dondu-64413h.htm (Erişim Tarihi: 02/07/2023).

 IV. Sonuç

Bu yazının yazarı, Türkmenlerin öncelikli olarak Türkmeneli’ne dönmesini ileri sürmekte ve Türkiye’nin bu konuda elinden gelen çabayı sarf etmesi gerektiğine inanmaktadır. Yanlış diplomatik tutum (özellikle Ahmet Davutoğlu etkisi) ile 2011 sonrası sebep olduğu mezhepçi kamplaşma, ümmetçilik ile nüfuz yaratabileceği inancı, IŞİD’i kullanma hevesi, İhvancılık gibi tutumlar nedeniyle Türkiye 2014-2016 arasında IŞİD’den Türkmenleri koruyamamıştır. Türkiye, bu konudaki yanlışlığı sonucu aciz kalmış ve buna müteakiben Türkmenleri koruyabilmek için yapılabilecek tek şeyi yapmış ve sınırları açmak durumunda kalmıştır. Türkmenleri mağdur etmemek adına sınırları açan Türkiye, özellikle 2017’den itibaren Irak’taki konjonktürel dönüşümün hem Türkiye hem de Irak Türkmenleri için ne kadar tehlikeli olduğunun farkındadır. Keza Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2016 senesinin sonuna doğru yapılan bir konuşmada “…Musul, Musul’un kuzeyinde Telafer ve Sincar. PKK şimdi Kandil’in yanında yeni bir adım daha atıyor. Nedir bu adım? Sincar’ı da kendisi için aynen Kandil gibi bir terör bölgesi yapmak istiyor. Sincar Dağlarından bize saldırı gibi bir havası var. Telafer de bizim için sıkıntılı bir yer ve orada aslında 400 bin Türkmen var. Yarısı Şia, yarısı Sünnî, ayrı bir mesele… Ama şu anda öyle bir tehdit sebebiyle boşalma var ki 60 bine düştü. Buraları bizim kontrol altına alıp yeniden buraların sahiplerini tekrar buralara da döndürüp iskân etmemiz lazım”[34] Türkiye’nin güvenliği için Telafer’in ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Her ne kadar Türkmenlerin mezheplerine yönelik yapılan atıf, dil sürçmesi değilse bile, büyük bir talihsizliktir. Türkmenlerin Irak’taki varlığı Türkiye’nin sadece nüfuzu tarihi iddiaları bakımından değil aynı zamanda ülkemizin güvenliği açısından da oldukça mühim bir mahiyet arz etmektedir. 2019 yılında ITC’nin Türkiye temsilcisi tarafından yapılan bir açıklamaya göre, Telafer’den ayrılan Türkmenlerin sadece %35’inin kente geri dönebildiği söylenmiştir.[35] Telafer ve Türkmenli, hem Türkiye’nin tarihi nüfuz iddialarının korunabilmesi hem Türkmen varlığının sürdürülmesi hem de Türkiye’nin güvenliği açısından son derece önemli bir bölgedir.

Eğer Türkiye’nin Irak politikasında Türkmenler öncelikli yerlerini kaybettilerse, Türkiye’nin özellikle IKBY ile Barzani ailesi ile sürdürdüğü ilişkilerin ulusal çıkarlar açısından daha öncelikli olduğu düşünülüyorsa, en azından Türkiye’de kalan/kalacak Türkmenlerin topluma uyum sağlaması, birçok kamu hizmetine rahatça erişebilmesi, “kaçak” durumundan çıkabilmesi için bazı tedbirlerin alınması gerektiği düşünülmektedir. Ancak her hâlükârda, Türkmenler Türkiye’de kalacak bile olsalar, Türkmenlerin Irak ve Türkmeneli’nde kalan akrabaları ile bağlarının kopmaması çok önemlidir. Türkiye’nin şimdiye kadar attığı bazı adımlar, Türkiye’deki Irak Türkmenleri’nin kendi anayurtlarına döndürülmesinden, zımnen bile olsa, vazgeçildiğini göstermektedir. Bu noktada, Türkiye’nin en azından Türkmenlere yönelik bir vicdan borcu olduğu düşünülmektedir. Yakın zamanda anavatanlarına dönme ihtimali bulunmayan Ahıska, Doğu Türkistan ve Kırım Türkleri’ne tanınmış bulunan “Türk soylu” statüsü, muhakkak Irak Türkmenleri’ne de sağlanmalıdır. Birçok Türkmen, çok ağır koşullar altında çalışmakta ve geleceğe dair hiçbir plan kuramamaktadır.

Türkmenler, Türkiye’ye minnettardır. Yaşam ile ölüm arasındaki ince bir çizgide hayatta kalma mücadelesi verirlerken, Türkiye’nin sınır kapılarını onlara açması bile cennetin kapılarının açılması gibi tahayyül edilmiştir. PİTGEM’de yayınlanan bir röportajdan da belirtildiği üzere Türkmenlerin ne Türkiye’den ne de Türk milletinden, genel anlamıyla, bir talep veya istekleri bulunmamaktadır.[36]  Eğer Türkiye Irak’taki tarihi nüfuz iddialarını sürdürmekten ve Irak Türkmenlerinin nüfusunu korumaktan vazgeçtiyse, bu kanaatkâr insanların hayatlarını biraz olsun kolaylaştırmak vicdani bir sorumluluktur. Irak Türkmenleri, bölgesel yardımlardan tutun ülkemizin yaşadığı deprem felaketlerine değin her türlü doğal afette, sergiledikleri tutum ve gösterdikleri özveriyle Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olduklarını göstermişlerdir.


DİPNOTLAR:

[1] Adil Sakran Zine El Abidin, Birleşik Devlet Modeli Olarak Irak Uygulaması, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ocak-Şubat 2017, S. 18, s. 160.

[2] ORSAM, “Irak Anayasası ve Türkmenler”, 17 Mart 2009, https://www.orsam.org.tr/tr/irak-anayasasi-ve-turkmenler/ (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[3] Haydar Karaalap, “Irak Yönetiminden, Kerkük’te Türkmenceyi Kısıtlama Kararı”, Anadolu Ajansı, 1 Mart 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/irak-yonetiminden-kerkuk-te-turkmenceyi-kisitlama-karari/2834610 (Erişim Tarihi: 25/06/2023).

[4] Dışişleri Bakanlığı, “No: 63, 1 Mart 2023, Irak Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği’nce Alınan Karar Hk.”, 1 Mart 2023, https://www.mfa.gov.tr/no_-63_-irak-bakanlar-kurulu-genel-sekreterligi-nce-alinan-karar-hk.tr.mfa#:~:text=Irak%20Bakanlar%20Kurulu%20Genel%20Sekreterli%C4%9Fi’nce%20al%C4%B1nan%20bir%20kararla%2C%20Kerk%C3%BCk,temel%20haklar%C4%B1n%C4%B1n%20ihlalini%20te%C5%9Fkil%20etmektedir (Erişim Tarihi: 25/06/2023).

[5] Haydar Karalap, “Irak Hükümeti Kerkük’teki Resmi Dillere Türkmence’yi Yeniden Ekledi”, Anadolu Ajansı, 2 Mart 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/irak-hukumeti-kerkukteki-resmi-dillere-turkmenceyi-yeniden-ekledi/2834789 (Erişim Tarihi: 25/06/2023).

[6] Mohammad Tahsin Gökkaya, “Irak Türkmenleri Ne Durumda?”, Fikir Turu, 03 Nisan 2023, https://fikirturu.com/insan/irak-turkmenleri-ne-durumda (Erişim Tarihi: 24/06/2023).

[7] Independent Türkçe, “Irak Türkmenleri gözden kayboluyor: Doğum oranının düşüşünden pişmanlar mı?, 19 Mayıs 2019, https://www.indyturk.com/node/33096/d%C3%BCnya/irak-t%C3%BCrkmenleri-g%C3%B6zden-kayboluyor-do%C4%9Fum-oran%C4%B1n%C4%B1n-d%C3%BC%C5%9F%C3%BC%C5%9F%C3%BCnden-pi%C5%9Fmanlar-m%C4%B1 (Erişim Tarihi: 25/06/2023).

[8] Irak Türkmen Cephesi, Türkmeneli’ne Gönüllü Geri Dönüş Projesi, 31 Mayıs 2023,

http://itcturkiye.org/itc-turkiye-temsilciligi-organizasyonu-ile-yurutulen-turkmeneline-gonullu-geri-donus-projesi-kapsaminda-musul-ve-telafere-donecek-turkmen-aileler-ile-bir-araya-gelindi (Erişim Tarihi: 25/06/2023).

[9] Ali Mukarrem Garip, “Telaferli Türkmenler Irak’a Dönmeye Devam Ediyor”, Anadolu Ajansı, 2 Nisan 2019, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/-telaferli-turkmenler-iraka-donmeye-devam-ediyor/1440664 (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[10] Anadolu Ajansı, “Telafer’e Dönüş Başladı”, 13 Şubat 2018, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/telafere-donusler-basladi/1062103 (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[11] Ali Mukarrem Garip, “Telaferli Türkmenler Irak’a Dönmeye Devam Ediyor”, Anadolu Ajansı, 2 Nisan 2019, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/-telaferli-turkmenler-iraka-donmeye-devam-ediyor/1440664 (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[12] Ali Makram Ghareeb, “Telafer’de DEAŞ’ın Tahrip Ettiği Yüzlerce Ev Onarılmayı Bekliyor”, Anadolu Ajansı, 28 Ocak 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/telaferde-deasin-tahrip-ettigi-yuzlerce-ev-onarilmayi-bekliyor/2125817 (Erişim Tarihi: 2/06/2023).

[13] Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Bölgemizin Bütün Terör Örgütlerinden Arındırılmasını Hedefliyoruz”, 1 Kasım 2017, https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/86184/cumhurbaskanligi-sozcusu-kalin-bolgemizin-butun-teror-orgutlerinden-arindirilmasini-hedefliyoruz (28/06/2023).

[14] Necmettin Beyaz, Türkiye’ye Sığınan Irak Türkmenlerinin Sosyal Hayata Uyumlarının İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep, 2019, s. 78-79.

[15] KirkukNow, “İtalyan kazı heyeti Telafer’de, Türkmenler umutlu!”, 26 Haziran 2022, https://kirkuknow.com/tr/news/68399 (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[16] Şarkul Avsat, “Türkiye, Irak’a Büyük Darbe Vurmak İçin Gözünü Irak’ın Daha Güneyine Dikti: Telafer’de Askeri Üs Kurmak Mümkün müdür?”, 24 Şubat 2021, https://turkish.aawsat.com/home/article/2825596/t%C3%BCrkiye-pkkya-b%C3%BCy%C3%BCk-darbe-vurmak-i%C3%A7in-g%C3%B6z%C3%BCn%C3%BC-irak%C4%B1n-daha-g%C3%BCneyine-dikti (Erişim Tarihi: 01/07/2023).

[17] Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, “Türkiye’nin Yeni Güvenlik Konsepti” Konferansında Yaptıkları Konuşma, 22 Kasım 2016, https://www.tccb.gov.tr/konusmalar/353/61114/turkiyenin-yeni-guvenlik-konsepti-konferansinda-yaptiklari-konusma.html (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[18] Haydar Hadi, “Irak-Türkiye Arasında Yeni Sınır Kapısı İçin Heyet Ziyaretleri Yakında Başlayacak”, Haberler.com, 2 Nisan 2018, https://www.haberler.com/guncel/irak-turkiye-arasinda-yeni-sinir-kapisi-icin-heyet-10715886-haberi (Erişim Tarihi: 02/07/2023). Röportajın aslı için bknz: https://www.dailymotion.com/video/x6h7hi3

[19] Nevin Yazıcı & Ümit Özdağ, “Irak’ta Direnen Bir Türkmen Kenti: Telafer”, Irak Coğrafyasında Türk Varlığı ve Kültürü Sempozyumu, BEÜ Yayınları, Bilecik 2014, s. 220.

[20] Nevin Yazıcı & Ümit Özdağ, “Irak’ta Direnen Bir Türkmen Kenti: Telafer”, Irak Coğrafyasında Türk Varlığı ve Kültürü Sempozyumu, BEÜ Yayınları, Bilecik 2014, s. 224-227.

[21] Çiğdem Manap Kırmızıgül, Komşudan Yabancıya, Misafirden Mülteciye: Yerel Halkın Gözünden Türkiye’de Mülteciler, Nüfus Bilim Dergisi, S. 41, 2019, s. 86.

[22] Çiğdem Manap Kırmızıgül, Komşudan Yabancıya, Misafirden Mülteciye: Yerel Halkın Gözünden Türkiye’de Mülteciler, Nüfus Bilim Dergisi, S. 41, 2019, s. 86.

[23] Necmettin Beyaz, Türkiye’ye Sığınan Irak Türkmenlerinin Sosyal Hayata Uyumlarının İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep, 2019, s. 80.

[24] Salimya Ganiyeva, “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Hakkı ve Uygulamada Karşılaştıkları Sorunlar”, TBB Dergisi, 2018, S. 139, s. 268.

[25] Mustafa Cin, “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Özgürlüğü”, Mevzuat Dergisi, 2005, S. 88, https://www.mevzuatdergisi.com/2005/04a/06.htm (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[26] PİTGEM, Ankara’daki Türkmen Aileler ile Röportaj Serisi (Seri 1: Birinci Aile), 15 Mayıs 2023, https://pitgem.org/2023/05/ankaradaki-turkmen-aileler-ile-roportaj-serisi-seri-1-birinci-aile-irak-turkmenlerinin-sorunlari-ve-gelecek-planlari (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[27] Betül Ok Şehitoğlu&Murat Şahin, “Türkiye’ye Göç Eden Telafer Türkmenlerinin Gündelik Hayat Pratikleri ve Mekân Algısı: Ankara Örneği”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2022, S. 22/1, s. 111.

[28] Çiğdem Manap Kırmızıgül, Komşudan Yabancıya, Misafirden Mülteciye: Yerel Halkın Gözünden Türkiye’de Mülteciler, Nüfus Bilim Dergisi, S. 41, 2019, s. 93.

[29] Betül Ok Şehitoğlu&Murat Şahin, “Türkiye’ye Göç Eden Telafer Türkmenlerinin Gündelik Hayat Pratikleri ve Mekân Algısı: Ankara Örneği”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2022, S. 22/1, s. 111.

[30] Çiğdem Manap Kırmızıgül, Komşudan Yabancıya, Misafirden Mülteciye: Yerel Halkın Gözünden Türkiye’de Mülteciler, Nüfus Bilim Dergisi, S. 41, 2019, s. 89.

[31] Çiğdem Manap Kırmızıgül, Komşudan Yabancıya, Misafirden Mülteciye: Yerel Halkın Gözünden Türkiye’de Mülteciler, Nüfus Bilim Dergisi, S. 41, 2019, s. 90.

[32] Betül Ok Şehitoğlu&Murat Şahin, “Türkiye’ye Göç Eden Telafer Türkmenlerinin Gündelik Hayat Pratikleri ve Mekân Algısı: Ankara Örneği”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2022, S. 22/1, s. 103.

[33] Betül Ok Şehitoğlu &Murat Şahin, “Türkiye’ye Göç Eden Telafer Türkmenlerinin Gündelik Hayat Pratikleri ve Mekân Algısı: Ankara Örneği”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2022, S. 22/1, s. 104.

[34] Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, “Türkiye’nin Yeni Güvenlik Konsepti” Konferansında Yaptıkları Konuşma, 22 Kasım 2016, https://www.tccb.gov.tr/konusmalar/353/61114/turkiyenin-yeni-guvenlik-konsepti-konferansinda-yaptiklari-konusma.html (Erişim Tarihi: 28/06/2023).

[35] Mehmet Alaca, “Telafer’den Ayrılan Türkmenlerin Yüzde 30’i Bölgeye Dönebildi”, Anadolu Ajansı, 22 Şubat 2019, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/telaferden-ayrilan-turkmenlerin-yuzde-35i-bolgeye-donebildi/1398913 (Erişim Tarihi: 02/07/2023).

[36] PİTGEM, Ankara’daki Türkmen Aileler İle Röportaj Serisi (Seri 1: Birinci Aile), 15 Mayıs 2023, https://pitgem.org/2023/05/ankaradaki-turkmen-aileler-ile-roportaj-serisi-seri-1-birinci-aile-irak-turkmenlerinin-sorunlari-ve-gelecek-planlari (Erişim Tarihi: 01/07/2023).

KAYNAKÇA:

Adil Sakran Zine El Abidin, Birleşik Devlet Modeli Olarak Irak Uygulaması, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Ocak-Şubat 2017, S. 18, s. 159-168.

Ali Makram Ghareeb, “Irak’ta ekim ayında yapılacak seçimlere Türkmen partiler tek listeyle katılacak”, Anadolu Ajansı, 8 Nisan, 2021, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/irakta-ekim-ayinda-yapilacak-secimlere-turkmen-partiler-tek-listeyle-katilacak/2202370.

Ali Makram Ghareeb, “Telafer’de DEAŞ’ın Tahrip Ettiği Yüzlerce Ev Onarılmayı Bekliyor”, Anadolu Ajansı, 28 Ocak 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/telaferde-deasin-tahrip-ettigi-yuzlerce-ev-onarilmayi-bekliyor/2125817

Ali Mukarrem Garip, “Telaferli Türkmenler Irak’a Dönmeye Devam Ediyor”, Anadolu Ajansı, 2 Nisan 2019, https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/-telaferli-turkmenler-iraka-donmeye-devam-ediyor/1440664.

Anadolu Ajansı, “Telafer’e Dönüş Başladı”, 13 Şubat 2018, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/telafere-donusler-basladi/1062103.

Aposto, “Türkiye’ye Kuzey Irak Petrolü Cezası”, 28 Mart 2023, https://aposto.com/s/turkiyeye-kuzey-irak-petrolu-cezasi.

Bekir Aydoğan, “ IKBY Meclis Sekreteri Kahveci, Türkmenlerin Temsiliyetinin Arttırılması Gerektiği Söyledi”, Anadolu Ajansı, 09 Mart 2022, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ikby-meclis-sekreteri-kahveci-turkmenlerin-temsiliyetinin-arttirilmasi-gerektigini-soyledi/2528630.

Betül Ok Şehitoğlu&Murat Şahin, “Türkiye’ye Göç Eden Telafer Türkmenlerinin Gündelik Hayat Pratikleri ve Mekân Algısı: Ankara Örneği”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, 2022, S. 22/1, s. 85-118.

Can Acun, Kutluhan Görücü, Suriye Krizinde Göz Ardı Edilen Aktör: Türkmenler, SETA Perspektif, S. 224, 2018, https://setav.org/assets/uploads/2019/01/224.Perspektif-Suriye-Tu%CC%88rkmenleri.pdf.

Çiğdem Manap Kırmızıgül, Komşudan Yabancıya, Misafirden Mülteciye: Yerel Halkın Gözünden Türkiye’de Mülteciler, Nüfus Bilim Dergisi, S. 41, 2019, s. 84-102.

Dışişleri Bakanlığı, “No: 63, 1 Mart 2023, Irak Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği’nce Alınan Karar Hk.”, 1 Mart 2023, https://www.mfa.gov.tr/no_-63_-irak-bakanlar-kurulu-genel-sekreterligi-nce-alinan-karar-hk.tr.mfa#:~:text=Irak%20Bakanlar%20Kurulu%20Genel%20Sekreterli%C4%9Fi’nce%20al%C4%B1nan%20bir%20kararla%2C%20Kerk%C3%BCk,temel%20haklar%C4%B1n%C4%B1n%20ihlalini%20te%C5%9Fkil%20etmektedir.

Duygu Şerife Yıldırım, Suriye’den Türkiye’ye Göç Etmiş Türkmenler Üzerine Bir Araştırma, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türkiyat Araştırmaları Anabilim, Ankara, 2017.

Evrensel, “Neçirvan Barzani’den Erdoğan’a Yaptırım Yanıtı”, 27 Eylül 2017, https://www.evrensel.net/haber/333529/necirvan-barzaniden-erdogana-yaptirim-yaniti.

Fehmi Taştekin, Türkiye’nin yeni açmazı: ‘İyi’ Türkmen, ‘kötü’ Türkmen, Al Monitor, 29 Mayıs 2019, https://www.al-monitor.com/tr/contents/articles/originals/2019/05/turkey-iraq-new-conundrum-turkmens.html.

Gazete Duvar, “Kürdistan referandumunu destekleyen Türkmen vekile Türkiye’ye giriş yasağı”, 24 Mayıs 2019, https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2019/05/24/698041.

Göç ve Uyum Raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Mülteci Hakları Alt Komisyonu, Ankara, 2018, s. 152, https://asylumineurope.org/wp-content/uploads/2018/04/resources_goc_ve_uyum_raporu.pdf.

Gülbahar Altaş, “Irak Parlamento seçiminde Türkmenler ikiye bölündü: ITC dışındaki Türkmenler KDP’yi neden destekliyor?”, Independent Türkçe, 7 Ekim 2021, https://www.indyturk.com/node/420666/d%C3%BCnya/irak-parlamento-se%C3%A7iminde-t%C3%BCrkmenler-ikiye-b%C3%B6l%C3%BCnd%C3%BC-itc-d%C4%B1%C5%9F%C4%B1ndaki-t%C3%BCrkmenler-kdpyi.

Haydar Hadi, “Irak-Türkiye Arasında Yeni Sınır Kapısı İçin Heyet Ziyaretleri Yakında Başlayacak”, Haberler.com, 2 Nisan 2018, https://www.haberler.com/guncel/irak-turkiye-arasinda-yeni-sinir-kapisi-icin-heyet-10715886-haberi/

Haydar Karalap, “Irak Hükümeti Kerkük’teki Resmi Dillere Türkmence’yi Yeniden Ekledi”, Anadolu Ajansı, 2 Mart 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/irak-hukumeti-kerkukteki-resmi-dillere-turkmenceyi-yeniden-ekledi/2834789.

Haydar Karaalap, “Irak Yönetiminden, Kerkük’te Türkmenceyi Kısıtlama Kararı”, Anadolu Ajansı, 1 Mart 2023, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/irak-yonetiminden-kerkuk-te-turkmenceyi-kisitlama-karari/2834610.

Independent Türkçe, “Irak Türkmenleri gözden kayboluyor: Doğum oranının düşüşünden pişmanlar mı?, 19 Mayıs 2019, https://www.indyturk.com/node/33096/d%C3%BCnya/irak-t%C3%BCrkmenleri-g%C3%B6zden-kayboluyor-do%C4%9Fum-oran%C4%B1n%C4%B1n-d%C3%BC%C5%9F%C3%BC%C5%9F%C3%BCnden-pi%C5%9Fmanlar-m%C4%B1.

Irak Türkmen Cephesi, Türkmeneli’ne Gönüllü Geri Dönüş Projesi, 31 Mayıs 2023,

http://itcturkiye.org/itc-turkiye-temsilciligi-organizasyonu-ile-yurutulen-turkmeneline-gonullu-geri-donus-projesi-kapsaminda-musul-ve-telafere-donecek-turkmen-aileler-ile-bir-araya-gelindi/.

İlker Oğuz, Türk Soylular ve Türkiye’nin Politik Tutumu: Bölüm-2, PİTGEM, 24 Haziran 2023, https://pitgem.org/2023/06/turk-soylular-ve-turkiyenin-politik-tutumu-bolum-2/

KirkukNow, “İtalyan kazı heyeti Telafer’de, Türkmenler umutlu!”, 26 Haziran 2022, https://kirkuknow.com/tr/news/68399.

Mehmet Alaca, “Telafer’den Ayrılan Türkmenlerin Yüzde 30’i Bölgeye Dönebildi”, Anadolu Ajansı, 22 Şubat 2019, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/telaferden-ayrilan-turkmenlerin-yuzde-35i-bolgeye-donebildi/1398913

Mohammad Tahsin Gökkaya, “Irak Türkmenleri Ne Durumda?”, Fikir Turu, 03 Nisan 2023, https://fikirturu.com/insan/irak-turkmenleri-ne-durumda/.

Mustafa Cin, “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Özgürlüğü”, Mevzuat Dergisi, 2005, S. 88, https://www.mevzuatdergisi.com/2005/04a/06.htm.

Necmettin Beyaz, Türkiye’ye Sığınan Irak Türkmenlerinin Sosyal Hayata Uyumlarının İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Gaziantep, 2019.

Nevin Yazıcı & Ümit Özdağ, “Irak’ta Direnen Bir Türkmen Kenti: Telafer”, Irak Coğrafyasında Türk Varlığı ve Kültürü Sempozyumu, BEÜ Yayınları, Bilecik 2014, s. 203-230.

ORSAM, “Irak Anayasası ve Türkmenler”, 17 Mart 2009, https://www.orsam.org.tr/tr/irak-anayasasi-ve-turkmenler/.

PİTGEM, Ankara’daki Türkmen Aileler ile Röportaj Serisi (Seri 1: Birinci Aile), 15 Mayıs 2023, https://pitgem.org/2023/05/ankaradaki-turkmen-aileler-ile-roportaj-serisi-seri-1-birinci-aile-irak-turkmenlerinin-sorunlari-ve-gelecek-planlari/

Salimya Ganiyeva, “Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Çalışma Hakkı ve Uygulamada Karşılaştıkları Sorunlar”, TBB Dergisi, 2018, S. 139, s. 257-285.

Şarkul Avsat, “Türkiye, Irak’a Büyük Darbe Vurmak İçin Gözünü Irak’ın Daha Güneyine Dikti: Telafer’de Askeri Üs Kurmak Mümkün müdür?”, 24 Şubat 2021, https://turkish.aawsat.com/home/article/2825596/t%C3%BCrkiye-pkkya-b%C3%BCy%C3%BCk-darbe-vurmak-i%C3%A7in-g%C3%B6z%C3%BCn%C3%BC-irak%C4%B1n-daha-g%C3%BCneyine-dikti

Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Bölgemizin Bütün Terör Örgütlerinden Arındırılmasını Hedefliyoruz”, 1 Kasım 2017, https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/86184/cumhurbaskanligi-sozcusu-kalin-bolgemizin-butun-teror-orgutlerinden-arindirilmasini-hedefliyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, “Türkiye’nin Yeni Güvenlik Konsepti” Konferansında Yaptıkları Konuşma, 22 Kasım 2016, https://www.tccb.gov.tr/konusmalar/353/61114/turkiyenin-yeni-guvenlik-konsepti-konferansinda-yaptiklari-konusma.html

Bültenimize Abone Olun

En son haberler ve özel duyurulardan haberdar olmak için abone olun

Diğer Yazılar